3. Bölüm İlk Gün (Part 1)

43.7K 2K 204
                                    

Medya: Ela Kaya

"Hala, hazırlanamadın mı?" Özenle sitreçlenmiş sandviçlerle içeriye odama girdi Yadigar abla. Yatağın üzerinde kıyafet yıgınımın altında debelenen Özgür'e selam verip yanıma geldi. " Sana yiyecek bir şeyler hazırladım. Yolda yersin, kahvaltıya vaktin olduğunu sanmıyorum."

"Çoktan geç kaldım bile." Uzatılan paketi zorla da olsa küçük çantama sıkıştırdım. Aynadaki görüntüme bakıp kendinden emin bir şekilde gülümsedim. Sabah üç saat erkenden kalkmama rağmen hazırlanmayı anca başarabilmiştim. Giydiğim buram buram ciddiyet kokan kıyafetleri üzerime yakıştıramamış çareyi basit ama şık olmakta bulmuştum. İlk izlenimin çok önemli olduğunu bilecek kadar zeki bir kızdım.

"Ben bahçede bize bir kahvaltı hazırlayayım Özgür."

Kaçırdığım kahvaltıya üzülerek makyajıma son rütüşlarımı atmaya başladım. Kuş sütü kuru üzüm mükellef bir kahvaltıyı kaçırmıştım. Üstelik başarılı olur da işten atılmazsam hayatımın geri kalanını paketli sandviçlerle geçirecektim. "Sence nasıl oldum."

"Mükemmel." Beni incelemeden hızla cevapladı sorumu Özgür.Bu Özgür'ün bir şeyleri kafaya taktığının bir şeyler düşündüğünün kanıtıydı. "Sorun ne? Elbisemi incelemedin bile?"

"Hiç." Ellerini kırmızı saçlarından geçirdi gergin bir şekilde. "Geç kalacaksın diye endişelendim."

"Hadi ama..." İlk gün okula çocuğunu gönderen anne edasıyla etrafımda takılan kıza baktım. Aşırı endişeli gözüküyordu. "Bir şeyler kafanı kurcalıyor ama bana söylemiyorsun? Öt bakalım."

"Hani sen dün dedin ya?" Yavaşça yatağın üzerine oturdu. "Şeyle karşılaştım dedin ya?"

Altında ezilen elbiselerimi çekiştirirken "Sevgi mi?" diye sordum.

"O değil." Dudaklarını kemirmeye başlamıştı. "Öteki..."

"Ahh!" Arkam dönük olduğu için asılan suratımı görmediğini düşünerek konuşmaya devam ettim. "Ne olmuş ona?"

"Sen dedin ya onun elinde de numaralardan biri vardı diye..."

"Evet." Görüşme boyunca yakamda duran numaralardan biri üzerine kahveyi döktüğüm sırada Anıl'ın elindeydi. Gece sabaha kadar yaptığımız kız kıza dertleşme seansında Anıl'ın da iş başvurusunda bulunduğu kararına varmıştık.

"Eğer oda işi aldıysa, yani senin aldığını düşünürsek?"

"Ne demek sen aldıysan?"

"Yani çocuk bizim üniversite de %100 burslu okuyordu hatırlarsan. Üstelik notları da burs yüzdesi gibi hep üç haneliydi. Hatırlarsan bir keresinde full çekememişti. Tüm okul kutlama yapmıştı da meğersem sınavda ki soru yanlış çıkmıştı."

"Anladık Özgür." İki elimi birbirine çarpmak suretiyle sahte sevincimi sergilemeye başladım. "Anıl bir dahi. Ne yapalım şimdi alkışlamaya devam edelim mi?"

"O değil de..." Tırnaklarını kemirmeye başlamıştı. Nasıl oluyordu da benim olduğumdan daha gergin olmayı beceriyordu anlamıyorum. "Eğer oda şanslı beşlinin içerisindeyse, iş hayatın senin için cehennemden farksız olacaktır."

"Sanmıyorum canım." Mümkün değil manasında elimi havada salladım. Tamam kader insanlara küçük oyunlar oynamayı severdi ama ikimizinde yıllar sonra Bulutoğlu Holding'de işe başlaması biraz fazla kaçardı. Gün boyunca yan yana Anıl'la çalışacağımı düşündükçe tüylerim diken diken oluyordu. Geçmişimle yüzleşmeye hatalarımın sorumluluklarını üstlenmeye hazır olsam da Anıl başkaydı. Bazı hataların geri dönüşü yada özrü olmazdı. "O kadarını hak ettiğimi düşündüklerini sanmıyorum." Elimle gökyüzünü, orada beni izlediğini düşündüğüm melekleri gösterdim. "Son zamanlarda onları mutlu edecek şeyler yapıyorum. Dün yaşlı bir kadını karşıdan karşıya geçirdim. Düşünebiliyor musun?"

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now