GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)

49. BÖLÜM

Biz hep aynı gökyüzüne bakıp farklı iki şehre hapsolmuş iki yabancıydık sadece. Benim güneşim doğarken onun gecesi aydınlanırdı hep.

Birbirimizle konuşmadan anlaşırdık. Ben caddenin solunda yürürken o hep sağımdaydı. Adımlarımı takip eder, benim nefesimle nefesini bırakır ve bu oyunu asla yarıda kesmezdi. Hayatımın sonuna kadar bu oyunu onunla oynayacağıma o kadar çok inanmıştım ki bir sabah eksik uyandığımda ne olduğunu anlayamadım.

Eksik olan bir şeyler vardı, nefesi eksikti tenimde, kalp atışları duyulmuyordu. En acısı ise gölgemim beni sonsuza kadar terk edişini anlamam sadece üç saniyemi almıştı.

- O SEN DEĞİLDİN -

Eveettt, kaçak yazar aranıza tekrar geri dönüş yaptı, şimdi canlar herkese çook teşekkür ederim bulduğunuz hikaye isimleriniz için gerçekten emek vermiş birden fazla hikaye önerisi vermişlerimiz var. Şimdi şöyle oldu ben hikayeye bir türlü başlayamıyordum çünkü hikayeye uygun isim falan bulamıyordum ama dün akşam uykuya dalmadan önce bir anda aklıma bir şey geldi ve içime çok sindi. Şimdi size de söz verdim o kadar yapmamak olmaz birkaç kişinin hikaye ismini çok beğendim onun için ilk 5 bölümü 5 farklı kişiye itafen yazacağım.

Küçüğüm – zehraabbasova

Sen Benim Her şeyimsin Mavim_hatun

Nepenthe- azelyaediz

Kimsesiz- sercihan

Diğer herkese çoook teşekkürler O SEN DEĞİLDİN Tanıtımı profilimden bulup ekleyin bölümlerde en kısa sürece gelecek inşallah, ah unutmadan bol bol yorum yapın sizleri çok özledim, yorumlarınıza cevap vermeye çalışacağım 

Atos Malikanesinde sıradan bir gün;

Alex bahçeye küçük kızı için hazırladığı pembe çadırının iskeletini halletmesi için iki adam tutmuştu. Ewan elinde tuttuğu kazıkları Niko'ya doğru salladı.

"Hayatında hiç çadır kurmadın değil mi?"

"Yapma dostum ne kadar zor olabilir ki" demesine kalmadan Alex daha iskeleti tam takılmamış çadırın içersinde boğuşma sesleri çıkardı.

"Alex!" dedi Kate endişeyle.

"Problem yok Kızıl, sadece çadırla uzlaşmaya çalışıyor" dedi Niko gülerek. Hera havuzun önüne kurulmuş beyaz masanın etrafına üç gelinini toplamış Atina'nın son günlerde daha fazla artan sıcaklarının keyfini çıkarıyordu.

"Tatlım kendine yeni bir koca arasan iyi olur, oğlumun o çadırla verdiği maceraya bakalacak olursa uzun bir süre oradan çıkamayacak."

Kate dudaklarını büzüp Anna'yı bakıcı kadının kucağından aldı.

"Anna çok istediği için böyle bir saçmalığın içine düştü.."

"Evet, Nil de geçen yaz maket uçaklar falaya takmıştı." Hilal limonatasını tekrar doldurması için Eli'ye gülümsedi. Kadın Hilal'in ricasını çabucak gerçekleştirdi.

"Ee ne oldu sonra?"

"Üç gece Chis ile sabahladık ama adam gibi değil maket uçak kanatlarını bile yapamadık sonra bizde Nil'e çaktırmadan bir tane hazır aldık oldu bitti.."

Kate Hilal'in küçük sırrını öğrenince arsız bir şekilde gülümseyip sırtını sandalyeye yasladı.

"Bu aklı veren sendin değil mi?"

Hilal sağ elini usulca çevirip gülümsedi.

"Elbette ki ben verdim, Chis'e kalsa bir gece daha o aptal maket ile uğraşacaktık."