28. BÖLÜM

40.8K 1.8K 129
                                    

Aklımın alamadığı bazı şeyler vardı. Belki de artık eror vermiştim, bilemiyordum. Önceliğimde kafamda dolanan fazla gereksiz düşünceleri atmak için derin bir nefes aldım. Nefesimi bırakırken emniyet kemeri karın boşluğuma tekrar bir baskı uyguladı. Aynadan arka koltukta birbirlerinden ayrı dünyalarda dolaşan Gonca ve Jessica'ya baktım. Gonca kesin Keremle yaptığı telefon flört olayını düşünüp öyle aptal aptal gülüyordu. Yoksa o salak yüz ifadesinin başka bir açıklaması olmazdı. Jes ise bambaşka bir yerdeydi. Cama dayadığı kafasından geçenleri düşünmek zordu ama tek bir tahmin hakkım olsa kesinlikle gizemli gölgeyi düşünüyordu. Ve ben bunca karmaşanın arasında ne ara bir şeyleri kaçırdığımı anlamıyordum. Önce takip edilmiş ardından çiçekleri yollayanın bir öcü olduğu öğrenmiştim ve şimdi bu öcünün yanımda bana bakmadan arabayı süren adamdan daha güçlü olduğunu öğrenmiştim.

"Sessizsiniz" dedi Chistian. Sarı saçları bir numara daha kesmiş olmalıydı, alnına dökülen saçlarını şimdiden özlemiştim.

"Neden kestirdin saçlarını?" Evet aklımdan ne geçiyorsa hemen dillendir zaten salak Hilal!

Sorum onun da dikkatini bozmuş olmalı ki önce gülüp daha sonra bana baktı ve ben erimiş bir çikolata kıvamına geldim. Bana böyle bakmaya devam ederse daha fazla saçmalayabilirim.

"Beğenmedin mi yoksa?" sağ elini usulca saçlarının arasına geçirdi.

"Yo, beğendim.."

"İyi." Elini vitesten çekip benim elimin üzerine doğru bıraktı. Elimi serbest bırakıp en güvenli ellere emanet ettim. Sıcak ellerini buz gibi ellerimin arasında birkaç saniyede çözüldü.

"Her şey yolun da mı?" Sorusunu bu sefer doğrudan aynadan izlediği kıza yollamıştı. Jes abisinin sorusunu fark ettiğinde birkaç saniye geç kalmıştı.

"Efen-dim?"

"Neyin var Jes?"

"Y-ok, yok bir şey.."

"Ewan seni ararken tüm şehri ayağa kaldırdı küçük hanım, buna ne diyeceksin?" Kardeşine olan özel hassasiyetini anlıyordum. Çünkü benimde benden büyük üç abim, ah Kerem'i bu sıradan silmem lazımdı belki de iki abim vardı ama gene de baskıları hep ensemdeydi.

"Ben hava almak istedim" Jessica'nın yalan söylemek konusunda beceriksizliği Chis'in fark etmesine neden oluyordu.

"Kızı rahat bırak, onu ben zorladım bize gelmesi için"

"Bu yeterli bir açıklama değil, en azından beni arayıp durumu haberdar edebilirdin-" ses tonu her saniye daha fazla artıyordu ve bu canımı sıkıyordu.

"Bunu şuanda tartışmak zorunda mıyız? Şuanda Almanya da konferansın önemli katılım gecesinde olmamız gerekirken sana güvenip dağlara çıkıyorum" Sinirden sürekli ellerim hareket halindeydi.

"Dağ havası almak için gitmiyoruz Hilal! Senin ve diğerlerin can güvenliği benim için önemli"

"Hey siz ikiniz, biraz susarsanız hayalimin geri kalan yarısına devam edeceğim!" Gonca'nın derdine bir an sinirden gülecektim. Chis de benim gibi anlamsızca güldü.

Dağ eve dedikleri şey bir çiftlik büyüklüğünde olduğunu hiç düşünmemiştim. Çevrede ki korumalar ve silahlı diğer şeyler beni ürkütmüştü.

"Kendimi baba filminde hissediyorum." dedi Gonca. Kapı da ki iki yakışıklı koruma dikkatini çekmemişse gerçekten korkmuş olmalıydı. Böyle bir şeye onu sürüklediğim için bir an kendimden utandım. Evin yakın çevresini çevreleyen orman ve dağdan sadece kuş ve su sesi geliyordu. Yakınlarda bir dere olmalıydı.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Where stories live. Discover now