GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)

41. Bölüm

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

"Gün ışığım, sevgilim, güzel kadınım. Teşekkür ederim. Beni böyle hem ruhunla hem bedeninle tamamladığın için çok teşekkür ederim. Seni çok seviyorum. Seni öylesine seviyorum ki, titriyorum adeta biraz önce kalbim duracak sandım. Sevişmedin, sevişmedik, buram buram aşk verdin bana...

Ecem'in gözleri mutluluktan doldu. Bu adam ne güzel olmuştu böyle, kaç tane kadın ilk sevişmesini hem böyle muhteşem yaşayıp, hem de böylesine içten sözlerle tamamlamıştır. Doğrulup, sımsıkı Cihat'a sarıldı. Kokusunu uzunundan içine çektikten sonra o şekilde konuştu.

"Benimde nefesim yetmiyor, bu içime çektiğim kokun var ya dünyalara bedel. Bende seni seviyorum adamım, bende seni çok seviyorum."

Ecem'in sesi titreyerek bitirdiği cümleden sonra bir süre daha o şekilde kaldılar. Sonrasında Cihat tekrar sevdiği kadının gerdanından uzunca bir öpücük kondurup, içinden çıktı. Çıplaklığından utanmadan doğru banyoya gitti. Şu an küvet olan bir yerde olmayı o kadar çok isterdi ki ama yapacak bir şey yoktu. Duşa kabini açıp, suyu istediği ılıklığa getirdi. Yeniden odaya döndüğünde Ecem'in yorganın içine girdiğini ve kafasını gömdüğünü gördüğünde kendi kendine gülümsedi.

Yatağa yaklaştığında yorganın üzerinde ki kırmızılıkla içi cız etti. Bu gece gün ışığının gecesi olacaktı. O yüzden hiçbir pişmanlığa veya vicdana meal vermeden sevgilisi ile ilgilenecekti. Yorganı tutup, çektiğinde Ecem çekiştirdi ve yorgan açılmadı. Cihat, kıkırdayıp tekrar daha hızlı çekince maviş mecburen kafasını çıkardı. Kaşlarını çatmış, egolu kazmasına baktı.

"Hadi bebeğim seni yıkayalım!"

"Ben! Ben yıkanırım!"

Ecem, adonislerinin altına bakamıyordu. Bir yarım saat önce yaşadığı her şey mükemmel ötesiydi. Ne utanmıştı, ne de başka bir şey düşünmüştü. O an da o kadar çok sevdiği adamla bütünleşmek istemişti ki, tutkudan öte hiçbir şey hissedememişti. Cihat'ın çıplaklığından hiç utanmamasına şaşırıyordu. Üstünü giyinmeyecek mi acaba diye aklından geçerken bile yanaklarının ısındığını hissetti. 'Banyoya giderken sıkı kalçalarını dikizlerken utanmıyordun ama...' diyen iç sesinin doğrucu davutluğundan nefret etti.

"Hayır güzelim, seni ben yıkayacağım ve sende benim yüzüme bakacaksın."

"Bakamıyorum!"

Cihat başını arkaya atarak kahkaha attı. Maviş öyle panik ses tonuyla bakamıyorum demişti ki yüz ifadesini bir ayna alıp, göstermek istedi. Yorgana bir daha asıldı ve bu sefer başarılı oldu. Ecem, gözlerini sımsıkı kapattı. Bir koluyla göğüslerini bir eliyle de kadınlığını kapattı. Cihat, tekrar güldü. Zaten kadını kendini affettiğinden beri sürekli gülüyordu. Kollarına alıp, göğsüne bastırdı. Halen akmaya devam eden suyun altına birlikte girdiler, Ecem çığlık atıp daha çok sokuldu. O şekilde birkaç dakika sadece tepelerinden su aktı.

Cihat arada bir saçlarına öpücük konduruyordu. Sonra usulca Ecem'i ayaklarının üzerine bıraktı. Bir eliyle belinden tutu, diğer eliyle çenesinden kendine bakmasını sağladı. Birbirlerinin gözlerinde kaybolurken, birden öpüşmeye başladılar. Öpücüğü kim başlattı bilinmez ama birbirlerine doyamıyorlar gibi yarış halindeydiler. Uzun soluksuz öpüşmeden sonra Cihat, mavişi alnından öpüp, kendi şampuanına uzandı. Canını yakmaktan korkar gibi yavaşça saçlarını yıkadı. Yumuşak life duş jelinden bolca döktü. Boynundan başlayarak, Ecem'in vücudunda lifle gezintiye çıktı. Dizlerinin üzerine çöküp, karnına ve bacaklarına da lifi sürdü. Sonra göbeğine dudaklarını bastırdı. Üst üste üç kere öptü. Sevdiği kadının arkasını dönmesini sağladı. Şimdi kalçalarında lifle dolaşıyordu. Karnından öptüğü gibi belinden de öpüp, ayağa kalktı. Sırtında kocaman elleriyle gezdi.