Yumurta Kafalı Bedenci

10K 1K 671
                                    


Geometri hocası dersin son dakikalarında masaya başını koyup uyuklarken 12-4 sınıfı onu takmadan  gürültüsünü eksik etmiyordu. Gürültünün en büyük kaynaklarından Seokjin de okuldan kaçtıkları gün yaşadıklarını Jungkook'a anlatıyordu.


"... işte biz oyuna dalmışken ve Jimin'in babası da devriye gezerken teftişe gelmesin mi? "

"Yohamına. "

"Dur daha can alıcı kısma gelmedim,"

Bacaklarını sıraya uzatan Jungkook'un üstünden atlayıp anlatma işine ayakta devam etti.

"O sırada tabi ben 'kinggeym jin' olarak onları henüz yenmişken bunlar da yenilginin verdiği hırsla beni kıskandırmaya çalıştılar. Hani sapım ya ben akıllarınca... ama Park amcam -en sevdiğim polis -gelip onları birbirlerine sarılıp oynaşırken yakalamasın mı?"

Uzun tiz bir kahkaha atıp kendisine bakan ikiliye şeytanice sırıttı. Jungkook da kendini tutamayıp  Seokjine katılınca oluşan cırtlak harmoniden geometri öğretmenini uyandırdılar.

Bileğindeki saate bakan öğretmen zilin çoktan çalmış olduğunu farkedip sınıftan çıktı. Çıkarken hışımla içeriye giren beden hocasına da baş selamını verdi.

Beden hocası Namjoon sıvışmaya çalışan öğrencileri içeri itip kapıyı arkasından kapattı. Sınıfın çoğunluğu  meraklı olan öğrenciler sessizliğe kavuşurken, Namjoon sinirini hala kendisini farketmeyen arka dörtlüye yöneltti.

"KIM SEOKJINN, KAPA O ÇENENİ VE YERİNE GEÇ ARTIK!"

Namjoon'un sesiyle sessizliğin farkına varan arka dörtlü de diğerlerine katıldı. Seokjin Jungkook'un hala sıradan indirmediği bacaklarının üstünden götünü dayayarak yanına oturdu.

"Yumurta kafalı tırrek."

Otururken kendine has argolarıyla söylenmeyi de unutmamıştı.

Bedenci elindeki uzun sopayı masada sürüklerken herkes onun patlamasını bekliyordu.

"Bir defa soracağım. O çocuğa şekeri kim verdi?"

Sorulan soruyla Jungkook'un bacakları sıradan yere düşerken salak öğrenciler de bedencinin pimini çekmişlerdi.

"Hangi çocuk? Ne şekeri hocağğm?"

"SİKTİĞİMİN ŞEKERİNİ MİN YOONGİ'YE KİM VERDİ DEDİM!!"

Ultra öfkeli tarafıyla ön sıralardaki   yalaka öğrenciler tırsıp nefeslerini tutmuşlardı.

Lakin en arkada oturan sınıf başkanı hariç. O göğsünü gere gere konuşmayı tercih etmişti. Sınıfının günah keçisi olarak ilk akla gelmesinden nefret ediyordu.

"Çocuğun kendi sınıfından başlamak yerine neden ilk bize geliyorsunuz ki, Hocam? "

Hocam kelimesini bastırarak söyleyen Seokjin'e ters ters baktı Namjoon.

"Ilk kantine uğradım. Hiç dedektif filmi izlemedin mi sınıf başkanı? Dedektifler bir olay olduğunda kanıt için tüm dünyayı mı gezerler yoksa olası yerleri mi?"

"Derslerimiz iyi değil diye her kötü olayda odak noktası olmak haksızlık. Hem şeker hastası olduğunu nerden bilelim biz?"

Cümlesini bitirdiği anda Namjoon elindeki sopayı masaya vurup kırılmasına sebep oldu.

"ÇOCUK ÖLÜYORDU LAN!!."

Daha sonra gereğinden fazla öfkesini farkedip kendisini toparladı.

"Itiraf etmediğinize göre şimdilik bu sınıftan olmadığını varsayacağım. Adalet timsali sınıf başkanı hatrına. Yoongi'ye sorup öğrendiğimde olur da bu sınıftan çıkarsa o zaman görüşeceğiz işte. "

٥ ٥ ٥

٥ ٥ ٥

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


bedenciyi selamlayın gençler! 

can't smile without you | yoonkookWhere stories live. Discover now