26. Bölüm

37.5K 1.8K 145
                                    

Aramızda kalsın ama çocukluğumdan bu yan üç abinin arasında yetişerek hızlı bahane bulup 33 farklı yoldan bunları kendime bile inandırıp kimsenin dikkatini çekmeden işi sonlandırabilirdim. Özellikle bu yeteneğimi açığa çıkaran Kenan'a sonsuz sevgilerimi bir kez daha içimden sunmuştum, çünkü birazdan beynime giden milyon uyarı sinyali sayesinde bir yalan ihtiyacını daha karşılayacaktım. 

"Ke-rem, erkek kardeşim almış. Goncaya!" elimi usulca Gonca'ya doğru çevirdim. Gonca yarı depresyon havasıyla elini usulca kaldırdı.

"Bına o almımış dıme.." dişlerinin arasından gülümseye çalışarak konuşan Gonca'ya kötü bir bakış attım.

"Al-mamış- Haha, girsene içeriye" Bize çelişkiyle bakan yeşil gözlere olabildiğince problem yok imajı çizmeye çalışıyordum. Chis önce kapıdan başlayıp antreye uzanan çiçeklere ardından bana baktı.

"Papatya mı almış?"

"Eve-t"

"Senin en sevdiğin çiçeği yani.." Sorgudan ölen suçlulara hak veriyordum, soğuk terler vücudumdan boşalıyordu. Beni tartan gözlerine es geçmek zorundaydım, eğer daha fazla gözlerine bakarsam yalanımı fark edecekti.

"Evet, Gonca da papatya sever"

Önce bana ardından Gonca'ya baktı.  Ona daha öncesinden Kerem ve Gonca olayını anlattığım için rahattım, en azından bir süre. 

Evimizin küçük balkonunda oturuyordu, ben ise içeri de servis için hazırladığım küçük tabaklara bakıp deli gibi düşünüyordum.

"Kim ya bu?" dedi Gonca.

"Ne bileyim ben Gonca, çocuğa da yalan söyledin korkudan zaten!"

"Ay düşünsene belki gerçekten Kerem almıştır!" Heyecanı üç katına bir anda çıkan Gonca'ya üzülerek baktım.

"Gonca abim bütün maaşını karıya kıza yedirdiği doğru ama hiç çiçeğe yedirdiğini görmedim valla."

"Aman! Zaten üç kuruşluk zevkimin de hayalimin de içine limon sık sen!"

"Söylenme Gonca, bu çiçeklerin sahibini bulmalıyız-"

Gonca buzdolabında ki limonatanın içerisine iki tane nane yaprağı koyup karıştırdı.

"Sahibi sensin, kargocu adam senin ismini söyledi hatta imzayı da çatın hatırlatırım."

Gonca'nın son söyledikleriyle olası bir karışıklıklık ihtimali son bulmuştu. Ev adresime kadar beni bilen kim vardı ki..

"Burak!" diye bağırdım pat diye. Gonca küçük bir kahkaha patlattı.

"Ayol o fukara sümüğünün o kadar parası var mı acaba? Hem getiren çiçek firması ucuz bir şey de değil bebeğim, Can'ın bana yolladığı üç dal güle kaç para bayıldığını unutma."

"Doğru ama Burak da o kadar fakir değil sonuçta o kadar dükkan falan-"

"Hilal senin o aklın alıyor mu bu jesti yapabileceği o salağın?"

Aslında Burak yerine göre oldukça romantik biriydi, doğum günlerimde özel günlerimizde falan hep önemserdi ama durduk yere aramızda bu denli bozukken de evi papatya tarlasına çevirmezdi. Hem o bana hiç papatya almazdı ki..

Elimde ki tepsi ile kapıyı açmaya çalışırken Chis bana yardım etti.

"Teşekkürler.."

Sadece gülümsedi, evde oturacak yer kalmadığından sadece balkonu boşaltıp yer açabilmiştik.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Where stories live. Discover now