21.BÖLÜM: ''Safderun''

186K 12.4K 22K
                                    

Adele - Someone Like You

Cihan Mürtezağlu - Bir Beyaz Orkide

21.BÖLÜM: ''Safderun''


Sevginin uğramadığı kalplere başkasının yüreği ağır gelir.

Tıpkı Işıl'ın kurak topları andırmayan kalbine, Akif Selim'i yerleştirmeye çalışması gibi. Olmaz ki zaten. Akif Selim bir çiçek misali saf ve masum, susuz yaşayamaz, sevgiden mahrum kalamaz.

Çünkü o bir sardunya değil.

Belki sevgiye ihtiyacı da yoktur ama yalandan bir sevginin de gereği olmaz. Sevmek yürek ister, zaman ister, hakikat ister. Yalan bir ruhun varlığı elbet bir gün tökezler.

Dakikalardır sıramda oturmuş öylece Işıl'ın sınıftan çıkmasını bekliyordum. İçim içimi kemiriyordu, çünkü rahatsız olmuştum duyduklarımdan. O kızın onu sevmediğini adım gibi biliyordum ama bu kadar ileri gidebileceğini düşünememiştim. Şimdi ne yapacaktım bilmiyorum, Akif'e gerçekleri söylemek daha mı iyi olur yoksa kendi kendine onun yüzünü fark etmesi daha mı akıllıca olurdu, bilmiyorum.

Sevde, çantasından çıkardığı defterin kapağını açıp eline en sevdiği mavi renkli kalemini alarak derin bir nefes alıp verdi. ''Hazırım. Ders başlayabilir artık.''

Tepki vermeden sadece onu dinledim lâkin yanımda top patlasa herkesin aksine daha sakin bir yaklaşım sergileyeceğimden emidim. Sevde sözlerine devam ederken gülümsedi. ''Artık derslerime daha çok asılacağım. Gerçekten bak.''

''Sevindim,'' diye mırıldandım içimde yaşadığım durumu ona fark ettirmek istemeyerek. Bu mevzuyu onunla paylaşıp paylaşmama konusunda tereddüde düşsem de önce kendi bildiğimi okumalıydım. Direkt bir davranış sergilemek dikkatleri üzerime çekerdi ve ben bunun olmasını asla istemezdim.

Sevde, ''Karnın ağrıyor mu hâlâ?'' diye sorduğunda kafamı sağa sola sallayarak ellerimi ajandamın üzerine koydum. ''Çok değil.''

Kulağıma yaklaştı. ''İlaç verebilirim.''

''Yok,'' dedim geçiştirerek. ''O kadar ciddi değil, sadece bir bulantı söz konusu.''

''Peki,'' deyip geri çekildiğinde gözleri arka sıraya kaydı. ''Işıl, seninkinin yanında.''

Dudak içi etimi ısırdığımda oraya bakmamaya çalıştım. ''Biliyorum, önüne dönsene yanlış anlamasın kimse.''

''Ay bir de gülüyor pis pis,'' diye bu olaya devam ettiğinde gözlerimi kapadım, bu esnada farkında olmadan ajandamın kenarını sıkmaya başlamıştım. ''Sevde önüne dön lütfen.''

Homurdanarak bana baktı. ''Pes sana da, hiç kıskanmıyor musun ya?''

Kıskanmak mı? Ölüyorum desem okkalı bir cevap olur mu acaba?

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin