74. Bölüm Ben Gelin Değilim

6.6K 396 20
                                    

Bir miniwana maximum kaç kişi sığabilirdi sizce? 3 5 7 ... Sınırlarınızı ne kadar zorlayabilirdiniz?

Peki arkada itiş kakış oturan ve bana her saniye usta oyuncu Kemal Sunal'ın Atla Gel Şaban filmini hatırlatan bu görseli görmek zorunda mıydım? Gaipten gelen ve hayal ettiğime inandığım şiki şiki baba ezgileri , Esin'in bir yanında oturan Arif diğer yanında oturan Bayram, düğün alışverişine ev topuzu ve eşoftman takımları ile gelen Özgür, onun aksine avize küpelerini takıp takıştırmış lakin depresyonda olduğunu iddia eden bir Gizem , gelini beyazlar içinde görmesi halinde uğursuzluk geliceğini bildiği halde ortama dahil olan Bahadır...

Bakınız arka taraf tam anlamıyla bir şiki şiki baba sendromuydu. Bu görselde eksik olan tek şey yarimdi ki Gizem'in onu azad ettiğini bilmem buna ramen beni aramadığını anlamam sinir bozucuydu.

Yavaşça önüme dönüp hamurdandım.Anıl'ı gerçekten çok özlemiştim. Büzdüğüm dudaklarım telefonuma tırnaklarımı geçirip duruyor olmayan mesajı aramayı görmeyi deniyordum. Ama nafile.

"Ben aramayacağım. Bekleyeceğim."

Arabayı kullanan Faruk dikkatini yoldan bana kucağımdaki kağıtlara çevirmişti. Bir süre tek kelime etmeden beni elimdeki belgeleri inceledi. Seçeneklerimi süzüyor Esin için neleri tercih ettiğimi okuyordu. Başlarda kraliyet ailesi düğününü andıran notlarımı yeniden düzenlemiş kendi hayallerime göre küçük değişiklikler almıştım.

Esin'in ağzından tek bir laf bile almak mümkün olmadığından herşeye karar vermek bana aitti. Sıkıştığında sen düğün planlayıcısısın Ela hayal etsen diyordu.

Dolayısıyla kağıtlarda yazan her detay her madde Ela Kaya düşler alemine aitti. Öyleki birkaç gündür rüyamda Anıl ile evlendiğimizi görür hale gelmiştim.

Uçuşan pempe tüller o kadar gerçekçi bir hal almıştı ki önümdeki kağıtta tonajı bile yazıyordu.

Her bir detay her bir madde en ince ayrıntısına kadar yazılıydı. Kucağım resmen ansiklopedi kalınlığında sayfalarla doluydu ve yazılanları okuyan Faruk kıs kıs gülüyordu.

"Ne oldu beğenemedin mi planladığım düğünü ? "

"Yok ondan değil." Kısık gözlerle daha fazla maddeyi okumaya çalıştı. Üzerlerine kapanmam daha çok gülmesine neden olmuştu.

Faruk gibi ultra lüks düğünlere metrelerce duvaklara saraylarda evlenmeye alışkın bir sülaleye sonu hep beraber soyunup suya dalmak olan bir kır düğününü anlatmak zordu.

Bir kere adanım klası farklıydı. Baya baya farklı. Ayakkabının arasına kum kaçabilecek yada çime saplanabileceğin tarzda bir düğün değildi onlarınkisi.

Son yatırımlarınızı konuştuğunuz girişte poz verdiğiniz takılarınızın kamerada flaş gibi parladığı bir düğündü... Biliyordum çünkü Faruk'un en az üç akrabasını evlenirken göŕmüş babamı ve anemi takıp takıştırıp o düğüne giderken izlemiştim. Bir rezillik çıkarma ihtimaline karşılık lise yıllarında asi kız Ela Kaya o tarz düğünlere götürülmezdi. Bahsi geçen kutlamalar böyle abartıydı.

Arka koltukta tıklım tıklım yolculuğa rağmen uyuyan pijamalı ev topuzlu Özgür'ün o düğünde gelin olmak istemeyeceğine emindim.

"Bırak da inceleyeyim işte Ela ."

Kafamı iki yana sallayıp kağıtları popomun altına soktum.

Kağıtlara uzanmaya çalışan Faruk'un elini ısırıp tüm gücümle köşeye ittirdim. Arkada iyice şiki şiki babaya bağlayan kalabalık söylenirken ben elimde telefon arama beklemekle meşguldüm.

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin