18. Bölüm Part II

22.2K 1.7K 412
                                    

Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.

herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.

Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.

İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.


Kadir, Kıymet ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra her ne kadar yüzüne telefon kapansa da umutlanmıştı. İçi içine sığmıyor gibiydi. Zaman kaybetmeden Cihat'ı aradı. İzmir'e varmak üzere olduğunu öğrendiğinde yüz yüze konuşmaya karar verdi. Kendisinin de İzmir'de ki otelde onu beklediğini söyleyerek vedalaştı. Bir kaç gündür pek bir şey yiyememişti. Güzel bir kahvaltı yaparak yeğenini beklemeye karar verdi. Nedense birden iştahı açılmıştı. Hem kahvemi de evlatlarımla içerim diye ayaklandı.

Otelin restoranına indiğinde deniz manzaralı bir yer seçti. Deniz, gözüne çok güzel gelmeye başladı. Kıymet'in gözlerinde ki mavilik ve deniz eş değer gibiydi. Bunu düşününce bile kalbine iyi geldi. Kahvaltısını bitirdiği sırada Cihat ve Kaya kapıda gözüktüler. Gözünü kısıp, yeğeninin dağılmış yüzüne baktığında az çok ne olduğunu tahmin ediyordu. Ecem için birileri ile kavga bile ettin demek diye mırıldandı. Tokalaşmadan sonra karşısına geçen gençlerle daha keyiflendiğini hissetti. Neşeli bir sesle;

"Kim dağıttı yakışıklı yüzünü," diye direkt sordu. Cihat'ın sabahtan beri canı sıkkındı zaten birde kimsenin sorgusuyla uğraşacak hali yoktu. Ancak dayısı her zaman babasından bile çok korktuğu ve saygı duyduğu kişi olma sebebiyle, asla saygısızlık yapabileceği biri değildi.

"Önemsiz biri..."

"Hımm! Demek önemsiz biri öyle olsun. Ecem nasıl?"

Cihat, kafasını öyle bir kaldırdı ki, her an saldıracak aslan gibi bakmaya başladı. Anneannesinden dolayı dayısının olayları bilmesine şaşırmadı. Sadece ses tonundaki eğlenen tınıyla sinirleri bozuldu. Bu konu neden çevresindekileri bu kadar mutlu ediyordu. Acı çekiyordu. Kimse neden anlamıyordu.

"Dayı lütfen!" diye diklenince, Kadir daha çok gülmeye başladı. Kaya'ya bakıp, göz kırptı.

"Ne lütfen? Ecem'in peşinden gelmiyor musun?"

"Evet, oradan geliyorum."

"İşler pek yolunda gitmedi ha!"

Cihat sıkkın bir nefes verdi. Kafasını denize doğru çevirdi. Ecem'in ondan kaçmaya devam etmesine çok canı sıkılıyordu. Nereye kadar böyle olacaktı? Asla vazgeçmeyeceğini ne zaman anlayacaktı? Yeniden dayısına döndüğünde;

"Gitmedi," dedi. Kadir, Cihat'ı ilk defa böyle görüyordu. Onu çok acı çekerken görmüştü. Ailece peşinde pervane olmuşlardı. Ancak ilk defa ne yapacağını bilmez, çaresiz görüyordu. Konuyu dağıtmaya karar verdi.

"Bir kaç gün sonra aile dostlarımızla bir yemek organize edeceğim ve sen mutlaka orda olacaksın. Kaya sende!" dedi. Kaya hemen ofladı. Cihat'ın tüm ailesinin onları hep, aileden kabul ettiğini biliyordu. Ancak o dağ adamıydı. Yıllarca kendi ailesinden bile uzaklarda kalmış bir adam için bu çok fazla geliyordu. Doruk hemen adapte olmuştu ama o hala zorlanıyordu.

"Benim ne işim var Kadir Baba ya..." diye itiraz edecekken Kadir elini kaldırdı.

"Konu kapanmıştır. Yeri ve zamanı haber vereceğim. Size doyum olmaz çalışmam lazım," diye ayaklandı. Biraz daha kalırsa Cihat'ın üzgün haline dayanamayıp, planlarından bahsedecekti. Arkasında iki şaşkın adam bıraktığından habersiz odasına çekildi.

GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt