33. Bölüm

34.3K 1.9K 121
                                    


Gonca nasıl yaptı emin değildim ama bir arkadaşı sayesinde Bodrumda bir yazlık eve geçmiştik. 6 saatlik yol boyunca dura dura gitmiş, sürekli ağlamalarım, kusmalarım ardından geçen krizlerim sonrasında Bodruma varmıştık. Bodrum kimsenin aklına gelmezdi hem kalabalıktı kolay saklayabilirdim ama İzmir'e yakın olması canımı sıkıyordu. O yüzden yüzü dağa bakan küçük bir kasa da ev ayarlamıştı Gonca. Kasaba şehirden bi hayli uzak olduğu için hem kirası hem de engebeli arazisi açısından tam isteyeceğimiz yerdi.

"Sahibi aile dostumuzun oğlunun kimse gitmiyor kalmıyor aradım sordum falan annemlerin bile haberi olmayacak. Akıllarına gelmez bile. Hatta çocuğun ailesi bile bu evden haberdar değil. Yazın kaçamak için gelir buraya"

Benim yüzümden perişan olmuştu.

"Gonca, sen mükemmel bir dostsun.."

"Ah biliyorum tatlım." Dedi şakırdatarak. Arabadan inerken bir kez daha kustum. Yemek molasında yediklerim artık yoktu.

"Ben eşyaları çıkarırım sen çardakta bekle."

Evin bahçesinde ki küçük çardağa doğru ilerledim. Evin iki katlı ve oldukça küçük olması ilk dikkatimi çeken şey olmuştu. Her ne kadar arkasında orman arazisi olsa da serin esen rüzgarı içim de ki yangını biraz dindirmiştim. Hala tam düşünemiyordum. Belki de yaptığım yanlıştı, bebeği aldırmam lazımdı. Ama ne zaman bu düşüncelerle dolsam kendimden nefret ediyordum. Evet bu bebek planda yoktu, ben hiçbir şey hatırlamıyordum ama karnımda masum bir kan pıhtısı bile olsa o benim bebeğimdi.

Eve dönemezdim, beni asla kabul etmezlerdi. Babamı düşündükçe kusma arzum üç katına çıkıyordu. Kerem ve abimler ise bu duruma nasıl bir tepki verirdi emin değildim.

"Kenan seni öldürür" demişti Gonca.

Evin havalanması için bütün camlarını açmıştık. Evde ki eşyalar fazla kullanılmamış ve temizdi. Küçük bir Amerikan mutfağı vardı. Aşağı da sadece salon bir banyo ve mutfak yukarı da ise üç oda vardı.

"Ben çarşafları değiştireyim sen yat-"

"Gonca, otursana" Yanıma yer açtım. Ona her şeyi anlatmak için doğru zaman değildi ama anlatacaktım. Bilmeye hakkı vardı.

"Ne oldu?" dedi sakince.

"Her şey yalanmış Gonca." Dedi iç çekerek.

"Ne kadar boka battık anlat bakalım."

Ona her şeyi hiçbir detayı atlamadan anlattım, en başından ona anlattım. Ben anlattım o sustu, ben ağladım o bana sarıldı. Tüm gece böyle devam etti. Sabaha kadar üç kişilik koltukta yan yana ağlayarak geçirmiştik.

"Peki bebek? Onu istediğine emin misin?"

Beni korkutan şey o masum varlık değildi ki, onu kaybetme korkumumdu. Onunla daha yeni tanışmıştım ama şimdiden bana ait kalan son şey oydu.

"Benim kaybedebileceğim hiçbir şey Gonca, alacakları bi canım kaldı bir de bebeğim. Ona dokunmalarına izin vermeyeceğim!"

"Yani ben teyzoş oldum?" dedi heyecanla. Bana ışıl ışıl bakan mavi gözlerine bakıp gülümsedim. Beni kınamamış, yaptıklarımın bedelini bana ödetmemiş ve suçlamamıştı.

"Evet."

"Ay! Şimdi hatırladım acaba kız mı?"

"Aman Gonca, daha bir aylık falan-"

"Ne var canım, teyzeyim ben merak ederim" diye burun kıvırdı. Karnımda ki bebeği ilk kabullenen ve benimseyen Gonca olmuştu. Hatta öylesine benimsemişti ki sabah akşam bana bebek ve hamilelikle ilgili yazılar okuyup daha fazla kafamı dağıtıyordu. Nereyse bir hafta olmuştu ve ben bu bir haftada oturmuş, yemek yemiş ve çokça ağlamıştım. Hormonlarım şimdiden bedenimi ele geçirmişti. Sabahları aynaya bakarken korkuyordum, kapı çalınmasından, rüzgar sesinden bile ürküyordum. Kaçarken arkamda bıraktığım yıkım beni ürkütüyordu.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Where stories live. Discover now