49. Bölüm Sipali,sipali,sipali

13K 705 83
                                    

Anıl'ın Bakış Açısı

Hızlı bir şekilde duş alıp üzerime bir tişört bir eşoftman geçirdim. Alt kata inen merdivenleri  üçer beşer atlarken bir yandanda aşağıda kısık kısık şarkı mırıldanan Ela'ya sesleniyordum.

"Az önce arkamdan dediklerini duymadım sanma Ela Kaya... Bu bir savaş ilanıdır ve ben kazanmadan..."

Televizyon ünitesinin önünde oturmuş dizili Dvdlere bakıyordu.  Bukleli saçlarını dağınık bir şekilde topuz yapmış yine dolaptaki maydanozlardan birinden çaldığı lastikle tutturmuştu. Omzuna, yanaklarına düşen kısa saçları o hareket ettikçe uçuşuyordu.

Yüzünde makyaj üzerinde kadınsı kıyafetleri yoktu.  Bol gelen pijamalarım doğal suratı ile salonumun ortasında duruyor uyandırmak için ona mırıldandığım şarkıyı söylüyordu.

"Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet... Senin ki nasıl bir hakimiyet ben anlamadım..."

Bir yandan şarkıyı söylüyor bir yandan rafta dizili dvdleri koloçan ediyordu.

Uzaktan ona bakıyor gülümsüyordum.  Bu anın hayalini o kadar kurmuştum ki. Bir gün eve girdiğimde içerde beni bekleyen Ela'yı göreceğimi düşleyip durmuştum. Kapıyı açıp içeri ilerlediğimde bana baktığını göz göze geldiğimizi ve bana  "Geldin mi hayatım?"dediğini...

Şimdi benden birkaç metre ötede duruyor izlemek için film seçiyordu. Onu sadece benim görebileceğim kadar doğal ve sevimliydi.  Dünyanın en şanslı erkeği olduğumu düşünmek için başka bir şeye ihtiyacım yoktu.

"Bunlar olmaz çok duygusal..." Elindeki Dvdleri hızla rafa geri yerleştirdi. Bir alt raftakileri  alıp incelemeye başladı. Her filmde yüzü biraz daha buruşuyordu. "Hepsi cenaze marşı gibi ağır ağır."

Başını iki yana sallayıp elindekileri rafa tıkıştırdı.  Yukarıdakilere ulaşmak adına ayağa kalkmış benimle göz göze gelmişti.

"Geldin mi sevgilim?" Sanki iç sesimi duymuş gibi bana dönüp  gülümsedi. Bana bakışı işte bu dememe neden olmuştu.

Dondurup uzun uzadıya  yaşamak istediğim anlardan biride buydu. Herşey gerçekten hayal ettiğim gibiydi.  Üst raftaki Dvdleri alıp tekrardan yere oturdu.  Eliyle yanına oturmamı işaret edip  yaptığı şeye  odaklandı.

"Bu filmlerin hepsi neden mutsuz sonla bitiyor.  Hep bir dram hep bir kaos ." Kucağındakileri sinirle yere ittirdi.  Gördüğü manzaradan pek memnun olmadığı belliydi.

Yavaşça yanına yönelip eliyle işaret ettiği yere oturdum. Parkeye saçılan seçenekleri elime alıp hızla göz gezdirdim. Gerçektende hepsi aşırı mutsuz biten filmlerdi. Kapaktaki resimlere baktığınız ilk an soluk pastel renklerden izlerken bol bol ağlayacağınızı tahmin edebiliyordunuz.

"Hangi ruh hali ile aldın sen bunları bilmiyorum ki."

Bacaklarını kendine çekip bağdaç kurdu.  Bedenini bana çevirmiş film aramaktan vazgeçmişti. "İçlerinde en az trajik sonlu  olanı Titanic. Binlerce insan yakışılılık abidesi Di Caprio'm ile ölüyor Titanic'te düşün."

Bakışlarım onunkileri takip ettiğinde içlerinde belkide en eski olan Dvdyi görmüş suratımı asmıştım. "Dicaprio'm muş." Kasedi hızla görünemeyecek bir yere atıp kaşlarımı çattım. "Kaç kere dedim sana kıskanç bir adamım ben diye."

"Ne yani sen Rose'u beğenmiyor musun? Kızıl saçları falan "

"Benim gözüm senden başkasını görmez." Soruyu alacağı cevabı bilerek sormuştu. Ünlü yada ünsüz . Sarışın yada esmer. Kimle karşılaştığımın bir önemi yoktu.  Benim için kadınlar hep ikiye ayrılacaktı. Aşık olduğum kadın ve diğerleri... Bir ömür birlikte olmak istediğim kişi ve diğerleri... Güzeller güzeli Ela ve diğerleri...

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now