Bölüm 15

3.5K 298 35
                                    


Medya: Luhan

   Havalar gittikçe ısınırken Luhan'ın kalbi buzla kaplanıyordu. Doğum gününe bir kaç aydan fazla kalmamıştı. Bir kaç ay sonra evlenmesi gerekiyordu. Annesi onunla düğün hazırlıkları için buluşmak istemişti. Ama kesin bir dille reddetmişti Luhan. Kesinlikle evlenmek istemiyordu. Birde bunun için kovulduğu Çin'e geri dönmeyecekti. Sırf nişanlanmayı istemediği için buraya sürgün edilmişti. Şimdi lanet bir düğün umrunda dahi değildi. Aklından zaman zaman ölmek bile geçiyordu bu baskı çok fazlaydı ama umut her zaman vardı değil mi? Bunu gökkuşağıyla anlamıştı. İlk defa biri ondan herhangibir çıkar beklemeden ya da korkmadan konuşmuştu. Ama Luhan adi bir piç gibi davranıp onun boğazına yapışmıştı. Sehun'u kırmıştı. Onu susturmak istemişti. Çünkü eğer ona aşıkını itiraf ederse, eğer 'Evet bende seni çok seviyorum.' derse bu ikisininde sonu olurdu. 

  Gökkuşağının önünde o kadar güzel bir hayat vardı ki kendisi bir parça olamayacak kadar zavallıydı. Sehuna zavallı dediğinde çocuğun yüzü geldi aklına asıl zavallı olan kendisiydi. Korkak, biçare... Yapamıyordu. Babasına karşı gelemiyordu. Bunun için Sehun'u üzemezdi onu bunların içine çekemezdi. Keşke kolay olsaydı. Ama değildi. Ne yaparsa yapsın bir çıkış yolu bulamıyordu. Blöf olsun diye intihar bile etmişti. Evden kaçmıştı ama hiç biri işe yaramamıştı. Xio ailesinde doğmak demek yirmi yaşında ailenin uygun bulduğu birini gelin almak demekti. Belki gelinimi severim diye kendini kandırmıştı Kore'ye gelmeden evvel ama buda imkansızdı artık onun için, bir kere sevmişti değil mi? 

 Sehun'un siyah saçlı hali geldi aklına aslında yakışmıştı beyaz teni ortaya çıkmıştı. Tam iki haftadır gölgesi gibi onu takip ediyordu. Nereye giderse haberi olması için telefonuna GPS uygulaması bile kurmuştu. Sehun'un şaşkın şaşkın telefon arayan hali aklına gelince kıkırdadı. Yüzündeki şapşal ifade çok tatlıydı. Luhan yattığı yataktan doğruldu. Telefonundan Gökkuşağının evde olduğunu gördü. Onu görmek istiyordu. Hem de çok istiyordu. Uzaktan şöyle başı belada mı değil mi kontrol etse fena olmazdı herhelde. 

  Sehun ürkek adımlarla tartının üzerine çıktı. Babası yine yanında elleri göğsünde birleşmiş şekilde çıkacak sonucu bekliyordu. Uzun zamadır tartılmıyordu. Ama azda olsa kilo verdiğini hissediyordu. 

''88.6, voah bu çok iyi Sehuniem. Bu zamana kadar altı kilo vermişsin. Bunu hemen annene söylemeliyiz. Yixing!'' Banyodan koşturarak çıkan babasına baktı Sehun. Aslında kilo verdiği için mutlu olmalıydı ama değildi. İçindeki karamsarlıktan kurtulamıyordu. Kilo vermesinin nedeni en sevdiği yemekte bile aklına Luhan'ın gelmesi ve midesinin düğümlenmesiydi. Luhan'dan önceki hayatını düşündü. Okuldakiler onunla sürekli uğraşırlardı ama bir şekilde üstesinden gelirdi. Ama Luhan'ın üstesinden gelemiyordu. Onu koruduğunu biliyordu. Gizliden gizliye. Okuldaki kimse artık onunla dalga geçmiyordu. En son ona hakaret eden bir kız az daha okulun arkasında tecavüze uğramak üzereydi Sehun o gün çok korkmuştu. Luhan gerçekten sinirlenince ne yaptığını bilmiyordu. Bunun için Luhan'a tokat bile atmıştı. Ne olursa olsun kimse bunu haketmezdi. Luhana vuran eli hala arada sızlıyordu. Ama bordo saçlı çocuğun kendisine gelmesi için yapmıştı. 

  Kafası her zamaki gibi Luhan'la dolup taştığında banyodan çıkıp teraslarına çıktı. Burayı seviyordu. Babası rahat koltuklardan almıştı buraya. Yazları burada oturur vaktini neredeyse tamamını burada geçirirdi. 

  Kapıyı açtığında gözüne ilişen bordo saçlarla kalbi hızlandı Sehun'un Luhan'ın burada ne işi olabilirdi? Bu çocuk gerçekten sinirlerini bozuyordu. Madem sevdiğini inkar ediyor kendisini istemiyordu ne demeye sürekli etrafında dolanıp duruyordu ki? Sehun onu unutmaya çalışırken, bunu daha da imkansız hale getirmenin bir amacı yoktu. Sinirle tekrar içeri girdi. Aşağıya inip ona gününü göstermek istiyordu. Ona sağlam bir tekme atmak istiyordu. Tamam sadece istiyordu. Sehun Luhan'ın canı yandığında kendisininde çok acı çekeceğini bildiğinden bunu yapamazdı. Hala elinin sızısını hissederken birde ayağına katlanmak istemiyordu.

   Salonda anne ve babasının kıkırdayarak birbirlerine kur yaptığını görünce gülümsedi. Ebeveyinleri hala liseli aşıklar gibiydiler. Azıcık kıskançlık hissetsede onlara sahip olduğu için mutluydu. Onlara biraz daha bakmanın psikolojisine zarar vereciğini düşünüp hemen salondan hızlı ve sessiz adımlarla uzaklaşıp evden çıktı. 

  ( Şarkıyla okunması tavsiye edilir.)

Bahçe kapısında dikilen Luhan kendisine koşan gökkuşağını görünce adımları gerilemeye başladı. Kahretsin yakalanmıştı. Sadece uzaktan görüp gidecekti. Şimdi bir bahane bulamazdı. Sehun'a bir şey diyemezdi. Bu yüzden adımları geri geri gitti. Onunla yüzleşmeye cesareti yoktu. 

 ''Luhan!'' Sehun geri dönüp gitmek üzere olan çocuğa seslendiğinde diğerini onu duymazlıktan gelip ilerlemesini umursamadı. Bu sefer korkmayacaktı. Onunla yüzleşmek istiyordu. Ya Luhan tamamen ondan vaz geçip uzak dursun yada yanında olsun istiyordu. 

 ''Luhan! Dur!'' Gökkuşağı tekrar seslendiğinde ayakları olduğu yere çakılı kaldı bordo saçlı çocuğun. ''Ne istiyorsun?'' Sesini soğuk tutmaya çalışıp sordu Luhan. 

 Sehun şu an da çok sinirlenmişti. Yüzünü bile dönmeye tenezzül etmeyen çocuğa. ''Asıl sen ne istiyorsun? Neden etrafımda dolanıyorsun? Beni sevmiyorsun bile! Lanet olsun, uzak dur tamam mı benden, uzak dur! Bana karşı bir şey hisetmiyorsan uzak dur ki seni-'' Sehun'un sözü Luhan'ın aniden hırsla dönüp onu duvara itmesiyle yarım kalmıştı. Şaşkınlıktan gözleri büyürken, kalbini daha çok  hızlandıran Luhan'ın aniden dudaklarına kapanması olmuştu. 

  Elleri gökkuşağının yüzündeydi. Onun teni ve yumuşacık dudakaları Luhan'ın susuzluğunu gideriyor aynı zamanda daha fazlasını istemesine neden oluyordu. Basit bir dudak değirmekten fazlasını yapıyordu şu anda Luhan. Gökkuşağının ilk gerçek öpücüğünü alıyordu. Diliyle dudaklarını yaladı Sehun'un, ama onun öpüşmeyi bilmediği o kadar belliydi ki, sadece beklemesi bile Luhan'ın kalbinin hızlanmasına neden olmuştu. Neden böyle yaptığına anlam veremiyordu. Sehun'a acı çektirmemek için uzak duracaktı ama her türlü acı çekeceklerdi. İkiside bunu biliyordu. Bu yüzden bir karar aldı. Gökkuşağının yanında kalabildiği kadar kalacaktı ve ardından siktir olup gidecekti. Bu kadar bencilliğin bir zararı olmazdı her halde diye düşündü. 

   ''Ağzını aç gökkuşağım.'' Luhan'ın dudaklarında biraz ayrılmasıyla nefes alabilen Sehun hala şaşkındı. Yavaşça ağzını araladığında Luhan bir küfür savurup tekrar dudaklarına yapışmıştı. Bu çok garip hissettiriyordu. Daha önce tecrübesiz olan Sehun'un kalbi yarıştaymış gibi atıyordu. Tuhaftı, çok tuhaftı ama bundan hoşlanmadığını asla söyleyemezdi. Neler olduğunu idrak etmeye çalışırken Luhan ellerini Sehun'un beline dolamış dudaklarından ayrılıp ona bakıyordu. 

 ''-unutabileyim.'' Sehun bordo saçlı çocuğun aniden onu öpmesi üzerine yarım kalan cümlesini istemsizce tamaladığında Luhan onun alnını ve saçlarını öptü. 

''Buna izin vermem Gökkuşağım. Her şeyi unutsan bile, kim olduğunu, adını, kendini unutsan bile yine de beni unutmana izin vermeyeceğim. Evet Gökkuşağım seni seviyorum bu korkak seni çok seviyor.'' Luhan kelimelerini tamamladığında Sehun çoktan göz yaşlarına boğulmuştu. Hem ağlayıp hem nasıl mutlu olabilirdi? Şu an da tamamlanmış gibiydi. Luhan ona sarılırken, onu severken, saçlarını öperken doğruydu her şey. Sehun başka bir şeyi sorgulamadı. Luhan'a güvenerek kollarını sardı sevdiğine.

  

  Bölüm kısa oldu gibi ama olsundu. Umarım beğenirsiniz. Şimdi söylemek istediğim bir takım şeyler var umarım okursunuz kkkk ay çok ciddi oldum :D  Neyse ıhım ıhım öksürük sesi. Sehun burada hep şişman olarak kalmayacak elbette ama bu hikayeyi öylesine yazmıyorum ve cidden çok fazla önemsiyorum kafamda sürekli kurgular şekillendiriyorum. Normalde bu tarz hikayelerde esas oğlan diğer esas karater değişince aşık olur ama burada o durum olsaydı hem bana hem size çok sığ ve sıradan gelecekti. Hem her zaman aşkın bedenlerin değil ruhların birleşmesi olduğunu düşündüm ki zaten hepimiz Sehun'un ne kadar güzel olduğunu biliyoruz. Luhan da bunu farketti işte. Demiyorum ki Sehun hep böyle kalacak. Elbet zayıflayacak tabiki. Siz TOMBİŞ SEHUNİE' yi sevin yeterli. Kkkkk okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. 

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunWhere stories live. Discover now