yirmi | f o t o ğ r a f

166 27 17
                                    

yirmi | f o t o ğ r af

Kahvemi sonunda bitirdiğimde boş tabakları almak için gelen görevliyle arkama yaslandım ve karla karışık yağmuru izlemeye başladım. Kemirgen, cesurca, saklama gereği duymadan beni izliyordu ve bu boynumun yanmasına neden oluyordu sonra da kulaklarımın.

"Fotoğrafınızı çekmek istiyorum."

Gözlerim büyürken, yüzüm hâlâ cama dönüktü. Şaşkınlığım hem Kemirgen ile fotoğraf çekinecek olmamdı hemde yağmurun tamamen kara dönmesiydi.

"Neden?"

"Şuradaki, boş çerçevelerden birini doldurmak için."

"Çek bakalım, o zaman."

Kemirgen, yerinden kalkıp yanıma oturduğunda ancak başımı ona çevirebilmiştim.

"Senin içinde uygun değil mi, Temmuz?"

Öyle bir şekilde söylemişti ki, aksi teklif edilemez, öne sürülemez ve asla kabul edilemezdi. Fotoğraf çekilmekten, bir başkasının fotoğrafımı çekmesinden hoşlanmasam da başımı onaylar biçimde salladım.

Kemirgen ile fotoğrafımız olacaktı, bu harikaydı!

Kemirgen bir kolunu omzuma attığında vücudum gerildi ve zaten fotoğraf çekilecek olmanın verdiği gerginliğin üzerine bir de bu temas eklendi.

Acilen sırıtmalıydım yoksa ilk fotoğrafımızı berbat edecektim ve bende hızlı davranarak deve kuşunun başını toprağa gömmesi gibi yüzümü Kemirgen'in boynuna sakladım.

"İşte, oldu, teşekkür ederiz."

"İki tane de benim için çıkartın, ne kadarsa öderim."

"Tamamdır, abi. İyi akşamlar, size."

Yüzümü yavaşça boynundan çektim ve kızarmış yanaklarımı soğuk ellerimle örttüm.

Kemirgen yanımdan kalkıp eski yerine oturduğunda, öne doğru eğildim ve fısıldadım: "Bizi sevgili sandı."

Gülümsedi ve o da öne doğru eğilip, fısıldadı: "Zaten değil miyiz?"

-

Kemirgen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin