7. Bölüm Dedikodu Kazanı

30.4K 2K 151
                                    

Medya : Asistan kız

(Medya: Ela'nın elbisesi)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Medya: Ela'nın elbisesi)

Önüme konan yeni dosyalara bakıp "Daha çok var mı?" diye sordum. Yaklaşık bir haftadır öğlen yemeklerinde dahi mesaiye kalıyor yine de Anıl'ın bana verdiği işleri yetiştiremiyordum.

"Üzgünüm."

"Önemli değil." Karşımda utançtan kıpkırmızı kesilmiş asistana baktım yorgun bir suratla.Onun işi dahil holdingte ki çoğu insanın işini yaptığım için kısa sürede kahraman ilan edilmiştim. Çok değil bir haftada temizlik görevlisinden sekreterine asistanından avukatına tüm çalışanlarla tanışmıştım.

"Bu dosyaları daha önce neden düzenlemediniz ki?" İki binler sonrası dava dosyaları tam anlamıyla karmaşadan ibaretti. Kanıtlar, dilekçeler dava belgeleri birbirine girmiş hatta davalar arası evrak karışıklığı olmuştu. Bulutoğlu Holding'in o kokoş duvarlarının altında böyle bir kabusun yattığını kim bilebilirdi ki?

"Bir şeyler içer misin?"

"Bir kahveye hayır demem doğrusu." Sırtımı rahatlatmak adına gerip kucağımdaki dosyayı masaya bıraktım. "En eskisi buydu 2002." Odadan çıkan kızın arkasından bakıp kapıyı kapattım. Aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm kız tam anlamıyla korku filminden fırlamış gibiydi. Göz altlarımda uykusuzluktan mor halkalar oluşmuştu. Düzenli buklelerim dağılmış kabarık elektirikli bir hal almıştı. Bir hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık dört kilo verdiğim için yüzüm çökmüş karnım içine geçmişti. Yemeden içmeden sadece kahveyle ayakta durduğum için yer yer mide kramplarına katlanmak zorunda kalıyordum.

"Zombi gibi duruyorum." Belimi bir kaç kez esnetip üzerime askılıktaki hırkamı geçirdim. Birkaç dakika ara verip kahvemi almaya kendim gidebilirdim.Böylece diğer çalışanlarla kısa da olsa sohbet etme şansını yakalamış olurdum.İlk geldiğimde kendime ait bir odam olduğu için çığlık atmış olsam da şuan kendimi burada hapis hissediyordum. Bunda en büyük etken diğer stajyerler suç mahalini gezerken benim eski davalarla boğuşmam olabilir tabi.

Koridora çıkıp birkaç adım atar atmaz midemde oluşan acıyla iki büklüm oldum. Alnımda soğuk terler kıvrana kıvrana bayanlar tuvaletine yöneldim. Cebimdeki haplardan birini ağzıma atıp susuz bir şekilde yuttum. İlaç alma konusunda o kadar usta olmuştum ki her hangi bir içeceğe ihiyacım yoktu. Lavabolara yönelip yüzüme birkaç kez soğuk su çarptım. Tam rahatlamaya başladığımı her şeyin düzeldiğini düşünmeye başlamıştım ki tüm bedenimi saran bulantı yüzünden tuvalete koşmak zorunda kaldım.

"Öleceğim galiba, öleceğim." Ellerimle saçlarımın önüme düşmesini engellemeye çalışıyordum. Bacaklarım tir tir titriyor dengemi zor koruyordum. Korkudan ışık hızında klozete koşmamı sağlayan bulantıya rağmen kusmayı başaramamıştım.

" Sabahtan beri içtiğin tek şey kahve ne bekliyorsun ki?" Klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdum. Gücümü toplayana kadar burada beklemeye kararlıydım. Başımı duvara yaslayıp gözlermi kapattım. Burada değilde daha güzel bir yerde daha iyi şartlar altında olduğumu hayal edersem bulantımdan kurtulabilirdim. Belki de iyi anılara odaklanmam yardımcı olurdu. Hayatı bana zindan eden taş kalpli Anıl'ı düşünmek yerine Özgür'ü düşünebilirdim mesela. Üniversitedeyken bile en yakın arkadaşım Özgür'dü. Küstah fakirleri küçümseyen Ela Kaya'nın kalbini çalacak kadar özel biriydi Özgür. Onunla o kadar güzel anılarımız vardı ki?

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now