39. Bölüm

44.4K 2.2K 122
                                    

Nil bebeksi ayaklarını bize doğru savurunca kendimize gelmiştik. Ne zamandır o pozisyondaydık emin değildim, bizi kendimize getiren Nil'in uykusunda sürekli hareket halinde ki ayaklarıydı.

"Uyanır şimdi."dilim kurumuştu, susamıştım. Ben geri çekilmesi için kendimi sağ tarafa doğru atmaya çalıştıkça o kıskacını daha da daralttı. Eli kah saçlarımda kah yüzümdeydi.

"Gitmeyeceksiniz" dedi.

"Kendini kandırma, biz birlikte olmayız"

"Hiç denemedik ki." İtirazına kahkahayla yanılt vermek isterdim ama Nil'i uyandırmak olası bir görüntü faciası daha yaşamak istemiyordum. Kızım şu üç günde yaşamaması gereken her şeyi bir an da yaşamıştı zaten.

"Evlenmeye bile karşısın sen, ne birlikte yaşaması falan! Hem bizim Bodrumda kurulu bir düzenimiz var-" Hay o dilini eşek arıları soksun Hilal!

"Bodrum he, demek bodrumda saklanıyordun." Gözlerini aynı anda kısıp yanağında ki gamzeyi göstererek gülümsedi.

"Burnumun dibindeydin ama ben seni göremedim."

"Sen hiçbir şey görmeyecek kadar aptalsında ondan! Üç yıl sonra hayatımıza girip bana baba kız muhabbeti yapma" İki elimi de aynı anda göğsüne doğru savurdum, benden böyle bir şey beklemediği için boşluğuna gelmişti ve bende boşlukları tamamlarcasına ondan kaçtım. Yataktan kalkar kalmaz yerde duran ceketime uzandım. Hiç geciktirmeden o da yataktan kalktı.

"Bende kızımla Elio ve Athan gibi mi olayım. Birbirimizi tanımadan mı yaşayalım? Bunu ne bana ne de kızımıza yapmaya hakkın yok!"

"Bağırma Allahın cezası, uyanacak şimdi!" onu susturmaya çalıştıkça inatlaşır gibi daha çok bağırıyordu.

"Kızımla arama girmeyeceksin Hilal! Bu sefer izin vermeyeceğim"

"Neye izin vermeyeceksin, kızımı mı alıkoyacaksın benden-"

"Eğer benden kızımı tekrar kaçırırsan seni bulurum ve bir daha onu benden uzaklaştırmamam için gerekirse kaçırırım" Her söylediğinin arkasındaydı, gözlerine sanki perde inmiş gibi koyu bir geceyi andırıyordu. Ben küçük dilimi yutmuş bir şekilde onu seyrediyordum. Bunu yapamazsın der gibi başımı salladıkça o sert ifadesini bozmadı.

"Yapmazsın." Dedim fısıltıyla. Bunu yapacak güce sahipti, isterse beni kızımla tamamen ayırabilirdi.

"Yaparım, eğer benden kaçarsan daha fazlasını da yaparım." Sert yumruklarımı birbiri arkasına ona doğru savurdum.

"Yapamazsın! O BENİM KIZIM!" Çığlıklarıma aldırmadan yumruklarımı havada yakaladı, beni tekrar kıskacına aldığında soluğu boynumdaydı. Kulağıma doğru sıcak nefesini bırakırken mırıldandı.

"Beni buna zorlama"

"Tehdit mi ediyorsun!"

"Uygulamaya geçtiğim anda tehdidimin arkasında olduğumu anlayacaksın." Her kelimenin üzerine basa basa konuşması canımı sıkmıştı.

"Bırak beni" dedim sertçe, beni dinlemediğini bir kez daha bana kanıtladı ve sadece gülümsedi.

"Bırak dedim-"

"Tanrı aşkına sizin probleminiz ne! Bütün evi ayağa kaldırdınız!" Hera üzerinde somon renkli bir sabahlığı, başında uyku bandıyla karşımızda dikiliyordu. Uykusundan fırlayıp geldiği için hiç aynaya bakmamış olmalıydı ki saçları oldukça dağınıktı. Onu ilk defa böyle görüyordum.

"Hallediyoruz" dedi Chistian. Beni hala bırakmadığı için uygunsuz bir pozisyonda yakalanmıştık. Utancımdan yüzüme ateş basmıştı.

"Emin misiniz? Siz ikiniz az evvel tüm evi uyandıracak kadar çok bağırıyordunuz çünkü?" Hera'nın kaşları sertçe havaya doğru kalkmıştı.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें