3. "Zevkin içinde eriyelim."

4.5K 256 99
                                    

"Süt?" Ona boş boş baktım. Bir striptiz kulübündeydik, hangi aptal süt içerdi ki? Kafamı iki yana salladığımda karşılık vermeden karşımdaki sandalyeye yığıldı. Yorgun görünüyordu. Eh, günün aydınlık vakitlerini üniversitede, hoca peşinde koşarak; karanlık zamanlarını da libidosu tavanlara çıkmış bir salon dolusu adamın önünde çıplak bir şekilde dans ederek geçirdiği için vücudunun yarı ölü olması gayet doğaldı.

"İçki yok mu?" Kaşlarımı çattım.

"Yok."

Aramızdaki masa fazlalık gibi hissettiriyordu. Aslında, onu tanıdığımı söyledikten sonra beni hızlıca içeri çekince direkt bir yatağa geçeriz diye düşünmüştüm ama içinde sadece çirkin, demir bir masa olan bu odaya sokmuştu beni. Şimdi de sütünü sakince yudumlayarak vahiy falan gelmesini bekliyordu anlaşılan.

Sütün, soğuktan kırmızılaşan dudaklarında bıraktığı bembeyaz izi izlemek keyif vericiydi. Doğrusu, bu adamın yanındayken bir saniye bile aletim normal halini alamıyordu.

Dudaklarını, üstünden hala çıkarmadığı (bir an önce çıkarması için sabırsızlanmaya başlamıştım) siyah montunun koluna sildi. Elindeki bardağı bırakmadan bana eğildi. "İstediğin şeyleri açıkça söyle. Yeniden."

İç çektim. Daha kaç kere anlatmalıydım? "Seninle yatmak istiyorum." Duraksadım. "Aletin içimde olsun. Sevişelim. Aşk yapalım. Seks. Yatak, sen ve ben. Erkekliğin deliğimi aydınlatsın. Bu yeterli mi?" Kaşlarımı kaldırdım.

Gülmedi. Neden gülmesini beklediğimi de bilmiyordum açıkçası. "Güzelsin, Baekhyun." Aniden gelen iltifatı beni etkilemedi bile. Bu sözleri duymaya alışıktım. "İstediğin herkesle olabilirsin. Altına bir kız, üstüne bir erkek alabilirsin; hatta tam tersini bile yapabilirsin. Benden daha iyilerini bulabilirsin. Sen beni rahat bırak, ben de seni rahat bırakayım. Bir daha karşılaşınca birbirimizi tanımıyor gibi yapalım, bir süre sonra da gerçekten simalarımızı ve aramızda geçen konuşmaları unutalım. Tamam mı?"

"Tamam falan değil," dedim onunkinden biraz daha yüksek bir tonla. "Seni istiyorum ve ben istediğim her şeyi alırım." Aniden gelen bir hisle histerik bir gülüş bıraktım, gergin ortama. "Striptiz kulübünde çalışan sürtüğün tekisin, sikinde bu kadar özel olan ne var da onu sır gibi saklamaya yemin ettin?"

"Ben yatmam," dedi kesin bir sesle. Dediklerime alınmış gibi bile durmuyordu. "Bak, üniversitedeki işe ihtiyacım var. Herkes babadan zengin doğmuyor."

"Öyleyse tek çıkış kapın benim deliğim." Masaya dirseğimi yaslayıp kafamı da elime dayadım. Artık sıkılmaya başlıyordum. "Benim ol, Park Chanyeol ve sırrını da, aramızdaki tatlı anları da zevkimizle beraber saklayayım." Masaya bıraktığı, artık boş olan bardağı parmaklarıyla hareket ettirmeye başladı. Camın demir masada çıkardığı ses, duyulabilecek tek gürültüydü.

"Sana başka birini ayarlayabilirim," dediğinde iç çekerek ayağa kalktım. Üstümdeki montu çıkarırken kendi kendime söyleniyordum. Sonunda olacak bir şeye karşı bu kadar inat göstermek, akışa teslim olmaktan daha mı kolaydı sanki?

Montumu sandalyeye bıraktıktan sonra yavaş adımlarla masanın etrafından dolaştım. Onun olduğu tarafta durdum ve direkt gözlerinin içine baktım. "Daha önce yattığın kişilerin benim gibi olmadığına seni temin ederim," dedim, derin bir sesle. Bu sesin etkileyemeyeceği insan yoktu. "Haz alamamaktan korkuyorsun, değil mi? Benden istediğin şey bu: Haz."

Her insanoğlunun istediği şey buydu. Hayatımız, zevklerimizin etrafında şekillenerek seyrini devam ettiriyordu ve kimsenin bunu durdurmak için çabaladığı da yoktu. Başarılar da en vahim suçlar da zevkten gelirdi. Haz, her türlü kilitli kapıyı açabilecek bir ana anahtardı.

Moth - ChanBaek ✔Where stories live. Discover now