GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)

27. Bölüm

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

Cihat, çok sinirliydi. Ecem'in gazeteciler ortaya çıktıktan sonra ki korkmuş yüzü gözlerinin önünden gitmiyordu. Neden tam birazcık yaklaştım derken yeniden aralarına uçurumlar giriyordu.

"Ahhh," diyerek direksiyonu yumruklamaya başladı. Yaptığı hamleden sonra bütün arkadaşlarıyla her zaman ki balıkçıda buluşmak üzere sözleşmişlerdi. Güya Ecem'den o şansı alacak ve bütün arkadaşlarına evet başardım diyecekti.

"İnatçı Maviş" diye bir kere daha vurdu. Balıkçıya gelip, arabayı park ettiğinde Kaya ve Doruk'u bekledi. Biraz dışarda hava alsa fena olmayacaktı. Kesin Sadri abileri kimse rahatsız etmesin diye dışarda bir masa yapmıştı ama yalnız başına olmak daha iyiydi. Can yoldaşları da geldikten sonra mekana girdiler.

Cihan, Yavuz, Ali Buğra, Erdem, Cenkay ve Devran'ın beklediklerini görünce rahatladığını hissetti. Herkesle hoş beş yapıldıktan sonra rakılar ve balıklar söylendi. Cihan, gözlerini kısmış sürekli Cihat'a bakıyordu. Bugün ki yaptıklarından sonra kendi kendine kahkaha atıp, aferin Ecem demekten geri kalmamıştı. Şimdi de merakına engel olamıyordu. Dalga geçtiğini gösteren bir ses tonuyla;

"Eee romantik prens, öküzlüğünü de kabul ettiğine göre Ecem'le işler nasıl gidiyor. Affetti mi?"

"Geçin dalganızı geçin," diye cevap verdi. Bu sefer Cenkay dayanamadı. Gülmeden edemiyordu. Birçok erkek sosyal medya da küfür ederken, kadınların yüzde doksanı destekleyip çok romantik bulmuştu. Adam bir günde fenomen olmuştu.

"Oğlum başka yol mu bulamadın lan rezil oldun?"

"Ecem, ancak o şartla bir şans verebileceğini söylemişti. Şimdi de gelmiş ben senin yapamayacağını düşündüğüm için öyle demiştim diyor banane arkadaş ben o şansı hak ettim." diye soluyunca, Kaya ağzının içinde söylendi. Doruk sadece gülüyordu. Devran, şaşkınlık içindeydi. Çünkü asla bir kadın için bunu yapmam diyordu. Onlar Vanlı'ydı. Erkekliğe sığmazdı bir kere düşünürken dayanamadı.

"Abi kusura bakma ama ben olsam asla yapmazdım. Kendini rezil ettin. Bu erkekliğe sığar mı ya..." 

Cihat, şöyle bir baktı. Devran onlardan en az yedi yaş falan küçüktü. O da Ali Buğra'nın yaptıkları için asla demişti. Ancak şimdi ondan daha fazlasını yapıyordu. O cevap vermeden Cenkay konuştu.

"Devran, asla asla deme koçum. Hayatın ne getireceği hiç belli olmuyor."

"Yok, valla ben yapmam abi..."

Cihat, gülümsedi. Ne kadarda kendinden emindi. O da bu kara sevda başına gelmeden önce aynen böyle inatlaşıyordu. Herkes Ecem öyle bir kız değil dedikçe gözündeki perdenin karardığını hissedip, herkesin Ecem'i tutmasını, sevmesini kabullenememişti. Pişmandı. Hem de ölesiye pişmandı. Bu pişmanlık ses tonuna da yansıdı.

"Kimin ne düşündüğü umurumda değil. Nasıl olsa unutulur. Böyle sevince insan her şeyi yaparmış. Sen takılma koçum, benim gibi aşık olmamaya bak." 

Cihan, bu sefer konuştu. Ses tonundan kızdığı mı yoksa dalga mı geçtiği belli olmuyordu.

"Kendileri güya kıvrak zeka ya, kıza daha ilk geceden vuruldu ama inatla yok demek için kızın canını yaktı. Hiç bunun yanıldım dediğine bakmayın, o geceki halini ben biliyorum. Öküzden de beter mankafa neyin inadıydı bu."