Bölüm 26

2.4K 226 18
                                    

   Yifan şu anda oldukça sinirliydi. Sehun nasıl hamile olabilirdi. O çocuğu bulacak ve gebertecekti. Onun oğluna böyle bir şey yapıp ortada bırakamazdı kimse. Birde o zibidinin başkasıyla evlenecek olması sinirlerini geriyordu. Çocuğun tam olarak kim olduğunu öğrenmek amaçlı Çin'den bir arkadaşını daha doğrusu Yixing'in abisini arayacaktı. YiShou kulağı delik ve hemen hemen bütün magazinsel şeyleri bilir ve ilgilenirdi. Normalde adama kıl olsada şimdilik konuşmaktan başka çaresi yoktu. 

   Sehun elleri karnında son derece düşünceliydi. Şimdi onun bir bebeği mi olacaktı? Buna hala inanamıyordu. Onun bebeği, daha doğrusu Luhan ve onun bebeği, bu düşünce hüzünlendirdi onu. Luhan yokken nasıl olacaktı. Tek başına nasıl yapacaktı. Ailesi yanında olsada tüm bunlarla başa çıkıp çıkamayacağını bilmiyordu. Ama bebeğinede kıyamazdı. Onu aldırmak gibi bir seçeneği yoktu. Zaten ailesi her şeyi öğrenmişti. Babası sinirlenirken annesi bir tepki vermemişti bile. Daha doğrusu verememişti. Şok hali hala devam ediyordu. Babası ise kendini sinirle dışarıya atmıştı. 

  Sehun onun kızacağını biliyordu. Korkuyordu. Göz ucuyla annesine baktı. Hala boş boş bakıyordu. Sehun ürkekçe bir nefes alıp ''Anne.'' diye seslendi.

  Yixing transtan çıkıp oğluna baktı. ''Yani senin bir bebeğin olacak yani ben dede mi olacağım? Küçük bir Sehunie. Ay bu çok güzel değil mi?'' Sehun her şeyi bekliyordu ama bunu beklemiyordu. Yani hangi aklı başında insan çocuğunun evlenmeden çocuk sahibi olmasına bu şekilde tepki verirdi? 

  Annesi kollarını ona sardığında siyah saçlara bir öpücük kondurdu. Ardından tombiş yanaklarına güzel zarif ellerini yerleştirdi. ''Merak etme Sehunie. Biz onu koruyacağız. Biz bir aileyiz oda yeni üyemiz öyle değil mi?'' Annesinin konuşması gözlerinin dolmasına sebep oldu. Sıkıca ona sarıldı. 

  Onun annesi bir taneydi. O kadar iyiydiki. Ellerinden biriyle tekrar karnını okşadı. ''Ben de çok iyi bir baba olacağım ve seni koruyacağım bebeğim.'' İçinden bunları geçirdi, gözleri tekrar dolarken.

   Yifan telefonu çaldığında merakla açtı. Arayan YiSou'ydu. ''Efendim.'' dedi. Sesi bir hayli soğuktu nedeni ise telefondaki adamın yapmacık, samimiyetsiz ve gıcık konuşmasıydı.

  'Ah Enişte, Xio Luhan hakkında söyleyeceklerime inanamayacaksın.'' Yifan gözlerini devirdi. ''Abartma da sadede gel.'' Bacak bacak üzerine attıp, Koltuğunda geri yaslandı. Yixing ve Sehun hala hastanedeydiler. O ise kıyafet almak için eve gelmişti. 

 ''Xio Luhan yani şu Çinin önemli holdingi olan Secret'in yasal varisi. Bir kaç gün önce nikah töreni varmış. İşin ilginç yanı zaten evli olduğunu ve başkasıyla evlenmeyeceğini söylemiş." İşte bu YiFan'ın ilgisini çekmişti. O çocuk Sehun için böyle bir şeye karşı mı gelmişti?

"Nasıl yani evlenmemiş mi o kızla?'' Diye sordu. YiShou devam etti ardından.  ''Aynen enişte ve çocuk araba kazası yapmış.  Yurt dışına çıkmak isterken. Durumu ağır. Kimsenin yaşaması için bir umudu yok.''

Yifan hüzünlendi. Kalbinde sanki bir sızı hissetti. Neler olduğunu kavramıştı. Luhan neler yaşamıştı böyle. Tüm siniri geçmişti. O Luhan'ı bulup gebertmeyi düşünürken çocuk zaten can çekişiyordu.

Sehun'a bunu söyleyemezdi. Zaten yeterince üzülüyordu. Birde Luhan'ın öldüğünü veya ölmek üzere olduğunu söyleyemezdi. En iyisi ondan nefret etmesi ve onu unutması olacaktı. Daha çok gençti bir şekilde üstesinden gelebilirdi. Hem artık onunda bir bebeği olacaktı. Sehun bu konuda ne düşünür bilinmez ama o çocuk yaşamalıydı. Babası bu kadar şey yaşarken ona kıyamazlardı.

Sehun odasına dalan arkadaşlarıyla yerinden sıçradı. Ona çorba içirmeye çalışan Kyungsoo gözlerini büyüterek "Yah! Siz ölmek mi istiyorsunuz? Ahmaklar hasta odasına böyle dalınılır mı? Bakın sizi gebertirim hastane bile olsa kimse kurtaramaz!" korkunç bakışlarınıda ekleyip söyledi.

Chanyeol ve Jongin onun bu hali yüzünden korkmuşlardı bile.

Sehun hala kapıda dikilen çocuklara kıkırdadı. Chanyeol bunun üzerine şaşkınca bakıp "Omo ! Benim Sehuniem güldü. Aman Tanrım Hunnie" dedi. Gerçekten son bir haftadır kuzeni o kadar üzgün o kadar mutsuzdu ki bu kalbini parçalıyordu.

Kyungsoo, ensesinden tuttu uzun boylu çocuğu. "Yah ne yapıyorsun Kyungsoo? Ona sarılmak istiyorum."

Koca gözlü çocuk bir kahkaha attı.  "O sana sarılmak istiyor mu Chaniee? Lütfen pençelerini uzak tut ondan. " Chanyeol bir köşede somurturken Kyungsoo arkadaşına çorba içerimeye devam etti.  Sehun'la bir abi gibi ilgilenmeyi gerçekten çok seviyordu.

  Bir köşede sessizce olan biteni izleyen Jongin ise kesinlikle kıskançlıktan ölebilirdi. Yahu Kyungsoo ona bu kadar iyi davranmıyordu. Kendisine biricik Nini'sine. Sinirle yumruklarını sıktı.  Eğer kıskançlık yaptığını belli ederse koca gözlü olan kesin onu çıkışta gebertirdi. O minik çocukta bu kapasite fazlasıyla vardı.

Sehun ağzını bir peçete yardımıyla silip Kyungsoo'ya teşekkür etti. Şimdi ise arkadaşlarına hamile olduğunu söylemeliydi. Böyle bir şeyi saklayamazdı. Eğer onlar bu kadar önemli bir şeyi kendisinden saklasalardı çok içerlerdi. Ama sorun şuydu ki; ne tepki vereceklerini kestiremiyor buda onun korkmasına neden oluyordu. Ya bir daha onla görüşmek istemezlerse diye telaşa kapılıyordu. Yine söylemesi gerekiyordu. Onlar onun gerçek arkadaşlarıydı. Onun yanında olurlardı, öyle değil mi? 

"Çocuklar size bir şey söylemeliyim." Parmaklarıyla oynarken gözleri kucağındaydı.

Birbirleriyle didişen üç genç çocuk yatakta kızaran çocuğa baktılar. "Bir yerin mi ağrıyor Sehun? Doktoru çağırmamı ister misin? " Jongin telaşla sordu. Diğer ikiside onu onayladılar.

"Şey ben iyiyim. Ama size söylemem gereken önemli bir şey var. Şey ben.." Sehun sesi kısık konuşuyordu. Aslında söylemesem mi diye geçirdi içinden. Ama buna mecbur olduğunu biliyordu. Derin bir nefes alıp tek seferde söyledi.  " Ben hamileyim. Bir bebeğim olacak."

  Chayeol ağzı açık kuzenine bakıyordu. Kyungsoo ve Jongin'in de ondan bir farkları yoktu işin aslı.

"Sen yine evcilik oynarken karnına bez bebek mu koydun Sehunie? Kaç yaşına geldin. Saçmalama! " Chanyeol kendisinin saçmalamaya başladığın farkında olmadan söyledi. Bu nasıl mümkün olurdu yahu? İnanması çok zordu.

Kyungsoo sevgilisine yaklaşıp "Ay bana bir şeyler oluyor." diyerek esmerin kollarına yığıldı. Şok halinden çıkması uzun sürecek gibiydi.

Yifan biricik eşine sarılarak "Bunu yapmalıyız bebeğim. Sehun burda kalırsa çok daha zor olacak. Bu yüzden Japonya'ya taşınmalı ve ailemizle yeni bir hayata başlamalıyız." Yixing kocasına güvenerek sarılmasına karşılık verdi. "Onlar güvende olsun Yifan lütfen. "

Yifan gülümsedi. Bunun için elinden geleni yapacaktı.

***

TOMBİŞ SEHUNİE// HanHunWhere stories live. Discover now