20. Bölüm

24.8K 1.8K 822
                                    

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.

"Seni çok seviyorum. Seni kendimden vazgeçecek kadar çok seviyorum. Ayaklarına kapanmam gerekse bile senden o şansı almadan peşini bırakmayacağım," dedi ve yavaşça kollarını bıraktı. Ecem arkasını dönmeden, yürümeye başladı. Duvarlardan tutundu. Annesine belli edemezdi. Hemen her zaman ki maskesini takıp, gülümsemeye çalışarak yanlarına doğru yürüdü.

Ömer Çınar'ın sinirli haliyle biraz sarsıldı. Ancak ona da laf anlatacak halde değildi. Bu yüzden sesini çıkarmadan ve bakışlarını görmezden geldi. Yerine oturduğunda ise sanki birden çok acıkmış gibi çatalını eline aldığı gibi mezelere saldırdı. Kuzenini daha çok kızdırdığından habersiz zevkle yemek yiyordu. Ecem lavaboya gittikten sonra Cihat'ın telefonu çalmıştı. Buna cevap vermem gerekiyor diye ayaklanmış ve çıkışa doğru gitmişti. Ömer Çınar ikisi gelmedikçe, Kadir Bey'in sürekli teyzesine kur yaptığını gördükçe öyle daraldı ki kravatını çekip, çıkardı. Ecem'in peşine mi gitse, teyzesinin yanında mı kalsa bir türlü karar veremedi.

Ecem'den beş dakika sonra üzgün bir şekilde masaya gelen Cihat herkesin dikkatini çekmişti. Kaya emanetinin yerine oturur, oturmaz bacağını sıkarak ne oluyor anlamında yüzüne baktı. Cihat ise sadece Ecem'e bakıp, yüzünü denize döndü. Umut ışıkları teker teker sönüyordu. Oda kravatını çıkarıp, cebine attı.

Kadir Bey'in ısrarlarına rağmen Ömer Çınar'ın kesin tavrıyla gece erken bitti. Ecem için de nedensiz bir rahatlama oldu. Eve gidip, planlar yapmalı yeniden gücünü kazanmalıydı. Kendine yüz kere bin kere söz vermişti. Sevgisine inanamıyordu. Onun derdi başkaydı. Ona yenilmeyecekti. 'Ecem, bakışları da mı yalan' diyen iç sesiyle çığlık atma noktasına geldi. O duygu yoğunluğuyla;

"Kadir baba yine görüşelim," diye sımsıkı sarıldı. Kadir Bey'in çok hoşuna giden bir durumla yüreği hopladı. Saçlarına öpücük, kondururken Cihat'a ben sana soracağım dercesine bakmayı ihmal etmedi. Şu kıza bu kadar eziyet yapılır mıydı? Hafif geri çekip, gözlerinin içine bakarak yumuşak bir sesle cevap verdi.

"Görüşelim kızım, ne zaman istersen hem de... Merve ne ise benim için sende osun bunu biliyorsun değil mi?" diye tekrar göğsüne çekti. Nedense bırakmak istemiyordu. Ne anasını nede Ecem'i gözlerinin önünden ayırmak istemiyordu. Kadir, Kıymet Hanım ile vedalaşırken kulağına doğru eğildi.

"Seni arayacağım," dedi. Kıymet sadece başını sallarken sessizce kabullendi. Bu gecenin şanslısı hiç kuşkusuz Kadir'di. Çünkü güzel kadını ondan hoşlandığını hissettirmişti. Bundan sonrada çok beklemeye gerek yoktu. Onlar genç değillerdi. Evlendikten sonra kendilerini tanırlardı. Hem ilk defa bu duyguları yaşatan bir kadını bulmuşken beklemek ahmaklıktan başka bir şey değilmiş gibi geliyordu. Zaman kaybetmenin anlamı yoktu.

Ömer Çınar eve gelene kadar söylendi. Normalde pek konuşmayan adamın sinirden çenesine vurmuştu. Ecem'e ayrı söylenmiş, teyzesine ayrı sanki ikisi de küçücük çocukmuş gibi sürekli verdikleri karşılıklara azarlanmıştı. Kıymet Hanım şaşkınlıkla bakarken, Ecem sallamıyormuş gibi duruyordu. Çünkü bu gece duygu anlamında dağılmıştı. Kimsenin kaprisini çekecek halde değildi. Eve gelince Ömer Çınar bıkkın bir sesle;

"Teyze! Lütfen bu durumu ciddi ciddi konuşabilir miyiz?"

"Hangi durumu?"

"Teyzem, anne yarım bu akşam ki olanlar bir bana mı battı. Allah aşkına, Cihat denen şerefsiz Ecem'i yedi bitirdi. Dayısı da seni..."

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Where stories live. Discover now