Jimin başından beri Jungkook'a ait olduğunu bilmiyordu.
O Jungkook'un hem yenilgisi hem de büyülenişiydi.
Ya da çılgın bir takıntısı...?
³³³³³³
Saçlarımı yanaklarıma çarpan buz gibi bir esinti, neredeyse sözlerini bana ulaşmadan yutacaktı.
Ardından...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
³ ♡ ³
Jimin
Kalçalarımı straight fit kot pantolonumun içine sokmaya çalışırken inledim. Pantalonu giydiğimde rahat bir nefes verdim, fakat düğmeleri ilikleyemeyeceğimi fark ettiğimde ruh halim patlamış bir balon gibi söndü.
"Olamaz." diye inledim.
Dün beni yogadan attırdığı için Val'e küfrederken pantolonu çıkarmakla cebelleştim. Belli ki egzersize ihtiyacım vardı. Ve çikolatadan vazgeçmek gerçekçi bir seçenek değildi. Aylardan ekimdi. Yapraklar turuncu-kırmızı damlalar halinde düşüyor ve yaz, New York'taki terleten varlığını kaybediyordu.
Elena ile buluşmam gereken kulübe gitmek için bir taksiye bindim, Kız kardeşinin bebeği için olan kutlamayı organize ediyordu ve ben de yardım etmek için gönüllü olmuştum, Açıkçası, bugünlerde kafamı mavi gözleri olan hain bir federalden uzaklaştırmak için her şeyi yapardım. O kadar yoğun ve tüketici biriydi ki birlikte olduğu kaç kişinin onu hâlâ özlediğini merak ediyordum. Artık diğerlerinden farklı olduğumu bilsem de bu düşünce, göğsümde kıskanç bir sıcaklık dalgasına neden oluyordu.
Dün gece şimdiye kadar yaşadığım en yoğun misyoner seks seansından sonra başımı kalbine dayayarak, "Üç kereden fazla birlikte olduğun kaç kişi var?" diye sormuştum.
Bir an için, cevap vermeyecek sanmıştım.
"Cevabını bildiğin soruları sorma, malyshka."
Bir kişiyle olmuştu.
Ve o bendim.
Bu bilgi göğsümde ağır bir his uyandırdı. Paniğe hem çok yakın hem de yeterince uzak hissettiren bir duyguydu.
Elena, masanın üzerine yemek ve parti broşürlerinin yayıldığı bir bölmede oturuyor ve iki seçeneğe bakan annesine, "Hayır anne, pembeyi sevmiyor," diyordu.
Gianna ellerini havaya kaldırdı. "Bir kızı olacak, Elena!"
"Yeşil olsun istiyor."
"Yeşil mi?"
Konuşmalarını bitirmelerine izin verdim ve bardaki sürahiden kendime bir bardak buzlu çay koydum.
"Bak ne diyeceğim, bana en sevdiğin içkiyi söyle. Seni eve götürür ve şu ana kadar içtiklerinin en iyisini yaparım." Gülümsedim.
