bilgi yarışması

5.5K 559 484
                                    

Sevmek zor bir iştir. Bakın hoşlantıdan bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey gerçekten hakkıyla sevme durumu.

Hoşlanırsın tamam. Her hareketini izlersin, neleri sevdiğini bulmaya çalışırsın. Belki bir ihtimal cesaret edip açılırsın o kişiye. Esas meselemiz ise o zaman başlıyor işte.

Baslayan ilişkinin beraberinde kıskançlıklar, tartışmalar, ilgi eksikliği, vakit ayıramama vs. gibi bir sürü etmen başlangıçta saf olan o sevgiyi zedeleyip, kiminde ufak bir sıyrık oluştururken kimisinde de derin yaraları oluşturur. Sonrasında iyileşene kadar yalnızlık kendisine arkadaşlık eder. O kadar ki onunla güzel dostluğunu bozmak istemez.

Sevgilim başka kızları takip ediyor, yanında ben varken başka kızları süzüyor, der kadın.

Kısa giyinmesin, istemediğim yerlere gitmesin, herkesin önünde kırıtmasın, der erkek.

Bu tarz saçma tutuculuklar yüzünden o masum ilişki çirkinleşir, iticileşir. Araya adı yalan olan yılanlar girer. Sonra ise ilk zamanlar hakkında her şeyi öğrenmek istediğiniz insanın adını bile duymaya tahammül edemez hale gelirsiniz.

Pekala baylar ve bayanlar bu kısmı anladıysak size bir sorum olacak. Siz hiç hemcinsinize aşık oldunuz mu?

Çevresinde sizin gibi bir çok insan varken hepsi yok olsun ve o sadece sizi görsün istediniz mi? Hiç arkadaşı olmasın ben ona arkadaşta olurum sevgili de dediniz mi? Sevginin en zor leveli işte bu insanlara denk gelir. Çünkü çevresinde onunla aynı cinsten birçok yakın dostları vardır. Sürekli temaslar, samimi sohbetler aklını karıştırır. Yılanlar bu ortamda daha kolay hareket eder, ilişkiyi daha kolay zedeler.

Büyük çok amaçlı salonda, sahnede 'u' şeklinde dizilmiş masaların orta kısmında oturan Jungkook, kendilerini desteklemek için orada olan insanların en önünde bulunan Yoongi'yi ifadesiz bakışlarıyla izliyordu. Oysa içinde ne fırtınalar kopuyordu.

Yanında kendisinden birkaç ay büyük olan Seokjin'e, bakışlarını Yoongi ve yanında oturan gençten ayırmadan sordu.

"Ona da bana güldüğü gibi gülüyor. Şimdi benimle o çocuk arasında ne fark var? "

Şüphesiz tam adamına sormuştu soruyu. Seokjin de gerçekleri öğrenmesine rağmen hala içinde filizlenen kötü duyguları bastıramıyordu. Fakat biliyordu o yılan büyümeden başı ezilmeliydi.

Her şey Namjoon'un motivasyon dolu konuşmasının ardından Seokjin en önde olmak üzere odadan çıktıklarında olmuştu.

Jungkook arkadaşlarının peşinden bilgi yarışmasının olacağı, arka arkaya sıralı kırmızı oturaklara ve geniş sahneye sahip salona girdiğinde gözü direk kendileri olmadığı için yalnız kaldığını düşündüğü sevgilisini aramıştı.

Fakat Yoongi'si yalnız değildi.

"Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz, yoksa stresten böyle korkunç halüsinasyonlar mı görüyorum?"

Diğerleri merakla etraflarına baktıklarında Jungkook'un neden böyle garip konuştuğunu anladılar.

Yoongi elindeki sandviçini yerken yanında oturan ve heyecanla bir şeyler anlatan bir yabancıya dikkatle bakıyor, her ne söylüyorsa kocaman gülüyordu.

Yoongi elindeki sandviçini yerken yanında oturan ve heyecanla bir şeyler anlatan bir yabancıya dikkatle bakıyor, her ne söylüyorsa kocaman gülüyordu

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
can't smile without you | yoonkookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora