44. Bölüm

36.7K 2.1K 198
                                    

Boğazına takılı kalan cam parçacıkları canını yakıyordu. Oturduğu yalnız odada kızıyla baş başaydı. Gene yalnız kalmıştı, onu sevdiklerini düşünmeye çalıştığı ailesi aslında onu dinlemeden, sorgulamadan kendi kendilerine verdikleri kararlar doğrultusunda yaşıyordu.

Yanlış bir şey yapmamıştı, belki yanlış bir adama aşık olmuştu ama sevmenin de kanunu olduğunu bilmiyordu. Cezasının bu kadar ağır olacağını ise hiç düşünmemişti. 3 sene, kaybolan 3 senesine eklenecek olan yılları düşünüp ağladı. Onu arayamazdı, arasa da bir şey anlatamazdı.

"Biz seninle o kadar farklıyız ki" demişti bir seferinde.

"Aynı duyguları yaşıyoruz Hilal, biz senin aksine aynıyız."

Aynaya bakarken gözleri daha fazla doldu. Dağılmış vaziyetteydi.

"Ağlama.." dedi Nil üzüntüyle. Hilal kızına doğru kollarını açıp onu kucakladı. Küçük kızı o ağlayınca hemen ona sarılıp öperdi. Geçmeyen yaralarına sadece o merhem sürüyordu.

"Ne yapacağız şimdi Nil, ne yapmalıyız annecim?"

Küçük kız cevap olarak sadece annesine daha fazla sarıldı. Hilal gülümseyeme çalıştı, kahrolası gözyaşlarını dindirip kızına güçlü görünmeliydi.

"Teyzoşu arayalım mı?" dedi gülümseyerek.

"Gınca!" diye çığlık attı Nil. Değişen ruh haline daha fazla güldü Hilal. Hilal telefonu onun için getiren kızına uzandı. Telefonun açık olduğunu fark ettiğinde soluğu kesildi.

"Chistian!" diye seslendi. Duymuştu, Allah kahretsin ki her şeyi duymuştu! Genç kız ayağa kalkarken küçük kızı eteklerinin arkasında onunla oynaşıyordu.

"Arayalım, arayalım!" diye bir ritim tutmuş annesini çekiştiriyordu. Hilal hala açık olan telefona bakıp korkarak kulağına doğrultu.

"Orada mısın?" dedi sakince.

"Hep buradaydım!" dedi sert bir tonla. Hilal yerinden çıkacak gibi atan kalbine elini yerleştirdi.

"Duy-dun mu peki?"

"Her kelimesini, her hecesini! Her cümle başı ve sonunu!"

"Lütfen sakin ol" dedi yalvararak.

"Oraya geliyorum Hilal!" diye bağırdı adam.

"Hayır! Hayır gelme, ben geliyorum.."

"Buna izin vermeyeceğim! Nil'i de hazırla buraya gel çabuk sizi alması için Ewan'ı yolluyorum-"

"Ben yalnız geleceğim" dedim sakince.

"Hilal!"

"Daha fazla olay yaşamak istemiyorum Chis, ailem zaten çıldırmış halde.."

"Sadece onlar değil!" öfkesi soluğunu kesmişti sakinleşmek için derin bir nefes aldı. "Bende çıldırdım!"

"Lütfen.." dedi Hilal ağlayarak.

"Lütfen beni bekle.."

"Tamam"

Hilal telefonu kapatıp dudaklarını ısırdı. Bir bahaneye ihtiyacı vardı ama bu sefer bahanelere sığınmadan gidecekti. Odadan çıkarken Nil de peşi sıra koşuyordu. Annesi mutfakta akşam için hazırlıklar yapıyordu. Kapı eşiğinde durup annesine seslendi.

"Ben gidiyorum"

"NEREYE!" Dedi kadın korkuyla.

"Chistian ile konuşmaya, bir saate gelirim anne."

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin