33.BÖLÜM: "Gitmeler Gelmeler İçindir''

206K 13.3K 18.2K
                                    

Sleeping At Last - Hearing (Dinleyerek okuyun lütfen.)

Toygar Işıklı - Sen Yanımdayken

Merhaba. Geldik. Hiç uzatmadan sizi şöyle bölüme alayım. Oylarımızı da verelim lütfen, bunu hak ediyoruz bence, ben ve karakterlerim... 🔮

33.BÖLÜM: ''Gitmeler Gelmeler İçindir''

Gözlerimden akan bu yaşlar, şimdiye dek kalbimin içindeki yangına düşseydi söndürür müydü oradaki ateşi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimden akan bu yaşlar, şimdiye dek kalbimin içindeki yangına düşseydi söndürür müydü oradaki ateşi?

Hissettiğim acıyı, hüznü, bir türlü kabuk bağlayamayan bu yarayı iyi edebilir miydi?

Hayat insanların başrolünde olduğu bir sahnedir aslında. İyiler ve kötüler vardır, kazananlar ve kaybedenler olur lâkin herkesin rolü son nefesini verene kadardır. Doğum ve ölüm bizler içindir. Yaşar ve ölürüz, herkes gibi. Ölümler ani gelir, ölümler üzer, ölümler acı verir.

Tıpkı gördüğüm şeyle kalbime oturan, orayı kocaman bir deprem alanına çeviren olay gibi.

Ayşe Teyzem ve Hüseyin Amcam...

Ellerim ve ayaklarım tabiri caizse birbirine dolanmıştı. Ağlıyordum hem de delirmiş gibi ağlıyordum. ''Allah'ım,'' dedim göğsüm sıkışa sıkışa. Nefes alamıyordum âdeta. Sanki bir ameliyat masasındaydım ve o masadan kalkamayacağımı biliyordum, öyle çaresizdim ki...

Zangır zangır titremeye başlayan bedenim Çakır'ı da huzursuz etmişti, telaşla paçalarıma dolanmaya başlayarak benimle konuşmaya çalışıyordu. Yutkundum ve arkamı dönerek doğruca koridorun ışığını yaktım. Odama koşarak montumu sırtlandım ve ne halde olduğumu umursamadan evimin kapısını açtım. Titreyen ellerimle birlikte ayakkabılarımı giymeye başladığım vakit apartmandan sesler işitmeye başladım. Evet, bu telaşlanmalar onlar içindi. Hüseyin Amcam ve canım Ayşe Teyzem için...

Dairelerin kapıları açılmaya devam ediyor, merdivenlere dokunan adım sesleri artmaya başlıyordu. Botlarımın bağcıklarını bağlamadan Çakır'a bakıp, ''Bekle beni, tamam mı?'' diye konuştum acele acele. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu ama anlıyordum ne hissettiğini. O özel bir hayvandı, beni anlardı, beni benden daha iyi anlardı.

Çakır'a kapımı kapattıktan sonra ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla birlikte Akif Selim'i en az benim kadar telaşlı bir halde merdivenlerden inerken gördüm. Onu böyle korkmuş bir şekilde görmek gözyaşlarımın hızını arttırmıştı. ''Mislina,'' diye baktı gözlerime. ''Ne oluyor?''

''Bilmiyo...'' Konuşamadım. Onu görünce daha kötü olmuştum. Hıçkırıklarım boğazıma dizilince vakit kaybetmeksizin yanıma geldi. ''Tamam. Sakin ol bir bakalım gel hadi.''

İkimiz de aceleyle indik bu merdivenlerden. Dışarıya çıktığımız zaman kocaman bir kalabalıkla karşılaştık. İnsanların seslerini işitiyordum, telaşlı ve meraklı hallerini. Akif Selimle beraber onların yanına vardığımızda yanmaya devam eden dükkâna baktım. Ellerimi ağzıma götürdüm ve gözlerimi dehşetle büyüttüm. ''Hüseyin... Hüseyin Amca...''

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin