⭐ Denizin Mavisi ⭐

5.7K 542 418
                                    


Merbahaa! Şu ana kadar yazdığım eeennn uzun bölüm oldu^^

Keyifli okumalar!

Bölüm şarkısı: Farid Farjad - Kelebekler de ağlar.

(Kemanına öldüğüm adamın, benim ta içime işleyen, en sevdiğim parçası. Bu bölüme başka bir parça koysam haksızlık olurdu. Lütfen, dinleyin.)

"Kelebekler de ağlar."

21.Bölüm✍

Ben galiba...

Deniz'i seviyordum.

Hayatımın en büyük itirafını az önce kendime karşı yapmıştım. Evet; Deniz'e karşı hissettiklerimin adı olsa olsa sevgi olmalıydı. Her ne kadar bu hükmü vermem zaman alsa ve bundan korksam da, her şey gün gibi ortadaydı işte. Ne kadar inkar edebilirdim ki? O deniz gözlerine her baktığımda boğulacak gibi olmamın başka bir açıklaması olamazdı. Ya da benim yakınımda olduğunda dizlerimin bağının çözülmesinin... Üzerimdeki etkisi belliydi. Bunu daha fazla görmezden gelemezdim. Sanki gözlerime indirilen perdeler birer birer kalkmıştı ve her şey netlik kazanmıştı. Duygularım saydam; hislerim artık daha şeffaftı.

Her an onunla olayım ve hep onu göreyim istiyordum. Ona dair ne varsa gözüme daha hoş geliyordu. Söyledikleri içimin en derinine işliyor, sesi kulağıma dünyanın en güzel şarkısı olarak geliyordu. Bunlar sevgiden değilse ya neydendi?

Daha önce kimseyi sevmemiş olmam, hiç sevmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Ve birini seveceksem, o kesinlikle Deniz olmalıydı.

Kalbim tuhaf bir duyguyla dolduğunda aptalca gülümsedim.

Ben, Mavi Alaska; Deniz Ali Gökoğlu'yu seviyordum.

Bunu bir kere itiraf etmiştim ya kendime, sanki her şey daha kolaydı artık. En azından kafamdaki soru işaretleri gitmiş ve belirsizliğimin bir adı olmuştu: Sevmek... Sevilmeye en değer adamı sevmek... Hayatıma ansızın girip, hayatım olan o güzel adamı sevmek.

Sonra birdenbire göğsüme çöreklenen sıkıntıyla yüzüm düştü. Peki ya Deniz ne hissediyordu? Beni sadece arkadaş olarak mı, yoksa abimin dediği gibi, arkadaştan öte mi görüyordu? Benim için yaptıklarını ve söylemiş olduğu her sözü şu an zihin süzgecimden geçiriyordum. Aslına bakılırsa, o da seviyor gibi duruyordu. Olabilir miydi? Umutlanmak istemiyordum ama bunu düşünürken bile heyecanlanmıştım.

Hala inanamıyordum. İçimde yaşattığım bu duyguyu açığa çıkarıp ona bir isim vermek meğer ne büyük bir keşifti! En özel eşyamı kaybettikten sanki yıllar sonra tesadüfen bulmuşum gibi bir heyecanla doluydum. İçim içime sığamazken derin bir nefes aldım.

Daha sonra önümde sallanan bir çift elle, girdiğim bu ruh halinden uykudan uyanıyormuşçasına sıyrılıp gerçekliğe döndüm.

"Hı?" deyip saf saf abime baktığımda, o da bana tuhaf bakışlar atıyordu.

"Neden öyle kendi kendine sırıtıyorsun?" diye sorduğunda çenemin kasılı kaldığını ancak fark edebilmiştim. Afallayarak sırıtışımı bozdum ve gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına iliştirdim. Ellerimi nereye koyacağımı bilemeyince önümde bağladım ve parmaklarımla oynadım.

Denizin MavisiWhere stories live. Discover now