5. "O kadar sabırlı biri değilim."

4.9K 231 22
                                    

Chanyeol elindeki havluyu, üstündeki siyah gömleğe yavaş hareketlerle bastırdı. Beyaz lekelerin çıkacağı yoktu gerçi. Elinin menilerime değdiğini görmenin beni bu kadar etkilemesi normal miydi peki? Pek sanmıyordum.

Uzun olanın yüzündeki sinirli ifadeyi tüm dünyaya değişmezdim. Yanan gözlerinden öfke püskürtüyordu . Irene'e karşı bir siniri olduğunu sanmıyordum; hatta ikimizin birlikte olması bile umurunda değildi bence. Onu öfkelendiren, üzerine boşalmamdı; adım gibi emindim buna.

Irene neredeyse ağlayacaktı. Ağabeyinin bu olayı duymasından ölümüne korkuyor olmalıydı. Uzun kirpikleri sürekli titreşiyor,  Chanyeol'e yalvarıyordu. Fazla masumdu. Benim dünyam için fazla beyazdı.

"Bay Park, lütfen bizi affedin," dedi titreyen sesiyle Irene, bir kez daha. Karşısındaki adam kızlarla ilgileniyor muydu, bilmiyorum ama gözlerinde, dünya üzerindeki herkesin aşık olabileceği kadar güzel Irene'e karşı hiçbir duygu yoktu. Sanırım bu kıza düşmeyecek bir ben, bir de o kalmıştık. Gülmemek için dudağımı ısırdım.

"Bu yaptığınız çok yakışıksızdı." Sesindeki resmi ton, neredeyse bir sürtük olduğunu unutturacaktı bana. Nereden geldiğini unutarak konuşması hoşuma gitmemişti.

"Kendimi neredeyse bir striptizci kadar kirli hissediyorum." Gülümsememi hala saklamaya çalışırken direkt Chanyeol'ün gözlerinin içine baktım. İrisleri birkaç saniyeliğine büyüdü fakat kendini hızla toparladı. Takdire değer bir hareketti bu.

"Lütfen yerinizi bilin," dediğinde omuz silktim. Irene bana inanamaz gözlerle bakıyordu. Aramızda geçen olayla ilgili hiçbir fikri olmadığı öyle barizdi ki... Hayatını kurtardığımdan haberi yok gibiydi.

"Sizi bu seferlik affediyorum," dedi Chanyeol, sessiz geçen, yaklaşık yirmi saniyenin ardından. "Yaptıklarınızı üstlerime bildirmeyeceğim ama okul sınırları içerisinde bir daha bu kadar yakın olduğunuzu da görmeyeceğim."

"Çok teşekkürler!" Irene heyecanlı bir çığlık attı. Aslında biraz üzülmüştüm. Ailesi bu olayı duysaydı belki de Sehun buraya gelirdi. Bu kısmı biraz gec akıl etmiştim anlaşılan.

"Gidebilirsiniz." Irene'e baktı. "Siz ise kalın lütfen." Yüzümdeki kendine güvenen ifade karşısında, alevi asla sönmeyen koyu kahve gözleri vardı. Aramızdaki çekim öyle güçlüydü ki bedenimi üstüne atmamak için kendimi zor tutuyordum. Gömleğindeki meni izlerini sadece görmek dahi tüm vücudumu kasmaya yeterliyken o bana böyle derin gözlerle bakınca delirecekmiş gibi hissediyordum.

Irene kararsız bir bakış attı yüzüme. "Sorun yok. Seni bulurum." Ona sahte bir gülümseme hediye ettim. Yüzü aydınlanırken son bir kez daha Chanyeol'e eğilerek teşekkür etti ve odadan çıktı.

"Ne sikim yaptığını sanıyorsun?" Chanyeol'ün bakışları hariç her şeyi değişmişti. Ses tonu sertleşmiş, oturduğu sandalyesinden ayağa kalkmıştı. Sinirli olduğunda karşısında olmak istemeyeceğiniz türden bir insandı ki ben, en kızgın anlarından birinde, tam da tehlikeli bölgede yer alıyordum.

"Sevgilimi beceriyordum." Kaşlarımı kaldırdım. "Bu bir sorun mu?"

"Sevgilin umurumda değil. Önce en pahalı gömleğimin her yerini sperm yaptın sonra da hiç tanımadığım birinin yanında dün geceden bahsettin."

Biraz korksam da derin bir nefes aldım. Ondan gelen korkularım dahi zevk seviyemi arttırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ah, koleksiyonumun en harika parçası olurdu.

Ona doğru birkaç adım atıp aramızdaki masaya yasladım karnımı. "Benimle yatmazsan olacakları sana söylemiştim." Derin bir nefes alıp gözlerini birkaç saniye kapadı. Acaba öfke sorunu falan mı vardı? "Bu kadar gerginlik geç boşalmaya sebep olur ve geç boşalma da hiç zevkli bir şey değil, güven bana," dedim dudaklarımı büzerken.

Moth - ChanBaek ✔Where stories live. Discover now