⭐Denizin Mavisi ⭐

7.7K 761 440
                                    

Merhabaa *-* Beklettim biraz biliyorum ama onu telafi edecek çok güzel ve uzuun bir bölümle geldim. :)

Bu arada Ramazan Bayramınız mübarek olsun! Sevdiklerimizle geçireceğimiz daha nice bayramlara inşallah ^_^

Sizden ricam, bu bölüme bol bol yorum yapmanız *-*

Keyifli okumalar!

*

"Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz."
Özdemir ASAF

8.Bölüm

Aldığım kararın bir pranga misali boynuma takıldığını hissedebiliyordum. Yalnızlık özgürlük demekse; ben gayet hürdüm. Fakat planlanmamış ve aniden olan şeyler hayatımızda ufak da olsa değişikliklere sebep olabiliyordu.  Bu prangaya alışmalı mıydım, yoksa yalnızlığımın getirdiği özgürlük ellerimden kayıp gitmeden önce ona sıkı sıkıya tutunmalı mıydım?

Belki de üzerimize doğru gelen bir arabadan kaçamayacağımızı anladığımız o anda teslim olmak gibiydi;  benim, Deniz'i hayatıma kabul etmem. Bir şekilde kendini ortak etmeyi başarmıştı işte yalnızlığıma.

Ama yalnızlık paylaşılmazdı; paylaşılsa yalnızlık olmazdı.

Şuana kadar; küçük bir çocuğun büyüyüşüne tanık olur gibi, yalnızlığımın boyut atlayıp büyümesine tanık olmuştum. Bundan sonrası, farklı olacaktı. Bu farkı tam olarak bilmiyordum, ama bunu körelmiş hislerimle bile hissedebiliyordum.

Belki; yalnız veya mutlu, iyi veya kötü olacaktım; ancak bundan sonra eskisi gibi olamayacağımı biliyordum. Onu kabul etmekle bir nevi değişmeyi kabul etmiştim aslında. Bu her ne kadar benim için aşılamaz gözükse de deneyecektim. Bu hayata bir kere gelmiştim. Ama sanki bir başkası benden önce denemiş de beğenmeyip bana kalmış gibi bir hayatım vardı. Belki de bu yaşadığıma hayat demek bayat olurdu. Bu yüzden, bunu değiştirebilmek de benim elimdeydi. Bazı şeylerin bilincine yeni varan taraflarım ayaklanmaya başlamışlardı. Çelişkiler ise... Onlar, hep vardı.

İlerde yaşayacaklarım için net bir hüküm veremesem de, yaşanmaya değer olmalarını ümit edebilirdim. Çok fazla düşünmek de istemiyordum. Nasıl olmuşsa olmuş; artık bir karar vermiştim. Bu kararın arkasında durup karamsarlığı bir tarafa bırakmam gerekiyordu.

Deniz, yanımda olmak istediğini söylemişti. Bunun şuanlık benim için tek avantajı: Artık benim de tanıdığım biri vardı. Kendimden başka biriyle konuşmak belki iyi olabilirdi; çünkü şuana kadar monologlarımın dışına çıkamamıştım.

Her şeyin iyi olacağı konusunda kendimi telkin edişlerim biraz da olsa işe yarar gibi olduğunda, artık bunları düşünmemeye karar verdim. Bu defa ilgi ve alakam başka yere yönelmişti.

...benim asıl amacım sende kırk yıl hatır bırakmak.

Bir çok tarafa çekilebilecek ve üzerinde epey düşünülecek bir cümle kurmuştu, Deniz. Bu inkar edilemezdi. Ama ben, bunu düşündükçe yanlış hislere kapılma eğilimimin artacağını bildiğimden, bu konunun da üzerini kapatma yoluna gittim.

Yoksa her şey normaldi de, ben mi kafamda büyütüyordum? Bunu sanmıyordum çünkü normallik bana pek uğramayan bir misafirdi.

Oflayıp gözlerimi 15 dakikadır daldığı yerden ayırdım. Deniz'le kahve içtikten sonra o evine gitmiş, bense dersime girmiştim. Dersten geldikten sonra da kendimi direkt yatağa bırakıp, pandaları kıskandıracak derecede uyumuştum.

Denizin MavisiWhere stories live. Discover now