Bölüm 4

3.6K 330 54
                                    

 Hala sabah ki olayı düşünüp  kendi kendini üzüyordu Sehun. Chanyeol ve Kyungsoo'yla birlikte oturuyorlardı. Kyungsoo canı sıkkın diye ona çikolatalı süt almıştı. Şimdi Chanyeol, Kyungsoo'yu kızdırıyor dalga geçiyordu. Sehun Kyungsoo'nun yerinde olsa asla Chanyeolu takmazdı. Çünkü Kyungsoo çok güzeldiki.(Ne olacak benim Kyungsoo aşkım bilmiyorum assdsa) İkisine bakarken Chanyeol ona gelip arkadan sarıldı. 

''Chan ne yapıyorsun ya, süt içiyorum. Üstüm kirlenecek.'' Sehun mızmızlanarak söyledi. ''Ama Hunnie sana sarılmayı ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun dimi?'' Sehun Chanyeolun söylediklerine kıkırdadı.

'' Aptal bana sarılamıyorsun ki kolların birbirine kavuşamıyor bile.'' Chanyeol kıkır kıkır gülen kuzenine daha çok sarıldı.

'' Ovv Hunnie çok tatlısın.'' diyip ona daha sıkı sarıldı. 

'' Yah Chanyeol bıraksana Hunnieyi o koca kollarınla zarar vereceksin.'' Kyungsoo bağıp Chanyeol'a vurdu.

''Sen karışma! O benim Hunniem bi kere!'' Chanyeol, küçük çocuklar gibi dil çıkardığında, Kyungsoo gülümsemesini zorda olsa bastırdı.

''Nerden senin oluyormuş? Benim Hunniem o.'' Bu ikisinini anlaşamayıp ama asla birbirlerinden kopmaması, Sehun için o kadar çok mükemmeldi ki kendini şanslı sayıyordu, onların arkadaşlıklarına sahip olduğu için.

'' Hey ben ikinize de yeterim ki.'' Diyip ikisinede sarıldı. 

'' Ooo grup kucaklaşması en sevdiğim.'' Chanyeol şen bir kahkaha atarak söyledi ve hep birlikte gülerek sınıflarına doğru yürüdüler.

 Koridorda Sehun , Luhan'ı görmüştü. Kafasını başka yöne çevirmek için zorladı kendini. Ona bakmayı deli gibi istesede bunu yapamazdı. Luhan kötü bir çocuktu. Annesi bu şekilde olan çocuklardan uzak dursun diye Sehun'u sürekli uyarırdı. Bu yüzden ondan uzak durmalıydı. 

 Luhan ilerleyip koridorun sonundaki sınıfa girmişti. Sehun şimdi onun bir üst sınıflarda olduğunu öğrenmişti. Hay lanet bu sınıfla ortak beden eğitimi dersleri vardı. Sehun ne kadar hareketli olsada sevmiyordu beden eğitimini. Herkes onunla dalga geçerken sevmesi imkansızdı. 

  Sıkıntılı iç çekerek sınıfına girdi. Neyseki bu gün beden eğitimi yoktu. Olsaydı da karnının ağrıdığını bahane ederek revire gider yatardı. Annesi ve babasıda panik halinde okula gelip olayı abartırda bartırlardı. İkisinin aynı şeye sevinip, üzülüp, telaşlanmaları tam bir kaos nedeniydi. Normal ebeveyin değillerdi ki, garip Sehun napsındı.

     Ders başladığında kendini çok daha iyi hissediyordu. Keşke Chanyeol'da bu sınıfta olsaydı. Onu sadece tenefüslerde görmek yetmiyor, Sehun onu özlüyordu çok. Kendini derse odakladı matemetik dersini zaten severdi. Soruları çözmek bulmaca gibi eğlenceliydi. Sehun bulmacalara bayılırdı.  Bulmaca diyince aklına Luhan geldi yine, Onda bir tuhaflık olduğu belliydi. Sehun'un içinde Luhan'ın aslında nasıl bir insan olduğunu bulma dürtüsü ortaya çıktı. Deli gibi onu çözmek, ona yakın olmak istiyordu. O kibar çocuğun tekrar onunla konuşmasını istiyordu.

  Okul bittiğinde üç arkadaş birlikte yürüyorlar, şakalaşıyorlardı. Chanyeol ve Kyungsoo sonradan kendi evlerine gitmek için ayrıldılar. Sehun yine o parka doğru yürümüştü. Neden o park olduğunu tam bilmesede içinden bir ses Luhan'ın yine orada olduğunu söylüyordu.

  Yine aynı banka geçip oturdu. Etrafı izlerken düşüncelere kapılıp gitmemek için çantasından kulaklığını ve telefonunu çıkarıp müzik dinlemeye başladı. Ama ilk önce annesine azıcık geç kalacağına, önemli birşey olmadığına dair mesaj attı. Babasına atmaya gerek duymadı. Nasılsa annesi hemen söylerdi.  Biraz müzik dinleyerek vakit geçirdi. Kendini ritme kaptırmıştı bile, Bu müzik gerçekten kulağa hoş geliyordu.  Bu sırada arkasından yaklaşan kişiyi farkedemedi. 

Birden gözlerinde baskı hissedince çığlık artarak kalktı. Arkasını dödüğünde ona kahkalarla gülen bir Luhan buldu. Aman ne hoş, bir rezil olması eksikti.

  '' Hey neden sinsice yaklaşıp korkutıuyorsun beni ?'' Sehun resmen cırladı. Ama cidden korkmuştu, ya sapık olsaydı. Ona birşey yapsaydı. Ya bir daha ailesini arkadaşlarını göremeseydi. Aklında ki felaket senaryoları o kadar korkunçtu ki kendisi bile ürktü. Siz düşünün yani. Bilinç altımda ne var benim diye hayıflandı.

 Luhan gökkuşağını burda görünce onu şaşırtacak bir giriş yapmak istemişti ama zavallı çocuğun bu kadar korkacağını düşünememişti. Gözleri dolu dolu bakarken çok sevimliydi gökkuşağı.

  Sehun banktan çantasını alarak ona hala kıkırdayan Luhana gözlerini devirdi. Normalde bu hareketi pek fazla yapmazdı. Annesi bunun çok saygısızca olduğunu, karşısındaki insanı kırabileceğini söylemişti. Ama Luhan'a yapmasında sakınca yoktu ona göre. Hem oda kırılırsa ödeşmiş olmazlar mıydı. 

   '' Hey hemen gidiyor musun Gökkuşağı?''  Sehun gelen soruyla arkasını dönüp Luhan'a baktı. '' Evet.'' dedi düz surat ifadesiyle. Luhan ise bundan etkilenmek yerine sırıtıp ''Neden ki? Biraz daha sohbet edemez miyiz?'' diye sordu. 

 Sehun Luhanın bu saçma sapan değişimine şok olmuştu. Dengesiz miydi bu çocuk? Sabah onu resmen azarlamıştı, hemde tüm okul içinde.  

  ''Hayır seninle sohbet edebileceğimi sanmıyorum. Hem benden rahatsız oluyorsun. Burda olmama gerek yok.'' Sehun yüzünü buruşturarak söyledi. 

 '' Onu da nerden çıkardın ki?'' Luhan irice açtığı gözleriyle sorduğunda Sehun tuhaf hissetmişti. ''Sabah beni bir kovmadığın kalmıştı. O yüzden seninle konuşmak istemiyorum.'' Renkli saçlı tombiş çocuğun, söyledikleri Luhan'ı kötü hissettirmişti. Bir de yere bakıp omuz silkmesi çok tatlıydı be.

 '' O zaman sinirli olduğum için o şekilde davrandım. Sonrasında senden özür dilemek için sınıfına geldim ama bir aşk üçgeniyle karşılaştım.'' Sehun birden bire Luhan'ın donuk ve soğuklaşan yüzüyle sesine mi, yoksa  aşk üçgeninemi şaşırsın bilemedi. 

''Ne demek aşk üçgeni?'' diye sordu. Bordo saçlı çocuk alayla sırıtıp ''İki kişinin senin için kavga etmesinden bahsediyorum. O kısa çocuk ve esmer olandan bahsediyorum.'' Sehun sonunda onun ne demek istediğini anladığında oldukça sinirlenmiş hissediyordu. '' Onlar benim arkadaşlarım. ''

'' Yapma ya, ben daha önce arkadaşların birbiri için kavga ettiklerini görmedim. Tuhaf geldi.'' Luhan hala aynı soğuk ve alaycı ifadeyle konuşmaya devam etti. '' Gerçekten saf ve masum musun yoksa numara mı yapıyorsun?'' 

  Sehun iyice sinirlendiğini hissediyordu. O bir şey yapmamıştı ki. Kyungsoo ve Jongin eskiden beri anlaşamazlardı zaten. Bunda onun hiç bir suçu yoktu. '' Sen ne dediğini bilmiyorsun. Senin ne düşündüğün umrumda bile değil anladın mı beni. Sen dengesizin tekisin ayrıca karaekterinde berbat. Dün burda gerçekten iyi ve nazik olduğunu düşünmüştüm. Sabah bana kötü davrandığında bile bir sebebi olmalı dedim ama hayır sen kötü birisin ve ben seninle konuşmayacağım.'' Çantasını omuzlarına takarak hızlıca yürümeye başladı renkli saçlı çocuk.

 ''Evet ben çok kötüyüm Gökkuşağım. Benden uzak durmalısın."

Luhan  arkasını dönüp ilerlerken fısıldadı.









 Yahu amma saçmalıyorum ben ve siz bunu okuyorsunuz gerçekten çoooook teşekkür ederim.  Luhanın karekteri hakkında dengesiz olduğunu biliyoruz, ileridede düzeceğini sanmıyorum. Sehunieemiz çok tatlı yahu. Haydi ben gittim..

   

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunDonde viven las historias. Descúbrelo ahora