7.Bölüm - 2

24.1K 1.7K 237
                                    

"Leyla uyandı." hemen arkasını dönüp aniden duyduğu sesin kim olduğuna baktığında göz göze geldik: "ama tekrar uyudu."

Dağınık saçlarını hafif esen rüzgar uçuştururken üzerinde bulunan yine kollarını katladığı beyaz gömleğin içinde üşüyüp üşümediğini merak ettim. Tıraş vakti gelen hafif uzamış sakalı ile onu dün gördüğümün aksine bir gecede bir hafta yaşamış gibi bir hali olması tuhaftı. Gözlerinin altı koyulaşmış kahverenginin en güzel rengine sahip kıvrımları içinde barındıran gözleri ile endişeli bir şekilde bana bakarken beni karşısında görmenin şaşkınlığına bürünmüş gibi bir hali vardı. Sağ elini cebine koymuştu sol elinde ise bir tespih tutuyordu. Konuşmasını beklerken sessizce yüzüme baktı. Bakışlarımı ondan çektiğim de o da aynı anda eski pozisyonuna geri döndü:

"Burada olmana şaşırdım." dedi itiraf ederek sesi keyifli çıkmıştı. Bu beni biraz olsun telkin etti. Ona doğru ilerleyip yanında durdum. Aramızda bir kişinin sığacağı bir mesafe vardı. Bakışlarım onun baktığı karanlıkta ne görüyor diye etrafı kolaçan ediyordu ama zifiri karanlıktı:

"Leyla için endişelendim. Uğramak istedim. Kötü mü ettim?" bakışları kısa bir an üzerimde gezindi tekrar önüne dönüp:

"İyi ettin." dedi gülümsüyormuş gibi çıkan bir ses tonu ile. Şaşırmıştım birkaç saniye yüzüne bakıp ardından hemen yanlış olduğunu kendime hatırlatıp önüme döndüm. Sessizdi.

"Etraf çok karanlık." dedim sessiz kalmamasını isteyerek:

"Yabancısı değiliz." dedi ukala bir ses tonu ile gözlerimi devirdim. Ardından bahçedeki korumalardan birini daha gördüğümde merakla sordum:

"Bahçede ki koruma sayısını mı arttırdın?"

"Fark etmene şaşırdım. Tek derdinin bir an önce akşam olduğunda bu evden kurtulmak olduğunu sanıyordum." bana baktığında cidden öyle düşündüğünü anlamıştım. Yanılıyordu:

"Tabi ki öyle değil. Hem Leyla ile olmak beni mutlu ediyor."

"Başka şansın yok zaten." dedi yine gülümseyen bir ses tonu ile:

"Sen hep mi böyle ukalaydın sonradan mı böyle oldun?"

"Bu ukalalık değil bütünleştirici bir kusursuzluk."

"Mükemmel olduğunu mu düşünüyorsun?"

"İnkar edersen seni ikinci kattan aşağı atarım." ciddi bir ses tonu ile bunu söylediğinde ona bakkaldım. Yutkunup, gözlerimi kırpıştırdım. Ardından tepkime güldüğünde benimle dalga geçtiğini anladım:

"Seni çok fazla ciddiye alıyorum." diyerek yüzümü başka tarafa döndüm. Uzun bir sessizlik oldu. Bana takılmasına, sorumu atlayıp cevaplamamasına ve şuan ki dalgın ifadesine bakarak sordum: "Bir durum mu var Talha?"

"Düşünüyorum sadece."

"Neyi düşünüyorsun?"

"Nasıl bir çözüm arayacağımı?" bir sorun olduğunu anlamıştım tabi ki de sorsam söylemeyecekti bu yüzden basit bir öneride bulundum:

"Normalde nasıl çözüyorsan öyle çöz."

"Normalde ki gibi olmaz." dediğinde Talha'nın belinde taşıdığı silahı düşündüğümde onun söylediğim şeyi başka yorduğunu anlamam uzun sürmedi. Cidden aklımda geçenlere inanmamalıydım ama bir yanım bu ihtimalden ürküyordu yine nasıl bir ifade oluştu yüzüm de bilmiyorum ama Talha:

"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu beklemeden cevapladım:

"Senin mafya olmadığını sanıyordum." birkaç saniye düşünüp ardından tek kaşı havada cevap verdi:

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin