5. Bölüm Hastane

35.3K 1.9K 92
                                    

Medya : Esin

"Ne demek ben çalışmayacağım?"

Sinirle odanın bir ucundan diğerine turlayan Esin'e baktım korku dolu gözlerle.Birbir güçlükle işe aldırdığı kişinin bir gün sonra karşısına geçip çalışmayacağım demesini hazmedememişti.

"Çalışmayacağım demek çalışmayacağım demektir hayatım." Ben tek kelime dahi etmeden payıma düşen azarı işitirken bana baktı üzgün bir şekilde Özgür. Annesine büyük bir suç işlerken yakalanmış ürkek halime bakıp iç çekti.Evin annesi rolünü ustalıkla yürüten Esin bu gün için vicdansız anne olmayı seçmiş dakikalardır beni azarlamasına rağmen sakinleşememiş bağırmayı kesmemişti. "Üzerine gitmesene, görmüyor musun halini?"

"Bende onu anlamıyorum ya..." Kolumda ki serumu gösterip "Şu haline bak birşeyler ters gidiyor. " dedi. "Böyle mükemmel bir işi elinin tersiyle itip stresten hastaneye kaldırıldığını düşünürsek, benden birşeyler saklıyor."

"Birşey sakladığım yok, dedim sana..." Çatlak çatlak çıkan sesimi kontrol altına almaya çalıştım İşittiğim azarlar yüzünden ağlamamak için direniyor aldığım ağrı kesiciler yüzünden gözlerimi zar zor açık tutuyordum.

"Ne dedin bana?" Odayı turlamayı bırakıp tam karşımda dikildi. Belinde olan elleri Esin'in hissettiği siniri hala daha tam olarak kusamadığının kanıtıydı.

"Sadece Anıl Bulut ile aynı şirkette çalışmayacağım."

"İyide ama neden?" Belindeki elleri başına yönelmiş, sinirden saçlarını çekmeye başlamıştı. Eğer şimdi akıllı davranıp ikna edici bir neden bulamazsam sıradaki kurban benim uzun saçlarım olacaktı.

"Üzerine gitme Esin."

"Sende biliyorsun değil mi?"

"Hayır ben sadece..."

Yüzünü Özgür'e çevirip bu seferde onu azarlamaya başladı. Kısa bir süre içinde olsa beni unutmuş azarlamayı bırakmıştı. Sırtımı yastığa dayayıp tuttuğum nefesi verdim. Gözlerimi kapattığım an aklıma Anıl'a yaptıklarım geliyor, korkularım gün yüzüne çıkıyordu. Ben ne güzel geçmişi gömüp Ela Kaya'dan kurtulmuşken o geçmişi diriltmenin bir yolunu bulmuştu.

"Bana mantıklı tek bir sebep verin..." İçinde boğuştuğum düşüncelerden beni kurtaran yine Esin'in sinirli ses tonu olmuştu. "Anıl Bulut ile çalışmaman için tek bir gerekçe. Sırf patronunu sevmedin diye belkide hayatının işini reddetmene kaybolup gitmene izin veremem. Üç saniyen var..."

"Ben..." Gözlerimi bitkin bir şekilde Esin'e diktim Ne diyebilirdim ki.

"Yok değil mi?" Kollarını birbirine dolayıp pişmiş pişmiş sırıttı. "Bende öyle düşünmüştüm."

"Ben ona karşı affedilmeyecek hatalar yaptım." Tek nefeste cümlemi tamamlamış azda olsa rahatlamıştım. "Şimdi eğer aynı ortamda çalışmaya başlarsak Ela Kaya'nın hayaleti tekrardan hayatıma girmiş olucak."

"Bu muydu yani?" Anlayışlı bir şekilde yanıma oturdu. Eliyle saçlarımı okşarken gerçekten anne gibi duruyordu.Neredeyse aynı yaş olmamıza rağmen bu kadar olgun olmayı nasıl beceriyor aklım almıyor. "Sen değil miydin hayatını mahvettiğim herkese kendimi günün birinde affettireceğim diyen. Al sana bir fırsat işte."

"Bu sefer ki öyle bir şey değil." Benim söylemem gerekeni Özgür dile getirmişti. Evet hatalarımı olmamış gibi kabul etmektense cezamı çekmeyi seçmiştim. Ama Anıl'a yaptıklarımın affı yoktu. Ne bu dünyada nede öteki dünyada kabahatlerimi silmem mümkün değildi.

"Ne yapmış olabilir ki?" Kısa süre önce oturduğu yerden sinirle ayağa kalktı Esin. "Koskoca Anıl Bulut'tan bahsediyoruz burada. Bulutoğlu Holding'in tek varisi. Canını nasıl yakmış olabilirsin ki hala senden nefret etsin. Ne yapmış olabilirsin ki onca yıldan sonra sırf senin patronun oldu diye sana hayatı dar etsin?"

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat