32. Bölüm

22.9K 1.7K 321
                                    

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

"Benim adımda Cihat'sa bu gece Ecem'in koynunda yatacağım," diye söylenerek hırsından ölüyordu. Eve gitmek gibi bir niyeti yoktu. Anneannesine şirinlik yaparak ona da misafir odalarından birini hazırlatmasını istedi.

Fatma Hanım ölmeden önce hem Ali'yi hem de Cihat'ı, özellikle de oğlu Kadir'i torunlarından bile daha aşık ve mutlu gördüğü için şükür etti. Anlamamış gibi yaparak, Ecem'e yakın odalardan birini hazırlattı. Ceren ve Cihat'ın düğünlerini görmeden canımı alma Rabbim diye dua ederek uyudu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkesin uyuduğuna emin olan Cihat soluğu Ecem'in kapısın da aldı. Bir iki kere tıklattı. Ses gelmeyince usulca kapıyı açmak istedi ama kapı kilitliydi. Nefesini tuttu, kapıyı bir daha çaldı. Sürekli etrafına bakıyordu. Dayısına yakalanmaktan korkuyordu. Bir şey olacağından değil ama kızının kapısında ne işi olduğunu açıklamakta zor olurdu.

Ecem ise kapının arkasından gülüyordu. Ceren'i zorladığını fark etmişti. Annesi beraber yatarız dediğinde Kadir Babasının ve Cihat'ın suratlarındaki ifadeye hala gülüyordu. Yok öyle Cihat Efendi her şey senin istediğin gibi gitmeyecek diye geçirdi içinden, bir daha kapı çaldığında;

"Kim o!"

"Benim güzelim açar mısın?"

"Cihat, ne işin var kapımda?"

"Eee, şey konuşmak istiyorum. Evet evet seninle konuşmak istediğim bir konu var da."

"Sabah konuşamaz mıyız?"

"Hayır, gün ışığım lütfen aç kapıyı..."

"Cihat, uygun olmaz kapımdan gider misin artık!" Cihat hırsından kıpkırmızı oldu. O anda da içindekini tutamadı ve ters bir şekilde söyledi.

"Hayır! Bu gece koynumda uyuyacaksın."

"Herkesin içinde bunu yapacağımı düşünmüyorsun değil mi? İyi geceler."

"Offf, offf tamam! Ne olurdu sanki kokunla uyusaydım."

Ecem'in cevap vermeyeceğini anlayınca bir süre daha kapıda bekledi ve sinirle odasına gitti. Hızlı gidiyordu farkındaydı. Ancak içi akıyordu. Hep onunla olmak ona dokunmak istiyordu. Burada daha çok yakınlaşacaklarını düşünürken set çekmiş gibiydi. Yanına oturduysa yanından kalkmıştı. Elini tuttuysa usulca çekmişti. Omzundan kendine çekip, sarılmak istediğinde ne yapıyorsun milletin içinde diye kızmıştı.

Güya doğduğu yere gelince Ecem'e kendini daha iyi tanıtacak, çocukluğunu anlatacak memleketini gezdirecekti. Koynunda kokusunu soluyarak uyuyup zamanını geçirecekti. Ne oldu? Zalim sevdiği, odasının kapısını kilitledi. O huzursuzlukla uykuya daldı. Sabah kahvaltı da herkesin yüzünde mutluluğun resmi varken, Cihat mahkeme duvarı gibiydi.

Cihat o kadar tatlı duruyordu ki Ecem gidip, yanaklarını sıkmamak için kendini zor tutuyordu. Suratı asık bir şekilde sessizce kahvaltısını yapıyordu. Ali Buğra ve Doruk'un sataşmalarına bile cevap vermemişti. Elinden şekeri alınmış çocuk gibi davranıyordu. Faruk Bey ve Kardelen Hanım oğullarının son altı yıldır ki ilk şımarık hareketine ağlamak istiyorlardı. Çünkü Cihat böyleydi işte ona buna bulaşan, şakalaşan, istediği olmadığı zaman surat asan ve gözlerinden sevgi akan adamdı. Yaşadıklarından sonra herkese duvar örmüş ve asla bu tarz davranmamıştı. Kıymet'in Cihat'a ilgisine ayrıca mutlu olmuşlardı. Sürekli şunu da ye oğlum diyerek ilgilenmesi, oğullarının rahatlıkla sarılması çok huzur vericiydi. Ali Buğra'nın ama senin oğlun benim anne diye Kıymet'i kıskanması da Kadir'in kalbini tekletmişti. Oğlunun anne açlığını hiçbir zaman dolduramamıştı. Ancak karısı bunu çok güzel göstermişti. Şimdi tam bir aile olmuşlardı.

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora