12.Bölüm

22.1K 1.6K 173
                                    

İnsanın içinde ki bir sevda fidanı nasıl koca bir çınar olur merak etmişimdir hep. Zaman geçtikçe kökleri kalbi sarıp sarmalaması, vücuduna kadar uzanması kaç zaman alırdı, düşünüp dururdum. Her gün emek ile sulayıp, budayıp toprağını eşeleyip, sessiz sözcükler fısıldamak gerekti, bilirdim. Zaten emek işiydi bir sevgi büyütmek, bunu da bilirdim. Gayret isterdi, sabr isterdi. Daha çok sevda isterdi. Bazılarının ki daha bir fidana durduğu vakit hemen kuruyup giderdi, yazıktı onlara. Elinde iken kaybetmek bulamamaktan daha kötüdür zannımca. Lakin nasiplilerden olursak, Rabbi Rahim'im bize çınara devrilmeyi nasip buyurursa –Subhanallah!- sonunda o kökler kalbi dahi delip insanın ruhuna ulaşacak derece de derinlere inerdi. Tıpkı Kays'ta ki gibi... Belki de Züleyha da ki gibi... Yusuf Yusuf diye inleyip Allah Allah nidalarına kavuşmak gibi. Zira kalbi geçip ruha ulaşan Allah'ı bulurdu. O'na (c.c) varırdı. Dönüp dolaşıp Yaradan'ına yönelirdi. Çünkü düzen intizam bunu gerektirirdi. Çünkü Allah bunu gerekli görürdü. Bu yüzden emindim ki İçimde ki fidan büyüdükçe bir çınar olacak kalbimi aşıp sevdiğime ulaşacak ve onun yüreğini sarıp sarmalayacak. Onun beşeri yavaş yavaş köklerce emilecek ve salt maneviyat kalacak ruhunda. Sevdiğim o kul, baki bir sevdaya erişecek sonunda...

Talha'nın evinde onun odasında onun karısı olmak beni parçalara bölen bir duyguydu. Bu parçaların her birini teker teker toplayıp içimin ortasına yığdım. Onun yanında onun iken kendimi Talha'ya bıraktım. Şuan parçaları bir araya getirecek olan oydu belki de bilemezdim. Bu yüzden bıraktım. Onu seviyordum. Onu her sabah gördüğümde yüzüne iki üç saniye dalıp içimden şükürler yükselirken buna kesinlikle emin olmuştum. Bu duygumu şimdi koltuğunda oturmuş beni endişeli gözler ile dinleyen Vakıf hocaya da itiraf etmeye karar vermemin en büyük nedeni içimde ki gizlilik kabuğunun kırılmasıydı.

"Onu seviyorum." dedim anlattıklarımın sonuna nokta koyar gibi. Onun bana en son ki seans ta Talha'ya aşık olmamamı umduğunu söylemesi geldiğinde yüzüne bakıp tepkisini görmek istedim. Ama beklediğimin aksine sakin ifade ile cevap verdi. Şuan babamın en yakın dostu, beni koruyup gözeten adam değildi. Profesörümdü ve doktorumdu. İfadesiz tutmaya çalıştığı sesi bu yüzdendi emindim.

"Duygularını kabul etmen güzel. Peki... bu duygudan emin misin?"

"Evet."

"Feza, ya yönelme duygusundan ise?"

"Nasıl?"

"Yani onda ki imkansızlık olabilir mi seni ona çeken? Sırf olmaması gereken kişi olduğu için olabilir mi?"

"Eğer onu tanıdığımdan bu yana kalbim ona benim ters istikametim de yönelmeseydi bende sizin gibi düşünebilirdim. Lakin... Nasıl desem... Biraz ergen psikolojisi gibi olacak ama bizim ki sanki..."

"Bir kader..."

"Evet. Hissediyorsam doğrudur değil mi?"

"Çoğu kez."

"O halde onu gerçekten seviyorum."

"Onu neden seviyorsun?"

"Bilmiyorum. Düşünüyorum ama bir neden bulamıyorum."

"Sırf onu sevdiğin için onun ile evlenmeye karar verdin."

"Evet." diyerek itirafta bulundum Vakıf hocanın çıkarımına ve bunun utancından başımı önüme eğdim sanki bir yanlış yapmış gibiydim içimde ki suçluluk duygusuna engel olamadım.

"Leyla'nın durumu da var aman dileyen birine el uzatmak gibi..." başımla onu onayladım. Haklıydı elbette. Sustum onun başka bir soru yönelteceğini biliyordum. Ama beklediğim soru değildi: "Mutlu musun?"

"Gerçek Talha ile mi?"

"Diğeri de mi var?"

"Leyla'nın Talha'sı ve benim Talha'm... İlki beni seven, koruyan, kollayan, sevgi gösteren, ilgili, sürekli gülen Talha ona gıpta ile bakıyorum. Her şeyi ile beni kendine o şekilde bağlıyor olabilir... Ama... Diğer Talha... Külkedisi masalında ki gibi gece olup da onunla yalnız kaldığımda gerçeğe dönüşen Talha... Sanırım ne kadar öfkeli, ukala, kendini beğenmiş de olsa benim aşık olduğum Talha o. Benimle gerçek kendi gibi, rol yapmadan da yanımda oluşu... Çok iyi geliyor bana."

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin