⭐ FİNAL ⭐

5.8K 346 788
                                    


Final şarkıları:

Grup Yorum - Eftelya

Grup Alzaymır - Mavi Türkü

Onur Arkın - Asi ve Mavi

Son Arzun Nedir Diye Gelip de Bir Sorsalar

Çok geç eklediğim için özür dilerim. Ama tam 11bin küsür kelimelik upuzun bir final oldu. Detaylı açıklamaları bölüm sonuna bırakıyorum.

Keyifli okumalar!

FİNAL

31 Aralık 2017 ~

Bir kalemin kağıt karşısında eğilişini size nasıl anlatabilirim? Ya da kelimelerin büyüsü içerisinde harflerin dans eder gibi ritim tutmasını?

Okumanın özgürlük olduğunu düşünürdüm çoğu zaman. Ama asıl özgürlük yazmaktı. Yaşadığımız şeyleri, yaşayacağımız şeyleri, yahut yaşanması mümkün olan şeyleri yazmak. Acıyı yazmak, ağlamayı yazmak, kaçmayı yazmak, düşmeyi yazmak, düşlemeyi yazmak... hatta ölmeyi yazmak.

Bir kere yazmanın özgürlüğünü tatmış bir insan, ruhunu deniz kenarında dinlendirir gibi, artık her fırsatta sığınırdı kalemin kucağına.

Sonsuz denizlere açılan gemilerin o uzun, sağlam yelken direkleriydi kalem. Yıllara meydan okumuş, başı göğe ağaran bir selvi ağacının gölge veren gövdesiydi kalem. Dimdik duran bir heykeldi. Elifti, ilk harfti kalem... ve işte o ilk harfle başlamıştı kelâm.

Bana göre "Oku!" ilk emrinden sonra bir emir daha olsaydı, bu "Yaz!" olurdu muhtemelen. İnsanlığa bahşedilmiş en güzel hediyelerden biriydi, yazmak.

Ve işte ben de bahşedilmiş bu hediyeye sıkı sıkı sarılmış, parmak izlerimi mürekkep izleriyle bütünleştirmiş biriydim. Defterimin her sayfası ayrı bir şehirdi sanki; satırlar, aşılması gereken uzun uzun yollardı. Kelimelerimse bu yolların üzerinden geçen insan silsilesi...

İşte yine yazmanın güzelliği esir almıştı beni. Öyle ki beş dakikalığına diye oturduğum bu masada, bir buçuk saatim geçmişti çoktan ve farkında bile olmamıştım.

Önümdeki kağıdı tekrar gözden geçirdikten sonra yazacağım çoğu şeyi yazmış olmanın verdiği rahatlamayla gülümseyerek arkama doğru yaslandım. Öne doğru eğilmekten ve hareketsiz kalmaktan dolayı bedenim sızlasa da, sonunda aklımda dönüp duran o düşünceyi fiile geçirebilmiştim. Bu yüzden mutluydum.

Kağıdı katlayıp zarfa koydum ve zarfı da, çekmecemden çıkardığım diğer on bir zarfın üzerine koydum. İşte şimdi on iki zarf da tamamlanmıştı. Zarfları aynı hizaya getirdikten sonra kırmızı, kadife bir kurdeleyle onları bağladım. Artık bunlarla yapılacak tek bir şey kalmıştı, onu da günün sonunda yapacaktım zaten.

Bir iş bittiğine göre, şimdi sıra diğer işlerdeydi. Yapılacak çok şey vardı, açıkçası gözüm korkmuyor değildi. Yine de başlamak bitirmenin yarısıdır sözüne güvenerek kendi kendimi teskin ediyordum.

Sonra odamda gelişigüzel bir şekilde göz gezdirdiğimde şahit olduğum dağınıklıkla dudağımı büktüm. Normal şartlarda dağınık bir oda sayılmazdı ama benim için düzensizdi işte. Şimdi odaya girişecek olsam yapılması gereken onca işe geç kalacağımı bildiğimden, odamı düzenlemeyi daha sonraya bıraktım. Yoğun bir gün beni bekliyordu ama içimde canlı tuttuğum heyecan sayesinde bu yoğunluk o kadar da canımı sıkmıyordu.

Denizin MavisiWhere stories live. Discover now