Bölüm 14

3K 299 58
                                    

 
  Yifan ve Yixing en sevdikleri ikili koltuklarında oturmalarına rağmen her zamanki neşeli hallerinden eser yoktu. Bütün gün yorulduğuna dair mızmızlanıp Yixingin ilgisini bekleyen Yifan şimdi oğlunu düşünüyordu. O çocuğun, oğlunu üzeceğini biliyordu. Kimse bir şey demesede Yifan oğlunun neye üzüldüğünün farkındaydı.
 
Sehun gelir gelmez odasına kapanıyor annesi ona en sevdiği yemekleri yapsa bile yemiyordu. Yixing onun için bir uzman yardımı almak istiyordu. Psikologla görüşüp belki daha rahatlardı. Sehun daha önce hiç bu kadar içine kapanmamıştı.

  Konuşmadan otururlarken sadece birbirlerine sarılıyorlardı. Her zaman birbirlerinden güç bulmuşlardı. Kapı aniden çaldığında Yifan ayağa kalkıp "Birini mi bekliyorduk? " diye sordu. "Hayır." Yixing basitçe cevapladığında Yifan kapıya doğru ilerledi.

"Merhaba Yifan Hyung." Kapıda Kyungsoo, Chanyeol ve şu esmer olan çocuk Jongin gelmişlerdi. "Hoş geldiniz çocuklar. Gelin içeriye." Yifan çocukları içeriye aldığında hepsi ayakkabılarını çıkarıp içeriye girmişlerdi.
 
"Şey biz Sehun'u görmeye geldik. Ona bir süprizimiz varda.'' Kyungsoo çekingen bir şekilde  konuştuğunda Yifan ona ne dermiş gibi baktı. Ardından üç genç sırıtarak ''Size de süpriz olsun. Biz Sehun'un yanına çıkalım.'' diyip salondan ayrıldılar. 

  Sehun okula girerken sırt çantasının askılarına iyice yapıştı. Kafasını yere eğdi çünkü yine herkes ona bakıyordu. Hatta az ileride kızlarla oturan Luhan bile gözlerini dikmiş ona bakıyordu. Kafasını kaldırmak istemiyordu. Luhan'la bakışmak istemiyordu. Onun yüzünü görmek istesede bu ona sadece acı veriyordu. Onların önünden geçerken kendi kendine içinden Chanyeol ve Kyungsoo'ya kızıyordu. Her sabah onu kapıda beklerlerken bu sabah onu yanlız bırakmışlardı. Tek başına olmayı sevmiyordu. Bu yüzde sadece önüne odaklandı.

  ''Hey bakın şu saçına renkli yapan şişman ucube bu seferde saçlarını siyaha boyamış.'' Duyduğu iğrenç kelimelerle kafasını kaldırdı. Luhan'ın yanındaki kızlardan biri demiş olmalıydı bunu. Ardından ise hepsinin kahkaha sesi yükseldi. Sehun hepsine baktı ardından gözleri Luhan'a kaydı. Bordo saçlı çocuk delici gözlerle bakıyordu kendisine. 

  ''Ne oldu domuzcuk siyah seni daha mı zayıf gösteriyor yoksa.'' Bu sefer konuşan zayıf bir erkekti. Sehun gözlerini Luhan'dan çekip ona baktı. ''Hayır sadece artık gökkuşağı olmak istemedim. '' Gülümsedi, gözlerinin içi gülmesede konuşan çocuğa baktı tekrar gülümseyerek ''Çünkü bundan nefret ettim.'' diye devam etti. Arkasında kendini bok gibi hisseden bir Luhan ve ne olduğunu anlamayan insanlar bıraktı. 

  ''Esmerim biçim biçim ölürüm esmer için. Alem bana düşmandır esmer sevdiğim için! Loy!'' Kol kola girip başında şarkı söyleyen Chanyeol ve Kyungsoo'ya baktı Sehun. Arkadaşları tek kelimeyle tuhaftı. Ama yinede komik göründüklerini söylemeye gerek bile yoktu. Deve ve cüce yanyana gelmişlerdi sonuçta. Yine de aklından geçenleri sesli dile getirmesi Kyungsoo'nun onu camdan aşağıya atması için yeterli sebep olduğundan sesini çıkarmayıp güldü. Uzun zamandır gülmemiş gibi hissetti kendini. 

 ''Hey saçlarım siyah oldu diye esmer değilim ki ben. Esmer olan senin sevgilin Kyungsoo git onun için öl.'' Chanyeol kahkaha atarken Kyungsoo dumur olmuş şekilde Sehun'a baktı. ''Yah seni velet!'' Diyerek Sehun'un üstüne atlayıp ona iyice sarıldı. Chanyeol '' Uhu kanka sarılması!'' diyerek uzun kollarını iki çocuğa birden doladı. 

  ''Yah Chan çekil sen hayvan gibisin. İmdat nefes alamıyorum.'' Kyungsoo bağırındığında Chanyeol onu umursamadan gür ve şen bir kahkaha daha attı. Sehun arkadaşları sayesinde biraz daha iyi hissediyordu kendini. Tüm o olumsuzluklar olmamış gibi. Kollarını iki arkadaşına zar zor doladı ve yüzünde geniş bir tebessüm oluştu. 

  ''Yah! Siz ne yapıyorsunuz burada?'' Jongin kollarını göğsünde birleştirip asık yüzle onlara bakığında Chanyeol hemen ayrılıp iki çocuğu serbest bıraktı. ''Upss yakalandık. Haydi ben sınıfıma kaçtım.'' diyerek hızlıca uzaklaştı. Kyungsoo da yavaşça Sehun'dan ayrılınca sevgilisine baktı. '' Yah Kyungsoo beni aldatıyor musun?'' Büyük gözlü çocuk ona inanmaz gözlerle bakıp ''Ben mi?''diye sordu. 

 Jongin buna gülümseyip sınıftakileri umursamadan küçük olana sarıldı. Kyungsoo da ona kollarını doladı. ''Sevgili sarılması!'' Chanyeol bağırarak ikisine sarıldı. Sınıf kapısında pusuya yatmıştı ve sarılmayı çok fazla seviyordu uzun çocuk. '' Sehunie gel sende.'' Uzun çocuk kuzenini çağırdığında hepsi,  herkesin tuhaf bakmasına neden olacak olan kahkahalara boğulmuşlardı.

   Luhan gökkuşağının saçlarını siyah yaptığını görünce kalbinin sıkıştığını hissetti. Hele yanındaki geri zekalı insan topluluğu ona hakaret ettiğinde hepsini tek tek yumrulamak istemişti. Kız erkek ayırımı bile yapmadan üstelik. O sözler onun bile canını yakmıştı. Kim bilir gökkuşağı ne kadar çok üzülmüştü. Ama Luhan'ın canını en çok yakan ise gökkuşağının sözleriydi. Bunları hakketmişti. Tam olarak bunu istiyordu. Sehun'un ondan nefret etmesini ama bu canını yakıyordu işte. 

  Gökkuşağının sınıfının önünden geçerken içerde arkadaşlarıyla beraber mutlu olduğunu gördü. O gülebiliyorken kendisini gülememesi acınasıydı. Onun yanında olup onu kızdırıp utanmasını sağlamak isterdi. Yanaklarının al al olmasını sağlamak. İçinde büyüyen kıskançlıkla nasıl baş edeceğini bilmiyordu.

 Sehun istemese nefet etse bile Luhan onu daima gökkuşağı olarak görecekti. O hala içinde mutlu olabileceğine dair umutlarını yeşertirken saçlarını siyah yapması hiç önemli değildi. Hem gökkuşağı, gökkuşağıydı. İsterse saçları olmasın. Luhan onun fiziki görünümüyle ilgilenmiyordu. Tamam belki masum duruşu sevimli vücudu, güzel yüzü heyecanlandırıyordu ama onun saf tertemiz kalbiyle ilgiliydi her şey.  Aptal insanları anlayamıyordu. Ona nasıl bu şekilde zorbalık ettiklerini onu üzdüklerini asla anlayamayacaktı. 

 Bir karar aldı. Gökkuşağının yanında olup onu gülümsetemese bile gizlice onun gölgesi olacak ve onu koruyacaktı en azından kısıtlı olan özgürlüğü tamamen elinden alınasıya kadar. Böylece ilerideki yaşamında ilk aşkı için duyacağı pişmanlığı biraz daha azaltabilirdi. Bu mümkün olur muydu bilmiyordu. 

 Okul dolaplarının önünden geçerken üç kişinin fısıltıyla konuştuğunu gördü. ''Şimdi planladığımız gibi o şişman çocuğu tüm okul önünde rezil edeceğiz.'' En son anladığı cümle buydu. Kimden bahsettiklerini biliyordu. Bu gözünün dönmesine neden oldu. Hızlıca yanlarına ilerleyip kimin dolabı olduğunu umursamadan olanca gücüyle yumruk attı. Genç çocuklar korkuyla geriye çekildiklerinde ''Eğer o çocuğa bundan sonra herhangibir zarar geldiğini görür yada duyarsam sizden bilirim orospu çocukları. Sonunuzun ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? Ha?'' 

 Üçü birden korkuyla geri çekilip  özür dilediler tekrar tekrar. Luhan'a bulaşmak demek kollarını yada ayaklarının kırılmasına neden olabilirdi. Üstelik öğretmenlerin bile baş edemediği biriyle uğraşmayı kimse istemezdi. 

 Luhan elini dolaptan çekince kapak yere düşmüştü. ''Şimdi def olun. Onun yakınında görmeyeceğim sizi. Eğer benim Sehun'uma zarar verirseniz tek tek öldürürüm sizi hiç üşenmeden.'' Çocuklar hızla uzaklaşırken Luhan geri dönüp sınıfına ilerledi. Eli biraz şişmeye başlayıp ağrısada önemsememeye çalıştı. 

   Etraf sakinleştiğinde Sehun saklandığı sınıftan yavaşça çıktı. Az önce gördükleri tamamen nefesini kesmişti. Luhan hani şu kendisine acıyan çocuk onu korumuştu. Diğer çocukların kendisi hakkında bir şeyler konuştuğunu duyunca saklanmış ve neler planladıklarını öğrenmek istemişti. Böylece başına gelebilecek kötü olaydan kurtulmayı ümit etmişti. Ama beklemediği şey Luhan'ın gelip onu korumasıydı. Az önce benim Sehun'um demişti üstelik. Sehun nereden onun oluyorsa. 

 Luhan'ın ne yapmak istediğini anlayamıyordu. Bu itme çekme oyunu olmaktan çıkmıştı artık. Sehun onun bir derdi olduğunu anlamıştı çoktan. Ama Luhan'a yardım edemiyordu. Bordo saçlı çocuk bunu engellemek için elinden geleni yapıyordu. Birbirlerini severken ayrı kalmak kalp kırıcıydı. Sehun bir şeyler yapmak istiyordu. Ne olduğunu bilmiyordu ama Luhan'la birlikte olmak için birşeylerler yapmak istiyordu. Şimdilik revire gidip Luhan'ın eli içi ağrı kesici merhem alması gerekiyordu. 
***

  

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunWhere stories live. Discover now