6. Bölüm

24.6K 1.7K 475
                                    


Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

Cihat bu yaptıklarına inanamıyordu. Bu kız tanıştıkları günden beri içindeki ilkel adamı ortaya çıkarmaktan başka bir işe yaramıyordu. Normalde özellikle kadınlara karşı hep nazik davranırdı. En kötü flört eder kendine hayran bırakır. Hiç hoşlanmadığında ise yok sayar muhatap olmazdı. Oysa Ecem'de bunların hiçbiri olmuyordu.

Onunla da ilk önce bir iki flört ederim, iki bakışırım yatağıma alırım ve biter gider diye düşünmüştü. Cenkay'ın doğum gününde o güzel bakışmalardan sonra ne olduysa yok saymasıyla kendini görünmez adam ilan etmiş, içindeki hırslı dağ adamına dokunmuştu. O zamanlar iki günlük diye yargıladığı kızın onu dikkate almamasına kudurmuş, durmuştu. Şimdi ise onu düşünmekten delirmek üzereydi.

Ecem'e gönderdiği mesajı tekrar tekrar okuduğunda bunları ben nasıl yazıyorum bu kıza neden böyleyim demekten kendini alamıyordu. Resmen maçoluk yapıyordu. O hayatı boyunca böyle tavırlar sergilememişti. Özellikle vicdanı konusunda çıldırmıyorsa işi sayesindeydi. Otuz iki yaşında biri olarak bu maviş denizkızına kadar, vicdanını rahatsız edecek hiçbir şey yaşamamıştı.

Basbas bağırarak ne demişti hanımefendi, yatağına girmeyeceğim. Gireceksin ulan öyle ya da böyle gireceksin. O lanet olasıca kırmızı deftere imza atmak zorunda bile kalsam benim olacaksın. Bana o yaptıklarından sonra teninin kokusunu aldıktan sonra kimseye vermem seni Ecem diye hem içiyordu hem de söyleniyordu. Rezidansının camından İstanbul manzarasını seyrederken tek düşündüğü simsiyah saçlar ve masmavi gözlerdi.

Hata yapmaya devam ediyorsun. Gerçek Cihat'ı ona göstersen o zaten seni sever ve seve seve senin olur. Neden bu kadar kötü ve dağ ayısı gibi davranıyorsun bu kıza diye sürekli konuşan vicdanından nefret ediyordu. Artık konuşmasındı rahatsız etmesindi bu içinde ki duygular...

Bende bilmiyorum anladın mı neden Ecem'e böyle davranıyorum bende bilmiyorum. Korkuyorum ondan korkuyorum onu bırakamamaktan...

Ne güzel bırakma işte... Bak Ali Buğra'ya bak Cenkay'a ne kadar mutlular... Kafasını sağa sola salladı. Öyle olmak istemiyordu. Ali Buğra'nın Merve'siz nasıl olduğunu gördüm ben birine bu kadar bağımlı olamam diye hala sevgisini inkar ediyordu. Aslında son bir yıldır Ecem'siz olamıyordu. O zaman bu neyin inadıydı.

Vicdanının sesiyle aklı, mantığı hep savaş halindeydi.

Bu savaşta ya ikimizde kaybedeceğiz ya da kazanacağız. Boşuna savaşma Ecem kaybedecek ya da kazanacak kimse yok! Onu bi anla be gülüm... İstanbul'un ışıklarına dalmışken o gece son sözler bunlardı.

Ertesi gün Ecem gözlerine diken batar gibi uyandı. Aynaya baktığında cam gibi olmuş, daha güzelleşmiş gözlerin ferinin gittiğini bir tek kendi bilebilirdi. Çünkü ruhu yorgun, ruhu yaralı birinin gözlerinde parlaklık mı olurdu. Olmazdı. Ruhu bu kadar hastalanmışken ne gözlerinde ne yaşamında ışık aramıyordu zaten...

Adam akşam sana aşkını ilan etti. Bütün yolların bana çıkar dedi. Senin şuan mutluluktan çıldırıyor olman gerekmez mi diye sürekli beyninde dönen sözlere aldırış etmemeye çalışıyordu. Ancak uyanalı yarım saat bile geçmeden sinirlenmeye başladığının farkındaydı.

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Where stories live. Discover now