13. BÖLÜM

37.7K 2.2K 122
                                    

Küçük bir duyurum olacak, elbette bunu okumayanlarınız çok fazla olacağı için yine ısrarla yorum kısmına Yb yazacaksınız ama olsun ben gene de duyurumu yapayım. Bu Pazartesi benim çok fazla önemli bir sınavım var ve eğer ben bu sınavı vermezsem çok kötü sonuçlar beni bekliyor ne yazık ki, ben iki haftadır bunun stresini yaşıyorum ve bölümleri de hızlıca size ulaştırmak için uğraşıyorum. Lütfen dualarınızı eksik etmeyin, size bu hafta pek bölüm veremeyeceğim ama en azından bu tatlı hafta sonun da bölümsüz kalmayın istedim, fena mı etmişim yani. Yeni bölüm en geç Cuma günü gelir bu zamana kadar kendinize çoook iyi bakın 

Soğuk suyun teninde bıraktığı o uyuşukluğu sevmişti. Yangın yerine dönen bedenini biraz olsun serinletmiş, rahatlamasını sağlamıştı. Akan rimeline ve ardından az evvel yaşadıklarını düşündü. Biraz daha yakınında olsaydı onu öpecek miydi?

"Sen benim cehennemim olacaksın Hilal" demişti. Aklı karmama karışıktı. Hızlıca elinde ki kuru mendil sayesinde rimelini ve dağılan rujunu sildi. Ellerinin titrediğine aynadan şahit olmuştu, sakinleşemiyordu. Durdukça daha da kötü olacaktı. Korkuyla iç geçirdi ve arkasında ki dolaba doğru oturdu. İçinde büyük ihtimalle temizlik malzemelerinin yer aldığı dolap onu biraz daha rahatlatmıştı.

"Sakinleş" diye kendisine söylendi ama başarılı olmadı. Hala temiz nefesini yüzünde, saçlarında hissediyorken..

Aklı aniden on beş dakika öncesine döndü. Kendisini darmaduman eden adama..

15 dakika önce..

"Ama ben biliyorum, sen benim cehennemim olacaksın Hilal."

Ne yapmalıydı, onunla ilk defa bu kadar ciddi konuşan adama ne demeliydi? O cehennemde bende yanacağım mı? Chistian aklı karışmış kızı sadece yakınına daha fazla çekti. Bütün gece onu aramıştı eğer o kız yalan söylemiyorsa da gece boyunca durmadan onun ismini zikretmişti. İyi de neden? Hilalden bu kadar hoşlanmazken..

"Dostum kendine yalan söylemeyi bırak, kız oldukça güzel.." dedi iç sesi. Ona kesinlikle katılıyordu. Hilal güzelden de öteydi, cesur, çarpıcı ve sivri dilliydi.

"Annem beni ağına düşürdüğünde hala onunla nasıl savaşmalıydım bilmiyordum" demişti babası. Belki de problem buydu, Hilal'in annesine bu denli benziyor olmasıydı. Olabilir miydi?

"Ben senin hiçbir şeyin olmayacağım." Sesi az evvelkinden daha da güçlü çıkmıştı. İçi rahatlamıştı,en azından ayakta durmak için biraz daha gücü vardı demek.

"Dün gece.." dedi adam, genç kız aniden ondan uzaklaştı. Dün gece ne yaşadığını hatırlamıyordu ama Hilal'in gözlerinde ki o öfkeyle tekrar karşı karşıya gelince pişmanlığını iki kat daha hissetti.

"Özel hayatını benden uzak tutmanı söyledim."

"Sen şuanda hayatımın ağzına-"

"Terbiyesiz!" Hilal'in ondan ne zaman uzaklaştığını anlamamıştı. Kızın öfkeyle parıldayan gözleri sadece bir saniyecik bile olsun onda takılı kalmıştı.

"Aramızda ki şeyin sende farkındasın"

"Ben bir şeyin farkında falan değilim, bir saat sonra toplantı odasında görüşmek üzere."

Kızı durdurmadı, zaten onu durdurmazdı. Odadan çıkmasıyla iri bedenini koltuklara doğru attı. Başı çatlıyordu, hala kahvaltı edemediği için de midesi bulanıyordu. Üzerinde düğmeleri bile daha iliklenmemiş gömleğiyle orada öyle ölü gibi yatıyordu. Kapının bir kez daha açılmasını ve siyah saçlı kızın tekrar odaya girmesini diledi. Son zamanlarda dilediği şeyler normal değildi. Cebinden telefonunu çıkardı ve hızlıca numarayı aradı.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin