4.(M)ükemmeliyeti bulmuşçasına

6.8K 232 97
                                    

Mükemmel bir hayata sahip olabilirsiniz. Mükemmel arkadaşlarınız, mükemmel bir servetiniz, mükemmel kuklalarınız ve mükemmel zevkleriniz olabilir. Ne yazık ki hiçbiri ruhunuzu mükemmeliyete ulaştırmaya yetmez.

İnsanlar dünyaya yalnız gelir ve çoğunlukla yalnız göçerler. Biraz şanslıysanız yanınızda bir iki insan olur belki. Siz son nefeslerinizi alırken birkaç damla gözyaşı dökerler, ölen kişinin kendileri olmadığı için dua ederken tabii ki.

Yaşarken de yalnızsınızdır. Bunun için her anın tadını çıkarmak gerekir. Madem ruhları mükemmelleştirmek imkansız, hazlar mükemmelleşsin en azından, değil mi?

Seks benim için bir kaçış yoluydu; gerçeklik yeterince iyi değildi çünkü. Kollarının arasında kaybolmak istediğim adam, varlığımdan bile habersizdi; her gün yüzünü görmekten nefret ettiğim bir kadına aşık rolü yapmak zorundaydım; kendimi 'yaşamak' denen sonlu döngünün içine hapsetmiştim ve varlığımı vücuduma ve bedenime kanıtlayan tek eylemin seks olduğunu düşünüyordum. Hayatımdaki tek güzel şeydi seks; onsuz yaşamaksa bilmediğim şarkı sözleri.

Zengin bir piç olmaktan öteye giden bir hayat yoktu ne önümde ne de arkamda. Günlerimi boyamasından mutluluk duyduğum tek renk, şehvet kırmızısıydı. Hissetmeyi sevdiğim tek an, orgazm anıydı. Gözlerimi huzurla kapatabildiğim geceler, birinin koynunda yerimi aldığım gecelerdi. Şimdi söyler misiniz bana, seksi nasıl sevmeyebilirdim ki?

Rüyam da en düşüncelerim kadar kirliydi. Çıplak vücudum, onlarca sandalyeyi düzenli bir şekilde dizip oturan adamın yanından geçiyordu. Hepsini tanıyordum; anılarımda canlıydı yüz ifadeleri ve inlemeleri. Ama hiçbirinin adını, işini veya boş zamanlarında neler yapmaktan hoşlandıklarını bilmiyordum. Aslında bilmemeyi isteyen bendim. Birini tanımaya başlarsanız, ona bağlanırdınız.

Çıplak benin, ağır adımlarla yürüyüşünü uzaktan; çok çok uzaklardan izlemek ölüm gibiydi. Oradaki herkesi tanımadığım kadar yabancıydım kendime. Hakkımda bildiğim tek şey, bir seks bağımlısı olduğumdu.

Park Chanyeol en öndeydi. Sandalyelerden birine oturmak için bekliyor gibi bir hali vardı. Neyi beklediğini anlamak için dahi olmaya gerek yoktu. Rüyamda bile giyinikti, lanet olsun ki; her şeyi hayal gücümün halletmesi gerekiyordu.

Yanına gidip kollarımı boynuna doladım. Tanrım, ben bu anı daha önce de yaşamıştım. Chanyeol'ü öptüm. Herkes bizi izliyor ama kimse tepki göstermiyordu. Keşke gerçek dünya da böyle olsaydı.

Vücudumu Chanyeol'ün kaslı bedenine yaslayarak onu su bulmuş çöl göçebesi gibi öpmeye devam ettim. Ah, rüyamda bile öyle iyi hissettiriyordu ki dudakları. Kendimi asla kaybetmezdim bir öpücükte ve bu, Chanyeol için de geçerliydi. Hazdan başka hiçbir şey yoktu hızla atan kalbimde.

Dili ağzımın içine girdi. Gerçek hayattan farklı olarak karşılık veriyor hatta yönetiyordu. Bundan hoşlanmadığımı söyleyemezdim. Süt tadını hala alabildiğim dudaklarını kana kana öpmeye devam ettim.

"Hayır," dedi bir anda. Ah hayır. Yine başlıyorduk. Vücudumu sertçe itti ve sırtım yere çarparken gözlerim hızla açıldı.

Derin nefesler alarak doğrulmaya çalıştım. Başım dönüyor, akciğerlerim oksijensizlikten resmen kıvranıyordu. Bir rüyanın beni bu kadar etkilemesi ürkütücüydü.

Kendime gelmem iki dakika kadar bir süre aldı. Kalp atışlarım normale dönerken çevreme bakındım. Evimde olmadığımı anlamak için dahi olmaya gerek yoktu. Minik bir odadaki minik bir yatağın üstünde yatan minik bir bedendim sadece. Yorganı üstümden attım ve ayağa kalktım.

Moth - ChanBaek ✔حيث تعيش القصص. اكتشف الآن