32.BÖLÜM: ''Bir Ömre Bin Minnet''

203K 12.5K 19.7K
                                    

Erkin Koray - Seni Her Gördüğümde

Erkin Koray - Öyle Bir Geçer Zaman ki

Merhaba. Nihayet geldik fakat keyfimden arayı açtığımı düşünmeniz beni üzer. Her neyse. Bölüm hakkında bu sefer bir şey demek istemiyorum, sadece size bırakıyorum... Keyifli okumalar. ^^

32.BÖLÜM: ''Bir Ömre Bin Minnet''

Sen, okuduğum kitapta altını çizdiğim o cümlesin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen, okuduğum kitapta altını çizdiğim o cümlesin.

Öylesine güzel öylesine derindesin ki benim için, herkesin geçiştirdiği o satırları gözlerim kızarana kadar tekrar ve tekrar okuyabilirim. Çünkü sevmek bu, çünkü birini sevdiğin zaman diğerlerinin göremediğini görür insan. Onların geçiştirdiği anların bana neler kazandırdığını benden başka kimse bilemez. Bilmesinler, ben sessiz bir okur sayılırım kendi halimde lâkin göğüs kafesimin içinde kocaman bir orkestra var Akif Selim. Kalbimden, beynime kadar hepsi senin adınla söylüyor bu şarkıyı.

Dinle.

Senin için yazdım. Sana kalbimle geldim.

Dinle.

Trenden inmiş ve doğruca kalacağımız pansiyona gelmiştik. Sırtımda bir çantam vardı sadece çünkü diğerlerini Akif Selim almıştı. Benim taşımama izin vermemişti. Bu arada benim içim içime sığmıyor... Şey, Akif Selim beni alnımdan öptü de... Ay! Yani ben aslında bayılırım sanıyordum ama kendime hayret etmedim değil, fakat öyle olmadığı için kendimle gurur duymuştum.

Evet, bayılmadığım için kendimle gurur duydum!

Kars o kadar soğuktu ki, boynuma doladığım atkı bile cildimin üşümesine engel olamamıştı ama sevmiştim. Kar burada erimemişti, hatta bir hayli kalın bir kütle vardı dışarıda. Akif Selim danışmadaki işlerini hallettikten sonra elinde bir anahtar ile karşımda belirdi. Onu köşedeki koltukta beklemiştim. ''Haydi gel,'' dedi sakince gözlerime bakarken. ''Odamıza çıkalım.''

Afalladım. ''Odamız?''

''Hı-hım,'' diye kafasını salladı yumuşacık bir tavırla. ''Bu odayı bile zar zor bulabilmiştim zaten.'' Kaşlarını çatıp bana tereddütle baktı. ''Rahatsız mı oldun yoksa? Ben bu imkânlarla anca bu...''

''Yok yok,'' dedim çabucak onun kötü düşünmesine müsaade etmeyerek. ''Hem biz seninle koskoca bir günü minik bir odanın içinde geçirdik.'' Dudaklarımı nemlendirip kafamı sağa doğru yatırdım. Bana su gibi bakıyordu, sanki ben onun ulaşamayacağı bir şelaleydim ve o bana baktıkça ferahlıyordu. Gözlerinden okuyabiliyordum. Gözlerinde kendimi görebiliyordum. Devam ettim. ''Rahatsız olamam ki senden zaten, Akif Selim.''

Ve şair burada şiirine seslenir...

Seni seviyorum,

Üstü kapalı söylediğime bakma, sözlerim herkesin okuyacağı kadar açıkta dolanmaz benim, sen hisset yeter ki. İki kelimenin yan yana durması mühim değil.

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin