1. Bölüm

56.3K 1.8K 51
                                    

-Nasıl yani adam evli miymiş? Ama kızı çok seviyordu, çok mutlulardı...

Hayal ettiği gibi bitmeyen kitabı , yazarına söverek attı kenara. Gece kurduğu tüm hayaller suya düşünce gerçek dünyaya döndü Sude. Saat neredeyse 08:00 olmuştu hala duş bile almamış tembel tembel yatakta yatıyordu... Fırladı yataktan, pembe fırfırlı şortlu pijamalarıyla çocuk gibi görünüyordu.

Duştan çıktı beline kadar uzanan sarı saçlarını kurutmak, şekle sokmak zorundaydı. Kurut kurut bitmiyordu. Aslında bu kadar uzamasını istememişti ama annesinin resimlerine benzediği için kıyamıyordu. Hemen iş kadını haline büründü, sıkıca topladı saçlarını ensesinde, hafif bir makyaj yaptı. Tamam! Bugün sade hissetmek istiyordu kendini siyah dar bir elbise, siyah stilettolar ve günün patlayan parçası kırmızı bir çanta ile tamamladı kombinini.

Altı aydır üzerine çalıştıkları proje nihayet bitmişti. Tüm ekip harika bir iş çıkarmışlardı. Altı kişi Anadolu yakasının en prestijli rezidans projelerinden birine mimari destek veriyorlardı. Bu Sude'nin ilk büyük işi sayılabilirdi ve inanılmaz heyecanlıydı. Çok emek verdiği bu işe gerçekten inanıyordu. Zeynep Hanım ve Selim Bey ona güvenmiş projenin başına getirmişlerdi. Kariyer hayalleri bir bir gerçek olmaya başlıyordu. İki gün sonra da boğazda bir otelde lansman yapılacaktı. İş dünyasının, cemiyet hayatının ve sektörün sayılı iş adamları orada olacaktı... Hayal gibi ama gerçekti...

Mutfaktan bir elma kapıp fırladı Sude... Arabasını çalıştırdı, en sevdiği şarkı vardı radyoda keyiflendi... "Lost On You"

Smoke 'em if you got 'em
'Cause it's going down
All I ever wanted was you
I'll never get to heaven
'Cause I don't know howLet's raise a glass or two
To all the things I've lost on you
Tell me are they lost on you?
Just that you could cut me loose
After everything I've lost on you
Is that lost on you?
Is that lost on you?
Baby, is that lost on you?
Is that lost on you?

Mırıldanırken şarkısını yolu yarılamıştı... İş yeri Levent'teydi evi ile arası 15 dakika kadar var ya da yoktu.. Kendi motivasyonu için bulduğu şanslı noktalardan biri de buydu... Hiç ama hiç sevmiyordu İstanbul'a yakışmayan o trafiği. Muhitinden çıkmadan kahveye giden emekli amcalar ya da apartmanda gün gün dolaşan teyzeler gibi mutlu mutlu kendi İstanbul'unda yaşıyordu.

Ofise geldiğinde geç kalmadığına şükretti!

-Selam süper ekip!

-Selam kaptan! dedi Bora.. Hep çok çalışkan ve erkenciydi. Sude ile araları çok iyidi ama en iyi rakibinde birbirleri olduğunun farkındaydılar. Bu projeden sonra Bora'da başka bir projeye kayacak takım lideri olacaktı, işte gerçek rekabet o zaman başlayabilirdi.

Akşama kadar tekrar tekrar kendi sunumlarının üzerinden geçtiler. Detaylar çok önemliydi Sude için, bu ilk büyük işiydi ve kusursuz olmalıydı. Sanki hiç tamam olamayacak gibi hissediyordu ama saat çoktan 19:00 olmuştu. Herkes çıkmış davetin en şık kişisi olmak için hazırlıklar yapıyorlardı. "Bitirme tezim daha kolaydı" diye düşünürken odaya Zeynep Hanım gelmişti.

-Yeter artık Sude'cim, iş çoktan bitti, herşey yolunda evler çok şık oldu, biz de harika bir iş çıkardığının farkındayız. Bu sadece bir lansman. Daha çok işler başaracağız rahatla biraz tatlım dedi.

-Ah Zeynep Hanım üzerimdeki baskıyı anlatsam inanamazsınız, kendimi okul çocukları gibi hissediyorum. Sınav bitti ama sözlü kaldı, ya orada çakılırsam?

-Hadi Sudeciimmm! Lütfen çık biraz gez, erkek arkadaşınla buluş , ne bileyim alışveriş yap! Aramızda kalsın bu bana en iyi geleni! Para harca rahatlarsın canım.. Yarın öğlene kadar da son bir toparlanır bitirirsin..

-Zeynep Hanım haklısınız galiba daha yarın var.. Gene bakarım nasıl olsa gerçekten geç olmuş ben çıkayım.

-Hadi tatlım hadiii! Biz sana güveniyoruz, rahatla...

-Evet beni en iyi rahatlatan şeyi yapacağım galiba umarım işe yarar.

-Neymiş bakalım benim seçeneklerden daha iyi olan sakinleştirici...

-Gülmek yok ama! Bende ne çok para ne de sevgili olmadığından, ben terasıma gidiyorum kahvemi alıp battaniyemle aşk yaşayacağım..!

Kıkır kıkır gülüyordu şimdi sinirden Sude. Ne hayat ama korkusundan burnunu dışarı çıkarmayan ev kedisi gibi. İş ev arası romantik komedi kitaplar ve filmlerle geçen bir hayat. A birde işleri vardı tabi... Çalışmak şuan da hayatının merkeziydi.Uzaktan uzağa seyredebiliyordu sadece dünyayı.

Gülüştüler.. Sude on beş dakikalık kısa araba yolculuğundan sonra yine evine köşesine kavuştu..

Aşk İşi *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin