Özel 'M'özel Bölüm

3.6K 203 61
                                    


Ehehe yine ben geldim *-* Size özel 'M' li bölüm bile yazdım Kkkk. Normalde yapmayacaktım ama çok Çılgınım ne yapayım :D

Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın♥♥

Ay gittim tekrar. Sizleri seviyorum *-* umarım beğenirsiniz♡◆♡

Görkemli bir düğünle birbirlerine 'evet' demiş ve herkese eş olduklarını göstermişlerdi. Luhan bundan gayet memnunken, Sehun pişmandı.

Daha yeni kavuştular ancak Luhan'nın balayı için seçtiği yer Sehun için tam bir kabus gibiydi.
Onların Hindistan'ın Çerapunçi şehriyle ne alakası olabilirdi acaba?

Sürekli yağmur yağıyordu. Geldiklerinden beri Sehun somurtuyor, Luhan ise onun bu hallerini görmezden geliyor ve kaldıkları derme çatma otel odasının keyfini çıkarıyordu.

Koskaca üç gündür bu ucuz otel odasındaydılar ve Sehun Keçileri kaçırmak üzereydi. Nem Oranı fazlaydı. Yağış olsa bile garip bir sıcaklık vardı ki bu onun nefes almasını bile zora sokuyordu. Minik oğlunu özlemişti. MujiGae'yi dedelerine bırakmak zorunda kalmışlardı.

Lanet telefon hat telleri hasar aldığı için onunla konuşamıyordu. Sesini özlemişti oğlunun.

Banyoda elini yüzünü yıkadıktan sonra, elinde bir fincan kahveyle, birlikte ingilizce romantik komedi izleyen kocasına baktı.

Bir dönüm bostan, yan gel Osman, modundaki Luhan yıpranmış sinirlerine hiç mi hiç iyi gelmiyordu. Sonunda dayanamayıp ''Yah!'' diye bağırdı.

Bordo saçlı adam ne olduğunu anlamadığından yerinde sıçradı. Banyo kapısında sıkılı yumruklarıyla kendisine ölümcül bakışlar atan Gökkuşağına baktı. ''Sehunie.'' Sesine birazcık sevimlilik katmaya çalışarak seslendi. Sinirli bir Sehun, Luhan'ın korkmasına yetecek kadar tehlikeliydi.

Üstelik, hala o malum, balayında yapılan aktiviteyide gerçekleştirmemişlerdi. Bu yüzden kendini dikkatli olmak konusunda şartlandırdı.

''Yeter! Buraya balayına geldik. Hadi saçma sapan bir yere geldik, neden adam akıllı bir otelde değiliz. Burada tüm gün film izleyeceksen evimizde kalsaydık!'' Sehun bas bas bağırdığında, Luhan hemen yattığı yerden doğruldu. ''Gökkuşağım, bence burasıda çok güzel. Hem biz birbirimize yeteriz değil mi? Kümes bile olsa mutlu olmamız gerekmez mi?''

''Ben sana onu mu diyorum ama? Başbaşa balayı diye tutturdun, çocuğumu bırakıp geldim buralara ve onunla telefonla bile konuşamıyorum. Sen ise bana yardımcı olmuyorsun. Dışarıda sürekli yağmur yağıyor. Ben gitmek istiyorum.'' Sehun omuzlarını düşürüp hıçkırmaya başlayınca, Luhan'ın gözleri, kocaman açılmıştı.

''Bebeğim ağlama lütfen.'' Koşup ona sarılmak istediğinde, Sehun tarafından itilmeside bir olmuştu. ''Banane işte. Sen karışma! Ağlıycam işte!'' Sehun kollarını göğsünde kavuşturup, çocuk gibi dudaklarını büzmüştü.

Luhan içinden çığlık atıyordu. Çünkü Gökkuşağı çok sevimli gözüküyordu. Ağlamasa daha iyiydi tabi.

Sehun gerçekten çok olgunlaşmıştı ve nadir zamanlarda böyle sevimli taraflarını gösteriyordu. Luhan onun bu halini kameraya almak bile istiyordu. Ama camdan aşağıya atılma riskini, göze alamıyordu.

''Sehunie yakında yağmur dinecek. O zaman çok daha güzel bir yere gideceğiz.'' Luhan, itilmesini umursamadan Sehun'a arkadan sarıldı.

Siyah saçlı genç adam, kocasının dokunuşuyla titredi. Luhan'ın anlamamasını umdu ama artık çok geçti. Luhan yavaş yavaş onun boynuna öpücükler kondurmaya başlamıştı. Gözlerini kapatmıştı. Öpüşmekten daha ileri gitmemişlerdi. Bu yüzden karnında bir kasılma hissetti. Luhan'ın dudakları çok iyi hissettiriyordu. Boynuna konan yumuşak ve sıcak dudaklar sıcaklamasına ve aklının iplerini salmasına neden oluyordu.

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunWhere stories live. Discover now