13.Bölüm

18.7K 1.3K 38
                                    

Eskiden karıncaların neden bu kadar sessiz olduklarını kendi kendime düşünüp dururdum. Küçücük de olsa minik bir ayak sesi olmalıydı bencileyin. Eğer onların seslerini duyabilseydik kulaklarımızın sağır olacağını söylemişti babam ben çok küçükken. Buna inanırdım. Yani küçükken kesinlikle inanırdım. Bu yüzden iyi ki duymuyoruz karıncaların seslerini derdim. Her sesi duyamadığımızı fark ettiğim nadir anlardan biriydi o zaman. İnsanın çarpan kalbinde kelebeklerin kanat çırpışlarını mesela, kafam da dönüp duran Anka'nın tiz haykırışlarını ya da. Kalbimin sessizce feryat edişlerini, kırılma sesini... Kalp kırılmasının çok ince bir ses olduğunu söylerler ve onu sadece Allah'ın duyduğunu. Etrafımızda ki insanlar manevi seslere kulağı hep sağırdır, gözleri ise kör. Bu yüzden belki de bazı şeyler çok sonraları fark ediliyor. Ve yahut hiç edilmiyor. Bunun olmamasının da bir sebebi vardır elbette. Rab Teala'nın hiçbir tecellisi boşuna değildir, muhakkak. Düşünüyorum da yaşadığım bu kırgınlığımın sesini Talha'nın kalben o sesleri duymayışı beni en derinden etkileyendi. Bende öyleydim belki ona göre. Hislerini elbette ondan duymadıkça emin olamazdım ama ne zaman onun gözlerinin içine baksam öfkesin saçıp savurduğu o zehrin yanı sıra bambaşka bir duygu görüyordum. O an diyordum ki kendi kendime hayır Feza, sen onun kalbini duyamıyorsun. Tamam diyordum. Karar veriyordum ki kalbinin en derinlerine sakladığı o sesi duymalıydım. Ama yazık ki, Talha öyle bir şeyle karşıma yeniden çıkıyordu ki ben tüm düşüncelerimde afallıyor, yolumu yine şaşırıyor, başladığım çıkmaza geri dönüyor, çözdüğüm bilmece ile tekrar uğraşıyordum. Çıkmaz sokağa girişlerim hep o anlarda oluyordu. Pusulam vardı, rotam vardı. Lakin Talha Bahremoğlu'nun labirentin de ikisi de işe yaramıyordu. Ve ben yorulmuştum. Çıkamadığım gibi kaybolmuştum. Onun içine hapsolmuştum. Meğer Talha'nın Sevdagah'ı içinden çıkılamaz bir labirentten ibaretmiş. Bunu öğrenmiştim. Ben bile isteye kendi kararım ile buraya adım atmıştım. Bismillah diyerek başlamıştım bu hikayeye. Öyleyse yolumu çizecek olan Allah'tı. Tesellileri art arda sıraladım yine. Başka bir başlangıcın kıskacındaydım.

Akşam ayazı yüzüme vururken gözlerimi kapatıp düşündüğüm şeyler tam da bunlardı. Yaklaşık bir hafta geçti Talha'ya attığım tokadın üzerinden. Onun yüzünde ki sızı geçmişti çoktan ama benim elim hala sızlıyordu. Elim değil belki de kalbimdi emin olamıyordum bazı gecelerde buna. O geceler de Talha'yı gördüğüm o kısacık anlar oluyordu keza. Hesaplayacak olursak son bir haftadır Talha evde sadece bir gece kaldı. O da üzerini değiştirmek için eve uğraması gerektiğinden. Berzah'ın tutuklanmasının ardından Yavuz, Zeyd'in ortadan kaybolduğunu söylemişti. Ki bu ciddi bir kaybolmaktı. Talha delirmek üzereydi. Öfkesi evdeki herkesi korkutuyordu. Zaten doğru dürüst kimse kimseyi de göremiyordu. Her gece yemekte biri eksikti. Özellikle de Talha yoktu. Berzah'ın ve Zeyd'in olmayışı sadece onların ailesini değil aynı zamanda Talha'nın yani benim ailemi de etkiliyordu. Anladım ki aile bizden ibaret değildi. Geniş bir çemberin içindeydim. Ve Talha Leyla'ya gösterdiği hassasiyetin aynısını kardeş bildiği insanlara da gösteriyordu.

Annem döndükten sonra çok şükür ki bende evime geri dönmüştüm. Yalnızdı ve onu yalnız bırakmak istemiyordum. Anneme bir şey çaktırmamaya çalıştığım bir gerçekti ama başarabildiğim kesinlikle yalandı. Normalde hislerimi asla belli etmezken bu defa gizleyemiyordum. Özellikle de o gece o tokadın ardından geçirdiğim ataktan sonra. Vakıf hoca haklıydı. Mesele Talha'da ve ona olan duygularımdaydı. Ve ben ona beşer bir aşk besliyordum.

O gece yere çöküp ağlamam ile birlikte aynı anda vücudumu saran titreme ve alnımdan boşanan ter Talha'yı şok etmişti. Beni taşıyarak arabaya götürüşünü hatırlıyorum. Alelacele birilerini arayışını da. Ama ne söylediğini hatırlamıyorum. Gözümün önünde beliren tek anı Talha'nın endişe ile bana bakan ifadesiydi. Bu krizimden Vakıf hocaya bahsetmedim. Seansa da gitmedim. Belki de durumu çözdüğümden nedenleri Vakıf hocadan önce kendi içimde bulmak istememdi. Babamın ölümü ile başlayan kaygı bozukluğum Talha ile şekil değiştirirken bunun nedenini önce ben bulmalıydım. Bu yüzden sadece bekliyordum. Talha hiçbir şey sormadı bana. Oda kendi içinde kızgındı hala belki bilmiyorum. Evde olmadığından ya da uğraşacak bir dolu işi olduğundan beni ikinci plana da atıyor da olabilirdi. Eve geldiği gün benimle konuşmaya çalışmıştı karşılık vermeyişimi, onu görmezden gelişimi elbette fark etmişti. Sessiz kalmıştı yine de. Bu da benim işime gelmişti.

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin