18.BÖLÜM: "Kar Çiçeği''

255K 14.7K 34.6K
                                    

Teoman - Kupa Kızı ve Sinek Valesi

Ed Sheeran - Perfect

Geldik. Uzun ve güzel bir bölümle hem de. Şu an bile çok heyecanlıyım çünkü içim hep kıpır kıpırdı, dilerim siz de aynılarını hissedersiniz.

18.Bölüm: ''Kar Çiçeği''

İnsan bazen güzel şeylerin gelmesini beklemek yerine ona gitmelidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsan bazen güzel şeylerin gelmesini beklemek yerine ona gitmelidir. Oturduğumuz yerden bir şeyleri istemek ve buna rağmen dönüt olmuyor diye isyan etmek çok da akıl kârı değil. Kendimden biliyorum çünkü. Ben yurttan çıkmasaydım, onun bir alt katına taşınmasaydım böyle olur muydu? Onu gördüğüm zaman yüzümden tebessümümü eksik etmeseydim, gözlerime bakar mıydı? Bakmazdı. Kim olsa öyle yapardı zaten. Ha! Ben hariç tabii.

Benim için güzel şeyler Akif Selim'in adını duyana kadar sadece bir hayaldi, o ise hayallerime bile sığdıramadığım bir adam. Yürüyorum ona, bazen tökezliyorum ama çabuk toparlanıyorum. Karanlıkta değilim, çünkü ona uzanan yollarda çamurlar ya da zehirli sarmaşıklar yok, kabul ışık az ama önümü görebiliyorum. Ben Akif'in bana gelmesini beklemektense ona gitmeyi tercih ettim, çünkü o buna değecek biri. O, zamanı geldiğinde tek başıma yürüdüğüm bu yolları bana mübah kılıp, ellerini parmak boğumlarımı sahiplenecek kadar tutacak biri. İçini biliyorum, görüyorum, hissediyorum...

Akif Selim, kış ayındayız biliyorsun. Hani istediğimden değil de üşüyor ellerim tutar mısın ellerimden, ısınırız belki...

Olmaz dersen anlarım ama bana eldiven olmazsan başkasına da ip olma gözünü seveyim.

Öyle,

Bir hayal kurdum işte.

Kendi dünyamı böyle besliyorum. Güzeliz ama.

Ve sonra... Gözlerim kapanır ve film başlar.

Bir hafta sonra...

Otobüsten iner inmez Ankara'nın nefes kesen ayazını ruhumun derinliklerine kadar hissetmiştim. Bunu bile çok özlemiştim. Zaten bu şehri seviyor, içinde nefes aldığımı hissediyordum. Sabahın altısı gibi gara inmiş ve yarım saat sonra eve gelmiştim. Apartmana girer girmez derin bir nefes aldım ve merdiven boşluğundan yukarı baktım. İçimi bir huzur kapladı. Gülümsedim.

Kumru'yu hafifçe yukarı kaldırarak fısıldadım. ''Geldik Kumru. Hoş geldik değil mi?''

Minik başını hızlı hızlı oynatırken bu hallerine tebessüm edip daha fazla deli gibi burada kalmaktan kaçıp yukarı doğru çıktım. Saat yediye geliyordu ve günlerden pazardı. Ezgi bugün işe gitmeyecekti. Kapımın önüne geldiğimde çantamdan anahtarımı çıkardım ve sessiz olmaya çalışarak kapıyı açtım. Kapı açılır açılmaz Kumru'yu içeri bırakıp ayakkabılarımı çıkarmaya başladım. O esnada Çakır'ın nefesini duydum ve koşarak yanıma geldi. Anında bana sokulurken anında ona sarıldım ve tüylerini okşayarak, ''Seni yerim,'' diye konuştum. Hızlı hızlı kuyruğunu sallarken, ''Ama sessiz olmalıyız öyle değil mi? Yoksa komşularımız benden korkabilir, seni yiyorum diye,'' deyip gülümsememi kesmeye çalıştım.

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin