8 Bölüm

3.5K 324 53
                                    

Bay Shin'in okuldan ayrılması üzerinden tam üç gün geçmişti. Okuldaki herkes bunu Luhan'ın yaptığını biliyordu. Sehun artık Luhan'la konuşmıyordu. Onunla arkadaş olmak istemişti gerçekten ama bu mümkün değildi. Sehun bir kez daha anlamıştıki Bordo saçlı çocuk tehlikeliydi. Kendisine okulda çete bile kurmuştu. Sürekli kavgalara karışıyordu.

Sehun ise normal yaşamına geri dönmüştü. Bazen Luhan'ın arkadaşları onunla da uğraşıyorlardı. Sehun bunları çok takmamaya çalışıyordu. Onunla her zaman uğraşıyorlardı değil mi.

''Chanyeol bugün bizi hamburger yemeye götürecekmiş.'' Kyungsoo, heyecanla Sehun'a çok güzel bir haber vermişti. Sehun Kyungsoo'ya sarılarak. ''Yaşasın Hamburger.'' diye bağırındı. İkiside gülerken, Sehun aniden arka tarafa doğru çekildiğini hissetti. Ne olduğunu anlamamıştı bile. Daha sonra Kyungsoo'ya baktığında onunda birisi tarafından tutulduğunu gördü. 

''Ne oluyor lan? Bırakın bizi. '' Kyungsoo sertçe onları tutan son sınıf olan çocukları söyledi. Sehun'un da kurtulmak için debelendiğini gördü. Ama çocuklar gerçekten onların yanında çok fazla iriydiler. Kyungsoo onların üst sınıflardan olduğunu tahmin ediyordu. 

'' Bırakmazsak ne olur bücür. Öyle sarılmışsınız birbirinize. Çıkıyor musunuz lan siz?'' Kyunsoo'yu tutan kahverenkgi saçlı çocuk konuştuğunda ikiside çok komikmiş gibi güldüler. 

Sehun şu anda gerçekten korkuyordu. Bu çocukların onlardan ne istediğini bilmiyordu ama deli gibi korkuyor ve gitmek istiyordu. ''Lütfen bizi bırakın.'' Sehunun söyledikten sonra diğer iki çocuktan kahkahalar yükselmeye başladı. ''Dostum bu çocuk çok tatlı. Bunu ben alayım diğer bücür senin olabilir. '' 

'' Ne saçmalıyorsunuz lan siz? Bırakın diyorum size.'' Kyungsoo bu sefer bağırdı. Eğer arkasındaki çocuk onun kollarını sıkıca tutuyor olmasa ona haddini kesinlikle bildirirdi.  Ama kahretsinki herif hayvan gibi güçlüydü. 

 Etrafları kalabalıklaşmaya başlamıştı. Kimse olaya müdahale etmiyordu bile. Sehun'un gözleri dolmuştu. Kurtulmak için debeleniyordu. Ama başaramıyordu. Daha sonra Chanyeol'un koşarak gelip Kyungsooyu tutan çocuğa tekme attığını gördü. Kyungsoo yere düşecekken Jongin onu yakalamıştı. Hemen ardından kendi kollarıda özgürlüğe kavuşmuştu ama dengsini kaybedip düşmüştü. 

 Arkasına döndüğünde Luhan'ın diğer çocuğu yakalarından tuttuğunu gördü. Luhan'ın yüzünün sinirden nasıl kasıldığını farketti ve gözleri çok karanlık bakıyordu bordo saçlı olanın. Daha önce onun bu kadar kötü baktığını görmemişti.  

 ''Sen ona nasıl dokunabilirsin? Hangi elin söyle '' Luhan remen kükrediğinde tüm herkes ürpermişti. Çok geçmeden çocuğu yere fırlattı. Çocuk karşılık vermeye çalışsada başarılı olamamaıştı. 

 Ardından tüm bahçede yankılanan çatırdı sesi ve feryat dolu bir haykırış duyuldu. Zavallı çocuğun kolunu kırmıştı Luhan. 

 Ayağa kalkıp gökkuşağının korkudan titreyen bedenine baktı. Güzel gözlerinin sulanmaya başladığını gördü. Onu elinden tutup kadırıp peşinden sürüklemeye başladı. 

''Hey kuzenime dikkat et!'' Chanyeol'un sesini duyunca her ikiside arkalarına döndüler Sehun ne olduğunu anlamadığı için ona bakıyordu. Şu an için Luhan'ın yanında olmak onu ürkütüyordu. O çocuğun kolunu nasıl hiç tereddüt etmeden kırdığını görmüştü. Sehun şiddet içerikli filmler bile izlememişti daha önce böyle şeylere o kadar yabancıydı ki. 

 Luhan uzun boylu çocuğun söylediğine sırıtıp elini tamam anlamında salladı. Konuşmadan gökkuşağını çekiştirmeye başladı. Aslında şu an gerçekten sinirliydi. Kalabalığı uzaktan görmmüştü.Kimse gökkuşağına yardım etmek için uğraşmamış sadece izlemişti. Evet kendiside zorba sayılırdı ama asla güçsüz insanlarla uğraşmazdı. Bu canını sıktı. Gökkuşağına kimsenin dokunmasını istemiyordu. Kafası karışıktı. Bu çocuk kafasını karıştırıyordu. Onun saf ve masum halleri o kadar sevimliydi ki sadece bakışlarına yakalandığında  bile heyecandan kalbinin gümbürdediğini hissediyordu. 

 Sehun, Luhan'la ilk karşılaştıktarı parka geldiklerini farketti. Luhan onu yine aynı banka getirip oturmasını sağladı. 

''Neden o çocuğa karşı kendini koruyamadın? Sana birşey olsaydı ya?'' Luhan sinirle bağırdı. Bu ihtimal bile canını yakmıştı. 

''Ben denedim ama o güçlüydü.'' Sehun kafasını yere eğmişti. Böyle olsun istememişti ki hem neden Luhan her fırsatta ona bağırıp duruyordu anlamıyordu. Bu yüzden geri okula dönmek için ayaklandı. 

 ''Daha konuşmamı bitirmedim.'' Luhan onun kolunu tutup söyledi. 

Sehun omuz silkti '' Ben gidiyorum zaten kızıp bağırıp benim big boy olduğumu söylemeyecek misin? Orada yardım ettiğin için teşekkür ederim.'' dedi. Luhan onu üzdüğü için kendini kötü  hissetti. 

''Hayır. Bundan sora seni ben koruyacağım anladın mı Gökkuşağı?'' Ardından uzanıp onu nemli yanağına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. 

  Sehun ne olduğunu anlamamış bir biçimde kocaman gözlerle Luhan'a baktı. Luhan gülümsediğinde çok fazla utandığını hissetti. Yanakları yüzü yanıyordu. Ardından Luhanı hızla itip koşmaya başladı.

***

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunWhere stories live. Discover now