Bölümün şarkısı : Lost Frequencies - Are You With me
Yanlış bir şeylerin rahatsızlığı üzerimden gün boyunca eksilmemişti. Julia o kadar mükemmeldi ki onun enerjisinin en az benim ki kadar yüksek olması beni mutlu etmişti. Kendisinin bir İngiliz olması ve İtalyan bir adamla evli olmanın zorluklarından bana yemekte sık sık bahsetmişti.
"Tatlım kesinlikle Hera ile tanışmalısın, kendisi dünyanın en mükemmel kadını.."
Hera Atos ismi kafamda bir anda aydınlanmaya neden oldu. Chistian'ın ona benzediği annesi, Hera Atos.
"Bu yaz tanışacaklar" Elinde ki çatalı bırakmadan bize müdahale eden adama zoraki bir şekilde gülümsedim. Resmen benimle oyun oynuyordu. Sözde ben onun sahte sevgilisiydim. Alex'in neden böyle bir yalan söylediği hakkında en ufak bir bilgim dahi yoktu sadece Fatih ve Damon'un elbette bu listeye bir de Chis de ekliydi benim kadar bu durumdan habersizdi. İşlerin bu şekilde ilerlemesi aslında kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu.
"Demek Türksün?" Yemek boyunca asla konuşmayan adam ilk defa bana bir soru yöneltiyordu. Ona baktığımda Chistian'dan bile daha fazla korku hissediyordum. Alberto sert yüz hatlarına sahipti ama ciddi duruşu yalnızca dışarıyaydı. Julia'ya aşkla bakan gözleri aslında onun istese mükemmel bir centilmen olacağını kanıtlıyordu.
"Evet, Türküm."
"İlginç olan Türk olman değil, ilginç olan Chistian'ın senin gibi birisiyle birlikte olması. Onu bilirsin.."
"Bilirim!" ölümcül bakışlarımı yanımda oturan adama yönelttiğimde sanki onunla aşk yaşıyormuşuz gibi bana gülümsedi ve az evvel kendisi için böldüğü eti bana doğru uzattı. İtiraz edemeden ağzıma soktuğu çatalla geriledim. Arkamızda duran Damon'un çaktırmadan güldüğünü hissediyordum.
"Ah! Alberto şunlara bak, ne kadar da birbirlerine yakışıyorlar. Öyle değil mi?"
"Bende buna şaşırıyorum ya zaten, nasıl tanıştınız?"
Sorunun cevabından en çok ben korkuyordum ve Chistian keyifli bir kahkahasını havaya doğru atarken hevesle bana döndü.
"Aşkım, bunu sen anlat. Benim en sevdiğim anımız bu.."
Zorla gülümsedim ve küçük bir yalan bulmak için düşündüm ama aklıma pek parlak bir fikir gelmiyordu.
"Şey, biz mi?"
"Evet.." dedi Julia hevesle. Bana bakan mavi gözleri heyecandan kocaman olmuştu.
"Kumsal! Kumsalda tanıştık, yani şöyle oldu ben kumsalda geziyordum Chistian da beni görmüş ve ilk görüşte aşk yaşamış. Peşimden az koşmadı tabi ben pek yüz vermedim kendisinin pek iç açıcı bir geçmişi olmadığı için"
Ona doğru intikamın soğuk hissiyle döndüm. Öfkeden gözleri yerinden çıkacaktı. Elini aniden masanın altına attı ve elimi sıktı. Canım yansa da ben sahte hikayeme devam ettim.
"Sonra bu bana böyle bir dünya çiçek, çikolata falan yollattı-"
"Chistian mı?" dedi Julia şaşkınlıkla. Alberto da en az onun kadar şaşkındı.
"Evet, ama bir görseniz nasıl aşık olmuş bana anlatamam. Tabi ben de bir süre sonra görüşmeyi kabul ettim.."
"Ne romantik.." Julian'ın küçük iç çekmeleriyle bende başımı onaylar gibi salladım. Alberto uydurduğumun hikayeden pek tatmin olmamıştı.
"Chis senden hiç kaçmadı yani?"
"Neden kaçsın, herkes senin gibi mi?" Julia eşine oklarını yöneltti. Belli ki onların tanışma hikayeleri pek hoş değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)
Romance"Bırak artık!" diye bağırdım. Canım burnumdaydı, korkudan gözlerimi kocaman açmıştım. O derin yeşil gözleri beni her saniye daha da öldürüyordu, nefes nefese kalmıştım. "Bırakınca gideceksin! Beni bırakacaksın!" "Olması gereken de bu, bu ben değilim...
