78. Bölüm Kına Gecesi

6.7K 387 67
                                    

Anıl'ın Bakış Açısı

"Kaç kez diyeceğim telefonlarıma çıkmıyor diye. " Yanımda oturan Bahadır'a derdimi anlatmaya çakışıyordum. Bakışlarım hemen önümdeki oltaya odaklı söylenmeye devam ettim.  "Evlenmeme sayılı gün kalmış en yakın arkadaşım kayıplara karışmış ben takmıyor muyum sanıyorsun?"

Özgür ile olan kavgasından sonra kayıplara karışan Faruk'dan doğru düzgün haber alamamış aradığım halde ulaşamamıştım. Başlarda bir iki gün kafasını dinlemek istiyor sanmıştım ama sorunun bundan ibaret olmadığını çekildiğim sorgudan hissediyordum.

Bir anda sıkışık düğün telaşımda balık tutmak isteyen Bahadır'ın   küçücük bir tekne ile beni denizin ortasına getirmesi  saatler süren kavga mı ettiniz sorgusu şüphelenmeme neden olmuştu.

Bir hata yapmadığımı bildiğim halde kendimi acaba derken buluyor düşünsemde bir cevap bulamıyordum Bahadır ile irtibata geçen Faruk'un benden köşe bucak kaçma nedeni ne olabilirdi inanın bilmiyordum.

"Anıl abi bak ben balık  tuttum bile. "

"Aferim ufaklık. " Saatlerdir boşta sallanan oltama rağmen ufacık cüssesi ile beni yenen  ailemizin yeni üyesine bakıp gülümsedim.  Doğruya doğru küçüklüğümden beri ben avlanmak için yaratılmamıştım ama özellikle balık tutmada beceriksizdim.

Bu konuda çok fazla dert yanan babam  hep ufaklık  gibi biri olmamı hayal etmişti.  Korkusuz cesur hayatın tüm kötülüklerine rağmen güçlü...

Yüzündeki yara izlerine rağmen gülümseyişi dünyayı aydınlatan Can babamın hayalindeki mükemmel  torundu. Belkide bu yüzden olsa gerek onu Ela'ya emanet ederken sarman gereken ilk yara demişlerdi.

"Hele şükür geldiler."

"Kimler?" Bıkkın bir şekilde oltasını  fırlatan Bahadır hızla ayağa kalktı.  Benimle balık tutmanın dünyanın en sıkıcı şeyi olduğunu söyledi.

Ben daha ne olduğunu anlamadan herşey çok hızlı gelişmiş babamın yatı tekneye yanaşmıştı.  Benim gibi heeşeyden habersiz Faruk kendini küçük tekneye fırlatılmış bulduğunda ikimizde dumura uğramış haldeydik.

"Akşama kadar uzun uzun sohbet edin olur mu?"

"Mehmet amca... Mehmet amca.."

Küs olduğumuzu düşünen babam Faruk ve beni başbaşa bırakmak için yine kendine has yöntemlerinden birini kullanmış denizin ortasında bizi yalnız bırakmayı seçmişti.

"Kavga etmeyin diye ufaklığı sizle bırakıyorum.  Bak kötü örnek olmayın çocuğa."

"Mehmet amca sandığın gibi değil. Gitme bir dinle..."

Gözlerim tüm gücüyle benimle kalmamak adına çırpınan Faruk'a odaklıydı. Hala daha aramızda ne sorun olduğunu neden gerildiğini anlamıyor anlayamıyordum.

"Akşama kadar burdasınız. Uzun uzun konuşun. " Babamın gülüşü boşlukta eko yaptı. "Zaten bizimki akşama bir adet balığı ancak tutar."

"Bahadır ...Bahadır Abi " Yanımda dikilen Faruk yardım almak için Bahadır'a acıklı birşekilde yalvarmış abi demişti. Faruk'u bilmesem beni tanımıyor benimle denizin  ortasında yalnız kalmaktan korkuyor derdim. "Bari sen yapma. Ne olur."

Ellerini birbirine örtüp yalvaran gözlerini Bahadır'a dikti.   Yağmurda sığınaksız kalmış köpişler gibi yardıma muhtaç görünüyordu. "Sende bizle kal yada olmaz mı?"

"İşim var çocuklar." Babamın sözünden birkez bile çıkmayan Bahadır omuz silkti. Başından beri babamla çalışıyor  bizi burada  bırakmayı planlıyor olmalıydı.  Yoksa onun gibi kolay sıkılan birinin benimle balık tutmasıma imkan yoktu. Benimle  Anıl Bulut ile.  "Esin'e süpriz  hazırlamaya çalışıyorum. Paris'e gitmek için planlama yapmam lazım."

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now