10.BÖLÜM: ''Yara Bandı''

186K 13K 14K
                                    

Yalın - Ben Bilmem(Dinleyerek okuyun.)

10.BÖLÜM: ''Yara Bandı''

Bazen düşünüyorum, ben bir adama kalbimden başka neyimi verebilirim? Ruhumu, ömrümü, canımı... Hangi biri yeter onu bende tutmak için, hangi biri kâfi olur onu hayatta tutmam için.

Ya da bazen düşünmüyorum, sürekli bunu düşünüyorum. Bazenler yetmiyor Akif Selim, bana devamlı bir sen lazım. Bazenler yetmiyor Akif Selim, bize sağlıksız iki ruh lazım.

Çünkü sağlıklı ruhlar birbirini çürütür ama sağlıksız ruhlar birbirlerini iyileştirir. Ruhlarımız temiz değil ama ikimiz bunu başarabiliriz. Sen yeter ki bana ses etme. Yanımda olma ama yanından itme.

Birkaç saattir oturduğum yerde ellerimi ovuşturmaktan, saçlarımı karıştırmaktan başka bir şey yapmıyordum. Akif Selim yanımda değildi, bir duvar ötemde nefes alıyordu. Acaba nefes alıyor muydu hâlâ? Onu o halde görünce beynim ve kalbim sanki ölmüştü, sanki yaşamın basitliğini onun için gözyaşı dökerken, hayatı ellerinden kayıp gitmek üzereyken anlamıştım. Kimse yoktu yanımda, sadece ben vardım. Hiçbir şeyiydim onun ama her şeyi, her şeyim için yapıyordum.

Gözlerim belli bir noktada sabit kalmıştı bir müddet ve bunu az sonra içeriden çıkacak olan doktor bozdu. Heyecanla ayağa kalkıp, karşımda duran kır saçlı, siyah çerçeveli kemik gözlükleri olan doktora baktım. ''Nasıl o?'' dedim kuru bir sesle. ''Daha iyi mi?''

Doktor bey son derece sakin bir halde gözlerini kapatıp açtı. ''Sakin olun, şu an daha iyi. Hasta ciddi bir astım krizi geçirmiş.''

''Anlamadım?'' dedim gözlerimi kısarak. ''O astım hastası yani öyle mi?'' Biliyordum, bir hastalığı olduğunu bana çantasındaki ilacı vermem gerektiğini söylediğinde biliyordum ama bunun olduğunu tahmin edemezdim. Ambulansı aramak yerine yan komşum Feridun Abi'yi çağırmış ve bizi hastaneye getirmesini istemiştim. Akif, astım hastası mıydı yani?

''Bildiğinizi düşünmüştüm,'' dedi doktor bey bana şüpheci bakışlarla. Bunu bilmediğim için kendimi öldürmek istiyordum. O hastaydı ve ben ona hiçbir şey yapamamıştım.

''Ben,'' dedim dudaklarımı ıslatıp çekerek. ''Bilmiyordum. Her şey bir anda gelişti zaten, ne olduğunu anlayamadım. Bir anda yere yığıldı ve gözleri kapandı. Ambulansı aramak yerine daha hızlı olmak için onu kendi imkânlarımızla getirdik.''

''Astım krizleri, bu tip hastalarda görülebilen tepkilerdir.''

''Bu tip hastalar derken?'' dedim meraklı bakışlarla. Doktor bey bana düz düz baktı. ''Akif Bey'in nesi oluyorsunuz?''

Hiçbir şeyi.

''Sınıf arkadaşıyım,'' dedim soğuk bir sesle. Şu an bu canımı asla yakamazdı, onun canının yandığı kadar benim canımın külü bir hiçti.

''Ailesinden gelen olmadı mı?'' diye sordu sonra. Ailesi mi? Bilmiyorum, onun ailesine dair hiçbir şey bilmiyorum ve bu benim eksikliğim. Oysa benim senin hakkında bildiğim şeyler ne kadar basit şeylermiş, meğer ben tanımamışım bile seni Akif.

''Ailesi burada değil,'' dedim bir yalan uydurarak. ''Bir sorun var ise lütfen benimle paylaşın. Sadece sınıf arkadaşı değiliz biz, çok daha ötesiyiz.'' Üzgünüm canımın içi, yalanlarım sadece benim canımı yakıyor seninkinin yanmasına müsaade etmem.

''Bakın,'' dedi tok bir sesle. ''Akif Beyin astımı tedavi edilemez bir tipte. Yani astım hastaları ikiye ayrılır. Birincisi erken yaşlarda tedavi olup yok edilebilir ikincisi ise ömür boyu haplarla idare etmek zorunda kalınandır. Akif Bey, ikinci tip hastalığı taşıyor.'' Kalbim, neden atmak yerine durmayı tercih ettin?

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin