ho! ho! holiday!

4.7K 501 287
                                    

Iyi hissettiğiniz anların çabucak geçip de bir an önce atlatmak istediğiniz o anların bir türlü geçmek bilmemesini çoğunuz bilirsiniz.

Yemekhanede Seokjin ve diğerleriyle her zamanki oturduğu yerde yalnız başına oturup yemek yiyen Jungkook için de akrep ve yelkovan bir salyangoz hızında birbirini takip ediyordu. Bir an önce eve gidip kendisini uykunun kollarına bırakarak Yoongi ile yaşadığı bu acı deneyimi hafızasından ve kalbinden silmek istiyordu.

Düşünüyordu. Birden nasıl bu hale geldiklerini, iplerin nerede düğüm olduğunu... Gayet güzel bir gece geçiriyorlardı oysa!

"Köftelerini yiyor musun?"

Başını yemek tepsisinden kaldırıp
karşısında oturan Jackson'a ardından da yanından ayrılmasına izin vermediği Bambam'a baktı.

Başını iki yana sallayıp yemeğini yemesi için arkadaşına izin verirken gözü bir anlığına çapraz tarafında, iki masa ötede oturan esas dostlarına kaydı.

Oysa düşüncelere dalmış şekilde yemeğiyle oynarken etrafinda olan bitenlerin farkında değildi.

Yoongi oldukça üzgün ve yalnız görünen Jungkook'dan gözlerini ayıramıyor, yanına gidecek cesareti bulamadığından içi içini yiyordu. Yemekhaneye girdiklerinde planları hep birlikte oturmakken Jackson ve Bambam'la oturan Jungkook'u gördüklerinde başka bir masaya geçmişlerdi. Taehyung ve Bambam olayı yüzünden ortam hala gergindi.

Yoongi bakışlarını yüzünü kendinden saklayıp yemeğiyle oynayan gençten ayırmazken, Jungkook başını kaldırdı. Gözleri bir anda Yoongi'nin olduğu tarafa döndü. Sanki ilk kez göz göze geliyormuş gibi bir telaş Yoongi'nin benliğini sararken Jungkook'un attığı anlık bakış karşısında tepki veremeden onu izlemeye devam etti.

Sonrasında yemek tepsisini koymak için ayaklandığında Jungkook'un da tepsisini bırakmak için kendisinin olduğu tarafa yürüdüğünü gördü. Ne yapacağını bilemez şekilde dikilirken Jungkook tepsisini bırakıp yüzüne bile bakmadan hararetle yanından geçip gitti.

Yoongi arkasından bakıp uzaklaşan bedenini izlerken karıncalanan sol omzunu okşadı.

"Bana omuz mu attı o şimdi?"

***

Hızını ve şiddetini arttıran kar yüzünden okul ders saati sonlanmadan erkenden tatile girince, kendini mızmız attığı adımlarla bir başına yolda yürürken bulmuştu Jungkook.

Evet, daha demin bir an önce eve gitmek istiyordu. Ama araya girecek kar tatili yüzünden Yoongi'yi pek göremeyeceği için istemeye istemeye yürüyordu. Belki Yoongi ve arkadaşları arkadan kendisine yetişirdi de yüzlerini görürdü. Onlarla muhabbet ederken Yoongi'ye gizliden bakarak biraz özlem giderirdi.

O esnada tam arkasında, kendisi gibi düşünen bir genç daha vardı. Fakat durumdaki tek zıtlık Yoongi'nin adımlarının hızlı ve karlı yoldan dolayı paytak olmasıydı.

Jungkook'un yavaş adımlarına güvenerek adımlarını hızlandırıyor, ona yetişmeye çalışıyordu. Önündeki 2 hafta boyunca memleketinde ailesinin yanında olacaktı. Onunla bu şekilde aralarını düzeltmeden giderse döndüğünde aralarındaki ilişki düzeltilmesi zor bir hâl alacaktı. Düğüm sıkılaşmadan çözmesi lazımdı.

Sırayla önünden geçtikleri ilkokulun bahçesinde küçük çocukların cıvıltılar eşliğinde kartopu oynadıklarını görünce ikisinin de yüzünde buruk bir tebessüm oluştu.

Çocukları görünce Yoongi'nin adımları düşmek pahasına hızlandı, salınarak yürüyen bedenle arasında iki adımlık mesafe kalınca yere eğilip iki elini karların arasına daldırıp arasında hapsettiği kütleyi bir araya getirmeye başladı.

can't smile without you | yoonkookWhere stories live. Discover now