11. BÖLÜM

39.9K 2.2K 224
                                    


Genç kadın hafif çukurda oyalandı. Hissettiği şey öylesine yoğundu ki içinde bir şeylerin kopmasından ve bir daha eskisi gibi olmamaktan ölesiye korkuyordu. Çok uzun zamandır arzu ettiği şeye az evvel ulaşmıştı. Teni yangın yeriydi, dudakları mühürlü ve dili kurmuştu.

"Gülümse" dedi bir kez daha. O çukurumsu şeyi bir kez daha hissetmek istiyordu. Ona dokunup okşamak..

Chistian annesinin gamzesini okşadığına küçükken ve bazı özel günlerde tanık olmuştu. Hera gamzesini okşarken ona gülümserdi ve o da bu durumun ne kadar çocukça olduğunu düşünse de annesini incitmemek için onun ısrarına kalmadan o da gülümserdi. Ama şimdi ilk defa bir kadın parası ve diğer bütün her şeyi yok sayıp ondan sadece gamzesine dokunmak için gülümsemesini mi istiyordu? Bu ilkti, Lena bile yıllardır olan ilişkilerde bir gamzesi olup olmadığını bilmiyordu. Bilse bile ilgilenmezdi.

"Ne?"

Hilal gurunun her saniye daha da incindiğini hissedebiliyordu, ama gene de bütün cesaretiyle ısrarına devam etti.

"Sadece bir sefercik, gülümse bana.." Elini sol elini usulca hafif sarı sakallarına doğru iteledi. Tıraş olmadığı o kadar belliydi ki.

"Sen delirmişsin.."

"Senden başka bir şey istemeyeceğim." Dedi umutla. Chistian kızın sıcak teninin her saniye daha da ısrarla onu kavradığını hissediyordu. Nefessini bırakırken Hilal'in dokunuşlarını yok saymayı denedi. Gözlerini usulca kapattı ve dudakların da yarım bir gülümsemeyle gözlerini geri açtı.

"Oldu mu?"

Genç adam burnun tam dibinde gördüğü siyah gözlerle irkildi. Önce ne olduğunu anlamadan kızın bir hamlesini bekledi ama Hilal ona yalnızca kocaman gülümsemişti ve aniden geri çekilmişti.

"Oldu."

"Sen delirmişsin!" dedi Yunanca. Genç kız adamın ne söylediğini anlamadığı için kaşlarını çatmış ona baktı.

"Ne, ne dediğini anlamadım."

Chistian elinde ki küçük tavayı servis tabaklarına boşaltan kadına kükreyerek geri cevap vermeyi planladı ama öncesinde her an yerinden çıkacak kadar hızlı atan kalbini durdurmalıydı.

"Ben duş alıyorum! Fazla ayak altında dolanma."

"Peki" Hilal omuzlarını sirkeledi ve küçük bir şarkı eşliğinde midesine küçük parça sosisi attı. Genç adam az evvel aldığı kokuyla arkasına dönüp kızı büyük bir zevkle yemek yerken yakalınca afalladı.

"Mutfağımda sosis mı kızarttın!"

"Evet,sende ister misin?" Genç kız iri parça sosisi çatala batırıp ona doğru uzattı. Chistian gözlerini ağır bir hamleyle kapattı ve dişlerinin arkasından konuştu.

"O sosisleri yemeyi kes ve şu iğrenç kokuyu yok et!"

"Oldu paşam, başka arzunuz?" Hilal az evvel onunla kendi diliyle söylenen adama şimdi kendi dilin de cevap verince adam misilleme yaptığı için daha da delirdi.

"Beni deli ediyorsun! Eğer bu bütün show seni kovmam için falansa-"

"Beni kovmayacağını biliyorum, çünkü bana muhtaçsın" genç kız bütün kozlarını paylaştığı için rahattı, yüksek bar koltuğundan bacak bacak üstüne attı ve gülümsedi. İçinde ki bu cesaretten korkmuyor değildi, her nasılsa karşısında ki adama karşılık vermek bir isyan ateşini içinde yakıyordu. Bir isyanın bitmek tükenmek bilmez özgürlüğü damarlarında akıyordu. Chis onun en büyük isyanın başrol oyuncusu olacaktı.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Where stories live. Discover now