49.BÖLÜM: ''Çerçeveden Taşan Mutluluk''

149K 9.6K 30.7K
                                    

Lewis Capaldi - Someone You Loved

MFÖ - Ele Güne Karşı

Merhabalar. Hiç tutmadan sizi oldukça eğlenceli bir bölüme şöyle alayım. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Keyifli okumalar. ^^

49.BÖLÜM: ''Çerçeveden Taşan Mutluluk''

O, çiçek koklayamayan bir adamdı ama beni tanıdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O, çiçek koklayamayan bir adamdı ama beni tanıdı. O, kalbi yetersiz bir bedenin içinde yaşıyordu ama benim kalbimi duydu, bana ortak koştu. O, soğuktan nasır tutan elleriyle, ellerime dokundu, tenim böylesi bir şifayı tatmak için çok zaman beklemişti. O, gözleri mavi, ruhu ondan da mavi bir adamdı gelip sardunyalarımı boyadı. Boyarken sevdi, severken incitmedi, üzerine titredi çünkü benim kalbim atması gereken kişiyi en iyi hissedendi.

Ve o... Çiçek sevmeyen biriydi sonra bir beni bildi.

Finallerimiz başlamıştı ve hunharca ona çalışıyorduk. Elimdeki kalemi kâğıdın üzerinden indirmeden kaşlarımı çatarak beyitteki vezni bulmaya çalıştım fakat bir şeyleri tam oturtamadım. Gözlerimi kâğıttan ayırmadan, ''Sence ne bunun vezni?'' diye sordum. Kalemle sondaki kelimenin altını çizdim. ''Şurasını bir buçuk kabul edersek eğer...'' Duraksadım ve sıkıntıyla iç çekerek, ''Of,'' dedim. ''Ne bu?'' Kafamı çevirdim, soluma. ''Akif Selim?''

Onu beni izlerken buldum.

Bakışlarım uykuya dönmüşken onu beni en sevdiği filmi izlermiş gibi görmemle gülümsemekle kaldım fakat sonra elimdeki kalemi bırakıp isyan ettim. ''Ama hiç yardımcı olmuyorsun ki! Soruya bakmıyor musun?''

''Hayır,'' dedi sakince. ''Sana bakmak daha güzel.''

Gülümseyerek kafamı eğdim. ''Ya bak...'' Kalemimi elime alarak tekrar iç geçirdim. Akif Selim elleriyle saçlarımı sırtımın arkasına attığında yaklaştı ve usulca yanağımdan öptü. İçim bir hoş olmuştu. İçim zaten onunlayken hep hoştu. ''Mislina biraz uyumalısın.''

''Ama bu sınav çok önemli,'' dedim kaşlarımı çatarak. ''Her şeyi unutmuş gibiyim.''

''Sana kötü bir haberim var,'' diye durdurdu beni. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Gülümser gibi oldu. ''Bütlere kaldık. Gerçi vizelerin çok da kötü değil ama... Ben zaten çalışmıyorum ki baksana, vizelere girmedim bile. Finallere de bir uğrar çıkarım.''

''Olsun belki bir şansımız olur,'' dedim. ''Finalleri daha iyi yaparsak bütlere kalmayız.''

''Kaldım kaldım,'' diye güldü gözlerini kapatıp açarken.

Ona sadece bakmakla yetindim. Akif Selim sakince masanın üzerinde duran kahve bardaklarına baktı ve hayretle kafasını salladı. ''Ya şu kupalara bir bakar mısın? Kahvecileri tek başına zengin ediyorsun ki kendini de harap ediyorsun. Beni dinlemediğin tek nokta bu. Zaten benim yüzümden bütlere kalacağız orası da ayrı sinir bozan bir mevzu... Kısaca canımın içi,'' deyip güzel gözlerini tekrar benimle birleştirdi ve saçlarıma dokunarak sevmeye başladı. ''Sınavlar senin canından daha önemli değil.'' Sesli bir şekilde güldü. ''Ya miden de mi bulanmıyor gözünü seveyim?''

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin