⭐️Denizin Mavisi ⭐️

4.6K 387 459
                                    

Bölüm şarkısı: Emir Can İğrek - Müzik Kutusu

Bazı sebeplerden dolayı bölümü geç eklediğimin farkındayım, fakat uzun bir bölüm oldu. Sabrınız için ayrıca teşekkür ederim :')

Satırarası yorum yapın olur mu? Hepsini okuyorum ve verebildiklerime yanıt da veriyorum :)

"Acı ekip, acı biçiyordum çorak ruhumun verimsiz topraklarında..."

37.Bölüm

İkinci sınıfın resmi olarak son sınavından çıktığımda rahat bir nefes verdim ve omzumdan düşmekte olan çantamın sapını elimle düzeltip omzumda iyice sabitledim. Başım öne eğilmiş ve iki tel saçım gözlerimin önüne düşmüş bir halde kalabalık koridoru adımlarken, kulaklarım uğultudan fazlasıyla nasibini alıyordu. Neyse ki bu rahatsız edici kalabalıktan kaçmanın bir yolunu biliyordum.

Adımlarım beni kendiliğinden kütüphanenin önüne getirdiğinde, koyu kahverengi kapının kaygan kolunu kavradım ve yavaşça aşağıya doğru indirdim. Ses çıkarmamaya dikkat ederek içeri girdiğimde, gördüğüm manzarayla gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Sınav zamanı olduğu için buranın daha kalabalık olacağını düşünmüştüm ama tek tük insanlar vardı; ve asıl güzel olan şey, her zaman oturduğum pencere kenarındaki masanın şu an boş oluşuydu.

Vakit kaybetmeden o masaya doğru ilerlerken, spor ayakkabılarımın parke zeminde çıkardığı gıcırtıyla dudaklarımı birbirine bastırdım; birkaç onaylamayan göz bana dönmüştü bile... Hadi ama, sanki mehteran ekibiyle kütüphaneye girmiştim! Ufacık bir sesten bu kadar rahatsız olunmazdı...

Sonunda masaya vardım ve anında bedenimi döner sandalyeye bırakıp masada iyice yerleştim. Birkaç dakika öylece durup sanki burayı ilk kez görüyormuşum gibi etrafı izlemeye başladım. Bakışlarım raflarda özenle dizili olan kalınlı inceli kitaplara kaydı önce: Cilt cilt dizilmiş ansiklopediler, çeşitli kaynak kitaplar, dünya klasikleri, Türk edebiyatı klasikleri ve birbirinden farklı yüzlerce roman örüntü oluştururcasına bir intizamla sıralanmışlardı. Fakülte kütüphanesi oldukça zengindi ve ben bu durumdan doğal olarak memnundum. Aradığım her kaynağı burada bulmam mümkündü.

Sonra gözlerimi raflardan ayırıp kapının solunda kalan, görüş açımdaki masalarda gezdirdim. Tıpkı bir sokak lambası gibi öne eğilmiş kafalar, çok mühim bir şeymiş gibi sadece önlerindeki kitaplara, yahut ders notlarına odaklanmıştı. Herkes harıl harıl çalışırken, bir an kendimi tembel hissetmiştim ama bu çok da uzun sürmedi. Sonuçta çalışacağım kadar çalışmış, tüm sınavlarımı kolayca atlatmıştım; o yüzden içim rahattı.

Kütüphane muhtemelen, sabahın 10'u olduğu için bu kadar sakindi; yoksa vize ya da final zamanları tıklım tıklım dolu olurdu. Ve ben de böylece Deniz'in sınavdan çıkmasını beklerken, burada kafa dinleyebilirdim. Aslında çatıya çıkıp bankta da oturabilirdim ama neden bilmem, içimden bir ses buraya gelmemi söylemişti.

Oturduğum yerde arkama yaslandım ve iç çektim. Her ne kadar aklımı başka şeylere vermek istesem de, şimdi de olduğu gibi, dönüp dolaşıp içimdeki o buruk hisse yenik düşüyor ve yeise kapılıyordum.

Bu akşam uçakla İzmir'e dönecektim ve bu, Deniz'i uzun bir süre göremeyeceğim anlamına geliyordu.

Her dakika onunlayken, onsuzluğa nasıl tahammül edeceğimi bilemiyordum. Bunun düşüncesi bile göğsümde bir delik açılmasına neden oluyor, düşündükçe o delik büyüyor, büyüyor ve beni bile yutan bir kara deliğe dönüşüyordu.

Denizin MavisiWhere stories live. Discover now