41 kere maşallah diyerek başlamak istiyorum, çünkü beni uzun süredir takip edenler bilir ben hiç 41. bölümlük bir hikaye yazmadım daha çok kısa tutmaya çalışırım bu bir ilk benim için :) Bu bölüm özel o yüzden daha fazla vote görüp 899 vote rekorumuzu kırmanızı rica ediyorum :)
Öfkeli bakışların altında her saniye daha fazla eziliyordum. Annemin tam karşısında iki bacağımın arasına sıkıştırdığım ellerimle sürekli ellerimle oynuyordum. Dünyanın son günü dedikleri gün bugündü benim için. Kıyamet alameti gibi üç abim başta olmak üzere annem ve çatık kaşlarının altında beni en çok da Chistian'ı ezen babam Atosların büyük oturma odasındaydı. Hera az evvel ki tartışmadan nasibini alıp saçlarını anneme kaptırdığı için tabi öfkeliydi. Eh annem de Hera'nın yeni manikürlü tırnaklarından nasibini almıştı. Alex ortancı abim Kenan'la yumruk yumruğa geldiği için üst kaşına buz bastırıyordu. Kenan'a hiç bakmadım iki gözü de şişmiş öfkeden hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Yanı başımda oturan Chistian ağlamaktan gözleri kızarmış kızımıza su içirip saçlarını okşuyordu. Kerem Nil'i ondan almaya kalkıştığında Chistian'ın tekmesiyle karşılaştığı için aynı bir tilki gibi yuvasına kuyruğunu kıstırıp geri dönmüş boş bir anı kolluyordu.
Annem iki ellerini de dizlerine vura vura kendince ağıtlar yakıp babamı daha da alevlendiriyordu.
"Yazıklar olsun! Bunları da mı görecektik he!"
"Anne lütfen" dedim acıklı bir ses tonuyla.
"Sus! Nankör, seni üç yıldır arayıp sormayan Allah'ın Gavuruna mı sığındın bir de!"
"Anne gavur deyip durma ya!"
"SUS! Bir de bana karşılık verme, şu hale bak Yakup ah bu günleri de görecekmişiz demek!"
"Anne bi sakinleş" dedi Kemal abim ama annem daha fazla ağlanıp ağıt yaktı. Tek kelimeyle rezil olmuştum. Utancımdan ne kendi aileme ne de Atoslara bakıyordum. Niko sürekli gülüp resim çektiği için herkesin sinirleriyle oynuyordu.
"NİKO!" Dedi Hera tiz bir ses tonuyla.
"Az evvel Hilal abimin karnına bir yumruk yedi" dedi kahkahayla. Ah evet, sanırım o yumruğu ben atmıştım. Büyük baba sert otursa da Niko'nun videoya aldığı kavga görüntülerini izleyince kahkahayı bastı.
"Ne yapayım, bir an gaza geldim" dedim üzüntüyle. Sanrım Kerem'e vurduğu görünce bende abimi savunmak için ona vurmuştum. Emin değildim. Chis videoya kısacık bir bakıp ardından elini karın boşluğuna doğru bastırdı.
"Tanrıya şükür sadece karnıma attın"
Yaptığı imayla onun ağzını kapatmaya çalıştım. Beni engellemeye çalıştıkça daha fazla rezil oluyorduk. Babamın güçlü sesi bizi kendimize getirmişti.
"Kemal söyle şu adama! Torunumu versin bana!"
Benimle muhattap olmamak için abimi ortaya atmıştı. Bana tekrar küsmesini istemiyordum, daha beni tam anlamıyla affetmeden bir bu yaşanınca..
"Chis Nil" Kollarımı kızıma doğru açtım. Chistian kızımızı daha fazla kendisine bastırdı.
"Rahatı yerinde"
"Babam istiyor" dedim dişlerimin arasından. Çenem kasılmıştı.
"O benim kızım" dedi tane tane. Ben Nil'e uzanacakken Chistian ayağa kalktı.
"Ewan! Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlanmasını istiyorum-"
"Misafirlerimiz mi?" dedi abim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)
Romance"Bırak artık!" diye bağırdım. Canım burnumdaydı, korkudan gözlerimi kocaman açmıştım. O derin yeşil gözleri beni her saniye daha da öldürüyordu, nefes nefese kalmıştım. "Bırakınca gideceksin! Beni bırakacaksın!" "Olması gereken de bu, bu ben değilim...
